İlk başta korku vardı içimizde. İlk tanışma, ilk sohbet ve bu ilk gece idi ikimiz için. Umut var mıydı sende bilmiyorum. Ama gece benim cesaretiminim doğuş günlerinden biriydi.
Milyonlarca yıldız vardı o gece tepede. Şehirde görülebilecek en fazla yıldızın olduğu en değerli geceydi belki de. Pek hafızam iyi değildir. Sohbetlerde pek tatlı bir hâl alsamda arada içimde bir sıfırlama tuşu var ama bunun bir önemi yok şu anlık. Bizim için olan hayal ile gerçek sınırları arasındaki bu yerden devam edeceğim.
Sen, "Yıldızlar çok parlak." demiştin. Ben, "Belki birini elimize alırsak bizim için anılarla dolu bir yer olur, ne dersin?" demiştim. Sen, "Eğlenceli olur. Hadi, deneyelim." dedin. Ama hangisini seçecektik? Hepsi aynıydı. Bazıları sönüktü bazıları normaldi. Bıkkınca bakmaya devam ettik. Ama sonuç sıfır idi. Sonunda ben uzandım, "Yoruldum." dedim. Sen de, "Ben de." dedin uzandın. Şimdi böyle yazınca senli benli bir cümle geçmiş gibi oldu. Hafif bir eğlenceliymiş bu günlük işi.
Dakikalarca gökyüzüne baktık. Sonunda sen, "Ay'ın yanına bakmadık." dedin. Kafamızı Ay'ın olduğunu sandığımız yere çevirdik. Biraz salakça idi. Ay'dan parlak bir yıldıza kanmıştık. Halbuki ikimizde o yönde olmadığını biliyorduk. Bilsekte biraz komedi işimize gelmişti. Fakat bu parlak yıldız sanki ikimiz için parlıyordu. Elimize aldık o yıldızı. Orta boyda hayal kırıklığı yaratan bir kurunuz vardı. Çizimden bir yıldız kutu. Ne desem içine bir şey koyma isteğim yoktu. Ama boyanırsa belki güzel olur de mi? Bunu sesli söyleyen sendin. Ben olamadım. Boyaları bulmamız daha kolay oldu. Altımızdaki yer bir boyaydı. Nasıl fark edememiştik. Belki de bu sınırdan kaynaklı idi. Ama eğlenceli idi. Elimize değen her renk bir şekilde bir yerlerinde yer alıyordu.
Yazmaktan yoruldum. Beş dakika ara verdim o yüzden. Sıkıcı bir iş bu yazma. Sabır falan istiyor. Söylemek daha kolay ama kilometreler söz konusu. Ayrıca kutu da kayıp. Ayrılmak bize yaramadı. Kutu aniden kayboldu. O gidince pek çok komik anı kayboldu. Off, bir sürü olay var ama ben ne yapacağım bilmiyorum. Bu günlük fikri bile çok aniden geldi. Bir cevap verirsin umarım buna.
Devam etsem iyi olur. Çok fazla iç sesim gibi davranıyorum buna.
Kutumuzun boyaması bittikten sonra kuruması için bıraktık. Zaman o kadar hızlı aktı ki sabah oldu. Renkler sıradan çimen oldu. Kutu aynı hâlinde kaldı. Sonra ayrılmak zorunda kaldık. Tekrar buluşma sözü ile tabii. İşte ondan sonra olaylar çok hızlı gelişti. Çok fazla anıyı bir kutuya yığdık. Şimdi birini yazsam öbürü kalacak. Başladığım anda başka bir anı aklıma gelecek. Bunları başka zaman anlatırım. Karmaşık duygular ile başladım. Düzene girdikçe anılar gelir aklıma. Ama tebessümlerimiz ve gözyaşlarımız dolu çok fazla anı var. Tüm duygularmız neredeyse o kutuda. Her eğlencemizde o kutu vardı. Ufak bir kolye, ufak bir ot, birkaç defter sayfası... Daha neler var neler! Hepsinde de bir anı. Ve hatırlar mısın, o kutu ne kadar dolsa bile içinde yer bitmezdi. Sonsuzluğa gidiyor gibiydi. Ayrıca ihtiyacımız olan anılarda hep üste aniden belirirdi. Ne kadar sallasakta aşağı inmezlerdi. Hep üste olurlardı. Kutu bizim bir parçamız gibiydi. Hatta bazen seslerimizi duyardık o kutuda. Gülmemizi sağlardı. Acımızı yok ederdi. Acı içinde gülmek. İşte o bunu yapardı. Neyse çok fazla dalmayayım. Biraz daha yazarsam hepsini dökmeyi denerim. Bileğim hafiften acıyor. O zaman hepten acır. Bu defterde dayanmaz zaten. Ben hele hiç dayanamam. Boş yaparım arada. Off, sıkıldım. Yoruldum. Bu yazma işi sabır ve düzen işi kesin. Arada gezmek isteyen biri için pek sevilecek iş değil. Sen nasıl dayanıyorsun buna? Arada ben iyiyim falanda. Bende Sen dekiler yok. Offf, giderek daha fazla boş yapıyorum. Eğer yazdıklarımı okuyorsan bil ki içimde bir özlem var da ondan böyle her şey.
---------------------------------------------------------
searia1
Biraz geç oldu ama doğum günün kutlu olsun. Umarım bu hediyeyi beğenirsin.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
YILDIZDAN KUTU
Short StoryEllerimizi gökyüzüne kaldırıp bir yıldızı tutmuştuk. Biraz hayaller dünyasından gelmede olsa bu kutu ikimiz içinde önemli idi. Hatırlar mısın, bu kutunun içindeki anılarımızı belki unutmuşsundur diye sana bu günlüğü bırakıyorum. Ucunda o kutu yok. A...