2 Yıl Sonra
Mutluluğum ve huzurum tekrar benimle birlikteydi. Çocuklarım ve aşık olduğum adam yanımdaydı. Halton hala şirketiyle uğraşıyordu. Ally okula başlamış ve kardeşine zorda olsa alışmıştı. Danny 2 yaşında olmuştu ve aynı babası gibi huysuzdu. Ben ise ailemi ayakta tutmaya devam ediyordum. Eskiden tehlikeli bir yaratık olan ben, bunlara nasıl alışırım? Acaba hiç mutlu olur muyum?diye düşünüp kendimi kaybederdim. Şimdi ise mutluluğumun bozulmasından korkuyorum. Çünkü tehlike hala üstümüzde.
Evdeydim ve küçük canavarım Danny ile yiyişiyordum. Kapının zil sesiyle irkildim ve yerimden, kucağımda Danny ile kapıya yöneldim. Kapıyı açtığımda benim minik civcivimle karşılaştım.
''Hoşgeldin tatlım."
''Hoşbulduk anne." deyip yanağımı öpmesi için birazcık eğildim ve o güzel yumuşak dudaklarını yanağımda hissettim.
İçeri geçtiğinde, gözleri etrafı inceliyordu. Buna şaşırmıştım. Bu kadar önemli ne arıyordu ki? Hızlıca Danny'i salonda olan sandalyesine otutturdum ve Ally'nin hareketlerini izlemeye başladım.
''Kızım sorun ne?'' dediğimde mavişlerini bana çevirdi.
''Anne, babam nerde?'' Mesele şimdi anlaşıldı. Bu durum sırıtmama sebep oldu.
''Tatlım, baban çalışıyor bunu biliyorsun." deyip kucağıma gelmek için kollarını açtığımda onu hızlıca kucağıma aldım.
''Ama birkaç gecedir hep geç geliyor."
''Çünkü bu ara işleri çok yoğun. Merak etme ben senin için babanı ararım.'' dediğimde asık suratı yerine yüzünü güzelleştiren kocaman bir gülümseme yerleşti.
''Teşekkür ederim anne.'' deyip yanağıma sulu bir öpücük kondurdu.
''Ama şimdi sende gidip üstünü değiştiriyorsun. Bende babanı arayıp yemeğe gelip gelmeyeceğini soralım.''
''Tamam." deyip kucağımdan indi ve yukarı odasına çıkmaya başladı.
Hızlıca masada duran telefonumu elime alıp, Halton'ı aramaya başladım. Açıkçası geç geldiği için bende onu çok özlüyordum. Telefonu kulağıma koyup açmasını bekledim ve kısa süre içinde sesini duydum.
''Bebeğim!'' Bunu söylemesine bayılıyordum.
''Sevgilim?!''
''Bir sorun mu var?''
''Hayır sadece seni merak ettik. Neler yapıyorsunuz?''
''İyi bir iş aldık. Bunu değerlendiriyoruz"''
''Mmm, o zaman bana bu akşam o güzel işini anlatır mısın? Kulağıma söylersin herhalde, değil mi?''
''O da süpriz olsun bebeğim. Kulağına başka şeyler söyleyeceğim." dediğinde hafifçe sırıttım. Kendine gel Bella. Konuyu değiştir.
''Canın kan çekiyor mu?''
''Hayır. Çantama koyduğunu sabah içmiştim zaten."
''Sevindim. Peki yemeğe yetişir misin?''
''Üzgünüm meleğim. Siz yiyin ben gecikirim.'' İşte bu suratımı asmama sebep oldu.
''Tamam." dedim soğuk bir şekilde.
''Bella yapma lütfen! Biraz daha sabır. Sonra söz veriyorum öğlen yemeklerini bile birlikte yiyeceğiz."
''Tamam Halton abartma. O zaman sonra görüşürüz."
''Görüşürüz meleğimm'' deyip telefonu kapadı. Onu gerçekten çok özlüyordum.
***
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vampir Karım
مصاص دماءHer insan normal bir evlilik, normal bir yaşam sürerken; ben zarar vermekten korkuyorum. Çünkü ben normal değilim. Kan içer, sihire inananırım. Gündüzü sevmez, geceyi yaşamak isterim. Yine de her saati yaşarım. Gözlerim kırmızı olur, dişlerimi acıma...