Koçovalı brothers'ler ofise geçiş yaptıktan sonra Yamaç'ı dinliyordu. Yamaç ne olduysa aynı şekilde anlatıyordu olanları.
Cumalı kudurmuştu yine, odada sağdan sola yürüyordu.- Cumali : bende seninle gelicem !
- Yamaç : ya bir dur ağbiii !
- Selim : Yamaç cumartesi gecesine gidecek misin ?
- Yamaç : gitmeyi düşünmüyorum..
- Selim : bence gitmelisin !
- Salih : bence gitme Yamaç.
- Yamaç : neden öyle dedin Salih ? Sen hep git derdin.
- Salih : Yamaç.. Bu adamlar seni hem cumartesi günü hem pazar günü davet ediyorlar. Sence bir tuhaflık yok mu ?
- Yamaç : hmm... Bilmiyorum, mantıklı.
- Selim : sanmıyorum. Bence Ogeday seni başka bir şey için çağırıyor. Bak bu Arık sana ne dedi ? Gelmeni istemiyor, demek ki gitmelisin.
- Yamaç : abi sen okusaydın baya profesör olurdun biliyor musun ?Selim Yamaç'ın kafasına vurmuştu.
Yamaç ilk defa bir hafta sonra onların yanında samimi bir şekilde gülümsemişti.- Yamaç : tamam gideriz belki bakalım
- Selim : kesinlikle git.Herkes dağılmıştı. Yamaç odada yalnız kalmıştı. Eli telefona gitmişti. Telefon repertuarında E harfine tıklamıştı... "Efsuuuun" diye kaydettiği o çok özel numaraya... sevdiği kadına, ona bakıyordu karanlıkta.
Parmağının ucuyla okşuyordu. Sanki Efsun'a dokunuyormuş gibi.
Karanlıkta öylece dalmışken birisi aniden kapıya vurmuştu. Yamaç telefonu alıp cebine koymuştu.- Yamaç : buyrun ?
Selim kapıyı açmıştı "girebilir miyim ?"
- Yamaç : gir ağbim
Selim oturmuştu "Yamaç... Neyin var ?"
- Yamaç : bir şeyim yok.
- Selim : hiç'te öyle görünmüyor Yamaç, iyi değilsin. Bunu herkes fark etti.
- Yamaç : abi merak etme, ben iyiyim. Toparlanırım.
- Selim : geceleri evde uyumuyorsun. Bu bana birini hatırlatıyor... (Selim kendinden bahsediyordu...). Neyse konu bu değil. Sana sadece diyeceğim bu. Seni ne mutsuz ediyorsa uzaklaş, mutluluğuna bak.Yamaç'ın gözleri dolmuştu
- Yamaç : abi.. Az önceki dediğimi değiştiriyorum, senden iyi bir psikolog veya psikiyatr olurmuş
- Selim : Yamaç !!Yamaç gülüyordu. İkisi ayağa kalkmıştı. Selim ellerini kaldırmıştı Yamaç ona yaklaşmıştı. İki abi-kardeş birbirine sarılmıştı. Yamaç ağlamak istiyordu fakat ağlamayacaktı. Belki bir haftanın birikimiydi bu fakat ağlarsa abisine herşeyi anlatmaktan korkuyordu.
- Yamaç : abi düşüdüm ve karar verdim cumartesi gideceğim
- Selim : tamam sana bir kıyafet ayarlıycam
- Yamaç : ah ben onu düşünmemiştim
- Selim : o iş bende. Erdenetler görsünler Kocovalı endamını.Yamaç gülüyordu
- Selim : ha şöyle !
Yamaç bu sefer kendine gelmişti. Odasına çıkıp bebeğini öpüp gitmişti. Her akşam aynı şeyi yapıyordu. Nehir alışmıştı. Yüzüne bile bakmıyordu. Yamaç bu sefer Aliço'nün mekanına gitmişti. Celasun ve Meke'yi çağırmıştı.
- Yamaç : Sizden bir şey isteyeceğim. Arık'ı takip etmeyi bırakın. Sizden Ogeday Erdenet'ın çöplerini getirmenizi ve Alico'yla bakmanızı istiyorum.
- Meke : abi ne arıyoruz ?
- Yamaç : ne olursa olsun. Ve Ogeday'ı araştırın, takip edin. Bakın nereye uğruyor ne iş yapıyor ?
- Celasun : tamam abi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kendimden geçtim, senden asla...
RomantizmBir kaç ay önce başladığım ve devamını yazmakta olduğum EfYam hikâyesi. Sevdiğim bir arkadaş sayesinde cesaretimi topladım ve sizinle paylaşıyorum. Kalemim iyi olmayabilir fakat bu hikayeye kalbimi koymaya çalıştım. Umarım beğenirsiniz 🙏🌹🧚 ⭐ Her...