Gözlerimi açtığımda saatin çok geç olduğunu fark ettim. Hızlıca elimdeki telefonu bıraktım ve kıyafetlerimi giyinmeye başladım çünkü bugün okulumun ilk günüydü ve bu olay beni çok heyecanlandırıyordu. 10. Sınıf öğrencisi olmuştum ve açık konuşmak gerekirse gittiğim okul pek de güzel bir okul değildi. Böyle deyince aklınıza okulun kötü olduğu gelmesin, öğrenciler çok asabi ve geneli belalı bir tipti. Size bunları anlatırken anneme haber edip evden çıkmıştım ve daha kahvaltı bile yapmamıştım. Yokuş yoldan aşağı doğru inerken yanımda bir arabanın yavaşladığını fark ettim ve arabadaki kişiye baktığımda biyoloji öğretmenimi gördüm. Eliyle içeriyi işaret ederek açık olan camdan yüzüme baktı ve hızlı olmam gerektiğini söyledi. Dediğini dinledim ve arka koltuğa hızlıca bindim."Bugün neden geç kaldın Efsun?"dedi aynadan bana bakarak.
"Hocam, derin bir rüyadaydım. Uyanamadım sanırım." Dedim.
"Bayılırım rüyalara." Dedi. Size ondan bahsedeyim. Kendisi bizim okula geçen sene atanan bir öğretmen ve uzun zamandır öğretmenlik yapan biri. İsmi Kemal. Yaklaşık 185 cm boylarında ve kumral bir kişi. Yaşına bakacak olursanız fiziği de baya iyi. Kendisi benim en sevdiğim öğretmenim. Ders işleme biçimi gerçekten çok iyi ve evde hiç ders çalışmasanız bile onun anlattıkları hafızanızdan silinmiyor. Belki de sadece bende oluyor bu bilmiyorum.İlk iki saatimiz biyoloji olduğu için bu konuda biraz şansıydım açıkçası hem sabaha daha enerjik başlıyordum. Sınıfın çoğunluğu biyoloji dersini sevmezdi ama onlar da Kemal hocayı seviyordu bundan emindim.
"Evet, ilk sayfayı açarak başlayabiliriz." Dedi Kemal hoca.
"Hocam ben kitabımı unuttum." Diye bir ses geldiğinde kafamı sesin çıktığı tarafa çevirdim.
"Meltem, ders programını okul yayınlamıştı zaten. Nasıl unutabildin? Neyse arkadaşından bak." Kemal hoca bunu dedikten sonra Meltem sıra arkadaşının kitabını önüne çekti.
Ona ters bakışlarımı ilettim. Sıra onda, size biraz da ondan bahsedeyim. Meltem benim ilkokulda en yakın arkadaşımdı. Çok duygusal çok naif bir kızdı. Ortaokulda da öyleydi tabii. Ama liseye geçtiği zaman aramız çok bozulmuştu. Bunun sebebini onun değişmesine bağlıyorum. Fiziksel olarak değişmişti elbette ama bahsettiğim değişim bu değildi. Takıntı yaptığı biri vardı hayatında, bu kişiyle ilkokul ve ortaokulda da arkadaştık ve Meltem onun peşinden koşuyordu. Ben, sevdiğinden değil takıntı yaptığından böyle davrandığını düşünüyordum. Her neyse. Kemal hoca dersi anlatmaya başlamıştı. İlk konumuz mayoz ve mitoz bölünmeydi. Okula başlamadan önce biraz çalıştığım bir konuydu ve Kemal hocanın anlattıklarını genel olarak biliyordum.
"Evet arkadaşlar, bugün ilk gün olduğu için sizi fazla sıkmak istemiyorum. Zilin çalmasına 20 dakika var, bu süre boyunca konuşabilirsiniz." Dedi ve ekledi
"Telefon kullanmak bildiğimiz gibi yasak Meltem." Dedi ve sözünü bitirip yapay bir gülümseme attı. Bu süre boyunca yaz tatilinde çok nadir görüştüğüm en yakın arkadaşım olan Eslem'e döndüm;
"Şu sıra kafam pek yerinde değil. Her şeye sinirli yaklaşabiliyorum ve umarım bu senem kötü geçmez." Dedim.
"Pek mümkün durmuyor gibi, şu ortama baksana çöplük gibi." Dedi özellikle Meltem'i kastederek. Gülümsedim ve kafamı biraz sıramın üzerine koydum. Arkadan konuşulan saçma sapan konuları umursamadan gözlerimi kapattım, başım da çok ağrıyordu bu yüzden kafamın kenarlarına elimle baskı yaptım.Zilin çaldığını duyduğum zaman Eslem de kolumdan yavaşça çekiştirmeye başladı. Kalktım ve birlikte kantine inip tost yeyip meyve suyu içtik. Başımın ağrısı azaldığı için yüzüm biraz daha gülüyordu. Eslem gözüyle birini işaret ederek kulağıma fısıldadı:
"Sabahtan beri seni süzüyor farkında mısın?"
Gösterdiği kişiye baktım ve bana bakarken yakaladım. Hemen gözlerini çevirdiğini görünce Eslem kıkırdadı.
"Umrumda değil Eslem, bu sene derslerime yoğunluk vereceğim." Dedim. O sırada kantine Meltem'in indiğini gördüm. Yanında iki arkadaşıyla bana doğru geliyordu.
"O bakışlarını bir daha üzerimde görmeyim!" Dedi sinirli bir şekilde. Onu pek umursamadığım için Eslem'le konuşmaya devam ettim. Kolumdan tuttuğunu fark ettiğim anda hızlıca ayağa kalkıp kolumu çektim.
"Efsun, seninle konuşurken bana bak." Dedi. Sesini yükselttiği için etrafımıza birkaç kişinin toplandığını gördüm.
"İlk olarak bana sesini yükselttiğini bir daha duymayayım. İkinci olarak..." dedim ve cümlemin devamını getirmeden omzundan kenara itekleyip kendime bir yol açtım ve yoluma devam ettim.
"Hâlâ yüzüme bakmıyorsun, bu nasıl bir küstahlık?" Dediğini duydum. Hızlıca kızlar tuvaletine girip Meltem'in gelmesini bekledim. Kapıyı çarptığı anda üstüme doğru hızlıca yürüdü ve boğazıma yapıştı.
"Sakın bir daha bunu yapma." Dedi. Bu cümleyi söylerken her bir kelimenin üzerinde durarak söylemişti ve gitti. O gittiğinde eli boğazımdan çekildiği için daha rahat nefes almaya başlamıştım. Eslem yanıma hızlıca geldi. Heyecanlandığı ve korktuğu gözlerinden belli oluyordu.
"Efsun, iyi misin?" Dedi nefes nefese kalarak.
"İyiyim, sakin ol." Dedim. Elimi ve yüzümü yıkadıktan sonra sınıfa döndüm. Sınıfa geldiğimde herkesin bana bakarak gülüştüğünü duydum.
"Tatlım, boğazındaki atkıyı çıkar da bir boynunu görelim." Deyip kahkaha attılar. Hiç bozulmadan yerime geçtim.
"Sevgi." Dedim gülümseyerek ve biraz bekledim.
"Keşke sen de kafatasını çıkarsan da beyninin olduğuna ikna etsen beni."
Bu lafı dediğim anda Eslem kahkaha attı. Ve tam o sırada hoca derse geldi. Kafam dolu olduğu için derse fazla odaklanamadım. Bugünün bitmesini sakince bekledim.Okul çıkışında eve gittiğimde çok yorgundum. Üzerimdeki kıyafetleri çıkardım ve ılık duşa girdim. Yaklaşık 10 dakika sonra duştan çıktım. Saçlarımı kuruladım ve yatağıma oturdum.
"Efsun yemek hazır!"
Annemi duyduğum anda uzandığım yatağımdan hemen kalktım ve mutfağa gittim.
"Anlat bakalım kızım, ilk günün nasıldı?" Dedi annem. Yüzünden heyecan okunuyordu çünkü benim okumamı çok istiyordu.
"Çok iyiydi anne, hatta baya iyi." Dedim gülümseyerek. Ne olursa olsun ona pek belli etmedim. Yemeğimi hızlıca yedim ve odama gittim. Bugün yorgun olduğum için erkenden uyumaya karar verdim.
İlk bölüm bitti, umarım sevmişsinizdir.