Aradan geçen üç günlük maket serüveninin ardından, Hongjoong ve Seonghwa'nın son senelerindeki maket ödevleri sona ermişti.
İkisi de kendilerini pijamalarıyla yataklarına atmıştı. Sabahın köründe uyanmalarına rağmen bugünkü dersler hafif olduğundan gitmeyi boşverip, günlerdir tadını çıkaramadıkları yataklarında telefonlarıyla ilgileniyorlardı.
Yeosang ve Jongho beraber motor yarışına hazırlanırken, onun da sponsor yarışına iki günü kalmıştı.
San uzun süredir uğramadığı bardan üç gündür çıkamadığı için, Wooyoung beraber büyüdüğü arkadaşıyla açtığı arasını iyice kapatmış, su sızmaz hale getirmişti. Şimdi odasında çizim yaparken, hiç olmadığı kadar sessizdi.
Seonghwa yatağında yalnız hissedince dudak büzerek sevgilisine baktı. "Pişt, atom karınca.."
"Hmm?" Hongjoong telefonunu kilitleyip karşı yatağında uzanan sevgilisine baktı. Uzun olan öpücük atarak yanını patpatladı. "Gel yanıma, günlerdir sevemiyorum seni."
Hongjoong gülerek göz devirip, yatağından kalkarak diğer yatağa girdi. "Öküzsün, sevgili olunca bitti tüm kibarlığın."
"Ya güzelim, ne yaptım yine ben?" Seonghwa şaşkınlıkla küçüğüne bakarken beklediği cevap küçük dudakların arasından çıkan dil değildi. Gülerek sevgilisinin dilini yakaladı.
"Hani bana bir daha dil çıkarmayacaktın? Koparayım mı şimdi dilini?" Hongjoong kıkırdayarak büyük eli kavrayıp, dilini kurtararak Seonghwa'nın elini ısırdı.
"Dilimden ne istiyorsun? Ben dilimi seviyorum." Seonghwa birden sevgilisini öptüğünde, Hongjoong gözlerini kıstı.
"Sen beni çat diye öpmeye fena alıştın. Yapma şöyle şeyler."
"Hm, yapmam. Seni Busan'a götüreyim mi?" Hongjoong kaşlarını kaldırarak ona baktı.
"Ne yapacağız orada?" Dudak büzerek sormuştu, hava o kadar sıcak değildi. Pek bir şey yapamazlardı.
"Dördüncü yarışım orada, gelmem dersen götürmeyeceğim seni." Hongjoong başıyla onayladı. "Beni de götür. Yeonjunlar da geliyor mu?" Uzun olan dudaklarını birbirine bastırıp gözlerini kapatarak başını oldukça belirgin şekilede aşağı yukarı salladı.
"Yeonjun'la konuştuk dün gece. Motorları koyabilmek için kasalı 4×4 kiralayacağız." Hongjoong gözlerini kıstı. "Muhtemelen en son ben öğreniyorum bunları. Neden söylemedin bana?"
"Uyudun akşam erkenden, dün gece öğrendik zaten biz de. Diğer iki yarışta Daegu'da yapılacakmış. Busan'dan direkt oraya geçeceğiz." Seonghwa yumuşak yanakta parmağını gezirirken, Hongjoong onaylamıştı. "Hepimiz araba sürmeyi biliyoruz zaten, gideriz."
Seonghwa tam bir şey diyecekken odaya dalan Wooyoung'la diyeceğini unutup, kendini yatağa sırt üstü bıraktı. Odalarının kapısını asla çalmayan ikili yakında elinde kalacaktı.
"Şey, yanlış zamanda mı geldim?" Wooyoung başını yere eğmişken Hongjoong doğruldu. "Yok, konuşuyorduk öyle. Bir şey mi oldu?"
''Şey soracaktım, çizimime yardım edip edemeyeceğini.. Hem bitmiyor, hem de nasıl yapacağımdan emin değilim." Wooyoung hyunglarına dudak büzerek bakarken, Hongjoong onayladı.
"Geliyorum."
"Mimarlık öğrencisiyiz biz ya, bizden sanatsal bir şeyler çıkmaz ki." Seonghwa yanından giden sevgilisinin arkasından Wooyoung'a söylenirken, Hongjoong gülmüştü. "Boş yapma. Ne zaman gidiyorduk?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FRIENDS || SEONGJOONG
FanfictionSeonghwa ve Hongjoong üniversitede tanışan iki gençtir, beraber eve çıkmışlardır. Hongjoong'un kesinlikle çılgın bir kuzeni vardır ve başlarına en çok belayı o açmaktadır. (Wooyoung) Her gün gürültülü olan 2 odalı evde, iki sessiz insanın sabrı sın...