Yaklaşık bir aydır olduğu gibi yine sabah 7'de kalkıp okul için hazırlandım. Kolej olduğu için forma derdimiz yoktu. Ekim ayında olduğumuz için dışarısı biraz serindi. Rahat giyinmeyi sevdiğim için altıma koyu renkte bacaklarımı ikinci bir deri gibi saran kot ve üzerinede koyu kırmızı kazağımı giymiştim. Ayaklarımada siyah botlarımı giyip deri çeketimi ve çantamı da alıp evden çıktım.
Sitenin park yerine doğru ilerleyip motoruma atladım ve okula doğru sürdüm.
Okula vardığımda direk sınıfa çıkıp çantamı sırama koydum. Yaklaşık bir aydır bu okuldaydım ve son sınıftım. Bu okulda yeni olduğum için fazla arkadaşım yoktu. Zaten bir kısmı cebindeki paraya güvenen kendini beğenmiş zengin şımarıklardı. Kızların derdi moda, erkeklerin ise gece yatağa atacakları kızlar. Anlayacağınız beş para etmez bir kısım mevcutdu. Tabi içlerinde insan olanlarda vardı Ezgi gibi. Ezgi bir ayda tanıyıp sevdiğim ve sohbet ettiğim tek kişiydi.
Ezgi bu okula tam bursla gelen öğrencilerdendi. Bana verilen dosyayı incelediğim kadarıyla onun gibi yaklaşık 4 öğrenci daha vardı. Ama onlar alt sınıftaydılar.
Dersin başlamasına 10 dakika kala Ezgi'de gelmiş çantasını yanıma koymuştu. Bu okulda da zengin ve fakir çizgisinin bariz belli olduğu bir sınıf ayrımı vardı. Çoğu zaman Ezgi'yi dışlayıp aşağılamaya çalıştıklarına şahit olmuştum.
Ama Ezgi maddi durumu kötü olduğu için utananlardan değil her daim hakkını savunanlardandı. Herkese ağzının payını verip susturuyordu. Asla kendini ezdirmiyordu ve ben bu huyuna bayılıyordum. O diğerleri gibi değil nasılsa oydu. Kimseyi aşağılamaz insanlarla parasına göre değil insan oldukları için sohbet ederdi.
"Günaydı Elzem."
"Günaydın Ezgi."
"Nasılsın görüşmeyeli."
"İyim canım sen nasılsın. Annen nasıl oldu."
"İyi olmaya çalışıyorum. Annem daha da iyi olacak inşallah tedaviye devam ediyoruz. Çoğu zaman halsiz ve uyuyo oluyor. Ama doktor tedavi sırasında bunların olucağınıda söylemişti zaten. "
"Umarım en kısa zamanda iyileşir."
Konuşmamız hocanın sınıfa girmesiye yarım kalmış derse başlamıştık. Ben kafamı sıraya koyup sabah alamadığım uykumun acısını çıkarmak için can atıyordum. Benim gibi bir kaç kişinin daha uyucağını görmüştüm. Tam kollarımı masaya yerleştirip rahat bir pozisyon ayarlarken Ezgi her zamanki gibi yine beni uyarmıştı.
"Elzem kızım bir kere de derste uyuma be en sonunda hoca atıcak seni dersten."
"Birşey olmaz merak etme hadi sana kolay gelsin."
O hocayı dinlerken bende kafamı sıraya koyup uyumaya çalıştım...
Ders zilinin çalmasıyla Ezgi'nin kolumu dürtüklemesi aynı zaman diliminde gerçekleşmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAKLAMBAÇ
AksiHayatı sıradanlığın dışında aksiyon ve gizemle harmanlanan liseli bir kız. Daha doğrusu çevresindekilerin onu liseli sıradan biri sandığı Ezlem Şahin. Aksiyon ve meceranın kalbinde can bulan biri. Aldığı görevi başarıyla yerine getirebilecek mi? Yo...