8. Bölüm: Gerçeklerin Yarısı

506 206 181
                                    

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayalımm...

♠️

"Yeter bu kadar, Damon hoca!"

Kendimi koşmaya devam edemeyeceğim pistin üzerinde yere attım. Saatlerdir durmadan akademinin alt katında olan bu sahanın pistinde koşturuyordum. İşin kötü yanı, tek başıma değildim. Antreman alanı o kadar büyüktü ki, ileride olan kayalıklarda Archer bombalarıyla her yeri talan ederken, Brand içerisine girdiği tenekeyi sol eliyle dondurup sağ eliyle ısıtarak eski haline geri getiriyordu.

Aklıma Brand ile kaldığımız o gece geldiğinde bakışlarımı ondan kaçırdım.

Tam bir haftadır ondan kaçacak delik arıyordum. Uyandığımız sabah, tek bacağım Brand'ın bacaklarının üzerinde duruyorken gözlerimi açmıştım. Odadan beraber çıktığımızda bizi yakalayan Darrel, Garvin ve Chris üçlüsü, sürekli imalarda bulunarak utancımı ikiye katlıyorlardı.

"Hadi bir tur daha, kafan her neredeyse 4.58 saniyenin altına düşmelisin Aniyenna."

Damon hocanın sesiyle bakışlarımı ona kaldırdım. Yarım yamalak aldığım nefesim, boğazımı tırmalıyordu. Avuç içlerimdeki destek sayesinde yerden kalkıp, ellerimi diz kapaklarıma koydum ve derin bir nefes aldım.

Başlama çizgisine geçtiğimde zihnimin içinde bir çok bilinmezlik dolanıyor vaziyetteydi. Bir haftadır doğru düzgün göremediğim amcam, Brand ile olan yakınlaşmamız, beynimi ele alan bir küre gibiydi. Kafamı sağa sola salladım, buraya kahraman olmaya geldiğimi tüm iliklerime hatırlatmak zorundaydım.

"3,2,1 Başla!"

Düdük sesi tizlik halinde alanı doldurmaya başladığında, fazlasıyla ısıtmış olduğum bedenimi öne atarak tüm gücümle koşmaya başladım.

Önümü göremeyecek kadar hızlanmıştım. Kalbim, kendi atışı altında sürat bilmeden bedenimi zorluyordu.

Brand'ın etrafından dolanırken, mümkün olduğunca ona bakmamaya çalışarak bitiş çizgisine ulaşmıştım. Bebeğimi koruma çemberine aldığımdan ötürü, onun etkilenmiyor olması rahatlatıcı bir avantajdı.

"2.46 Aferin Aniyenna, demek ki istediğin zaman kafanı toparlayabiliyorsun" kalçamın üzerine doğru kendimi yere attığımda, Damon hocanın iğneleyici sözü ile uğraşmayı es geçmiştim.

"Saat çok geç oldu, hepiniz yurda dönün." herkese sırayla göz gezdirirken korkulacak bakışları beni buldu.

"İyice dinlen Aniyenna, yarın güzel bir antreman seni bekliyor. Bu sefer kolay olmayacak, seni biraz zorlayacağım" işaret parmağımı burnumun üzerinde hafifçe gezdirdim. İtiraz etmem bir işe yaramayacağı gibi, buna bir hakkım olmadığını da biliyordum.

"Tamam, yarın için bolca dinleneceğim" dedim. Tatmin olurcasına beni onayladı.

♠️

Sessizliğin ağır tınısı bütün masayı etkisi altına aldığında, masada uzunca göz gezdirdim. İki kişi haricinde herkes yerli yerinde oturuyordu. Brand ve Laura, ikisi de geldiğimizden beri bilinmezliğe kavuşmuştu.

"Brand nerede? Senin şu meşhur, uyku prensin"

Nefes boruma kaçan yemek sayesinde öksürerek Darrel'a baktım.

"Oğlum yapma şunu, bir haftadır yeter amına koyayım ya"

su bardağını elime aldım ve koca bir yudumu mideme gönderdim. Darrel, Garvin'in cevabından sonra bakışını yanında oturan arkadaşına dikmişti.

KAN MAVİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin