" Sen bir hainsin..." Jeremiah ellerini ovuştururken yüzündeki sırıtmayla kızın gözlerinin içine bakıyordu..
" Bunu diyenin sen olması komik Jeremiah.. siz, hepiniz saf kötüsünüz.." Diana geri adım atmamaya yemin etmişti.. Bu yol onun yoluydu ve önüne çıkan her engeli geçmekte oldukça kararlıydı..
" Aah.. yeter artık siz ikinizin didişmesini izlemek çok sıkıcı.. " Jerome işaret parmağını silahın üzerinde gezdirirken kardeşinin yüzünü izliyordu..
" Jerome Valeska..." Şok geçiren adamın gözleri yerinden fırlayacakmış gibi duruyordu.. Jim elini tetikten yavaşça çekti..
" Hangi cehennemden kaçıp geldin yine.. lanet olsun nasıl diriliyorsunuz? ölümsüzlüğü bulmuşlar Jim..." Harvey sinirden deliye dönmek üzereydi yine de isyankâr tavrı arka tarafta emir bekleyen birkaç polis memurunun kıkırdamasına engel olamamıştı.
Jerome ve Jeremiah aynı anda kahkaha atmaya başladılar.. ortamda ki gerilim seviyesi gitgide artarken Diana bu durumun yaşanacağını bilerek sakin kalmaya devam etti..
" Hoş geldiniz baylar.. Biricik kardeşim Jerome geri döndü ve onun bu geri dönüşünü sevgili Diana'ya borçluyuz.." yavaşça ellerini iki yana açtı. Yüzünde hafif bir sırıtmayla Diana'ya bakıyordu.. "Ona bir teşekkürü çok görmeyin..." Ses tonunu alçaltıp ani bir şekilde yükselterek konuşuyordu.. sanki sahne ona aitti ve şovu başlatmadan önce ön konuşma yapıyordu.. ellerini yumruk yapıp sıktığında taktığı deri eldivenin gıcırtısı rahatlıkla duyulabilirdi. Diana onun surat ifadesinden neler hissettiğini anlamıştı. Jeremiah içten içe sinirleniyordu..
Jim sorgularcasına Diana'ya bakıyordu.. " Diana..nasıl?" Jerome bir adım öne zıpladı ve silahını Jim ve Harvey'e doğrulttu..
" Beyler lütfen.. size daha sonra açıklarız.. sıranızı beklemeniz gerekecek.. sevgili kardeşim Jeremiah.. ilk o geldi.." silahın yönü bu sefer Jeremiah'ı gösteriyordu..
Ecco ani bir şekilde öne bir hamle yapıp elindeki silahı Jerome'a doğrultup ateşlemişti..
Omzundan yaralanan adam dizlerinin üzerine çökmüştü... " Ecco.. seni.. " gülüyordu.. Diana ona doğru dönmüştü.. çenesinden tutup kafasını biraz havaya doğru kaldırdı.. Jerome'un bakışları Diana'nın gözlerine dokunuyordu...
" Valeska.. şu yaralanma işini artık bıraksan mı? " Diana'nın yüzünde oluşan tebessüm saniyeler sonra yerini buz gibi bir ifadeye bırakmıştı..
" Jeremiah.. sanırım kendine yeni bir köle bulmak zorundasın.." elinde oluşturduğu küçük buzdan bıçağı Jerome'un gözlerinin içine bakarak Ecco'ya fırlatmıştı.."Sınırını aştın.."
Buzdan bıçak boğazına saplanmıştı kızın ve kan kusmaya başlamıştı... Diana parmak uçlarını Jerome'un omzunda gezdirdikten sonra Ecco'nun yanına gidip dağınık saçlarından tutmuş ve onun kafasını geriye doğru yatırmıştı..
Jerome bu durumdan oldukça zevk alıyor gibi görünüyordu bir yandan da Diana'nın bu hareketinin sebebini merak etmişti. Bu fikir aklının duvarlarına tırmanırken yüzünde oluşan soğuk ve sert ifadeyi fark edip ne düşündüğünü belli etmemek için kıkırdayarak durumu toparladı.
" Seni uyarmıştım..." Gözlerindeki alevler ve ses tonunda ki soğukluk ile kızın kafasını sertçe yere çarpmıştı...
Herkes bu ani hareketle şok içinde bakarken Diana soğuk bir gülümseme sundu.
Kafasını Jeremiah'a çevirdiğinde " Üzgün olduğumu söylemek isterdim ama sen de onun senin için yetersiz bir köle olduğunu biliyordun... Senin sıranda gelicek ancak zamanın var.. o zamana kadar güzelce eğlenelim ne dersin Jeremiah?.."