52- OMUZ

388 35 16
                                    

:
:

Yuqi : Çekil şurdan artık Shuhua, yapıştın bırakmadın bir türlü Soyeon'u.

Shuhua : Kıskanma canım. Unniem en çok beni özlemiş. Baksana ne kadar mutlu.

Soyeon özlediği sesleri duyduğu için bu kadar mutlu olacağını bilseydi muhtemelen çok daha erken uyanırdı. Gülümseyerek odadaki sevdiği insanlara baktı. Hepsi mutlulukla kendisine bakıyordu. Gözleri arka tarafta bekleyen Yoongi'yle kesiştiğinde gözlerindeki parıltı onu da gülümsetmişti. Uyandığından beri odadan ayrılmayıp başında durduğu için çok mutluydu.
Uzun zamandır görmediği için içinde biriken özleminin sonunda geçmeye başladığını hissediyordu. Yanı başında kavga eden Yuqi ve Shuhua'yı ayırmaya çalışan Jungkook'u görünce gülmeden edemedi. Az sonra olacakları şimdiden tahmin edebiliyordu.

Yuqi : Çekil git artık Shuhua. Valla çarpıcam şimdi suratına.

Shuhua : Gitmiyorum işte. Sen git asıl. Bırak sen de kolumu ya.

Jungkook : Soyeon'un dibinde bağrışıp durmayın artık. Rahat dursana kızım sen de.

Yuqi : O doğuştan öyle maalesef.

Shuhua : Ben şimdi göstericem kimin öyle olduğunu..

Shuhua Soyeon'un yatağından hızla kalkıp Yuqi'nin saçını tuttuğunda Jungkook da iki kızı ayırmaya çalışıyordu. Diğer kızlar da üzülerek Jungkook'a bakıyordu.

Minnie: Bebek gibi suratı vardı, yazık olacak çocuğa.

Soojin : Kendi kaşındı. Bu iki cadının arasına girerken düşünecekti onu.

:
:
:

Jungkook : Hyung baksana, çok şişmiş mi ?

Yoongi : Bakayım.

Jungkook : Ahh ! Hyung bak dedim ya. Niye elini bastırıyorsun ki ?

Yoongi : Sus lan. Hatalısın işte. Ne diye kız kavgasının ortasına giriyorsun ki sen ?

Yoongi söylene söylene elindeki buzu Jungkook'un yanağına bastırdı. Odanın bir köşesine büzüşmüş kızlar masum masum Jungkook'a bakıyordu.

Yuqi : Özür dilerim. Çok acıdı mı oppa ?

Jungkook kaşlarını çatarak Yuqi'ye baktı. Kızlar gülmeye başlamışken Yuqi garip garip diğerlerine baktı.

Yuqi : Niye gülüyorsunuz ya ? Özür dilemeye çalışıyorum burda. Canın yandı mı oppa ?

Jungkook : Bak hala...

Yoongi gülerek Yuqi'ye doğru döndü.

Yoongi : Jungkook'un oppa kelimesinden nefret ettiğini kimse söylemedi mi sana ?

Yuqi : Gerçekten mi ? Ben bilmiyordum, üzgünüm op- pardon sunbaenim.

Jungkook gözlerini devirip diğer tarafa bakarken Soyeon da olanları gülerek izliyordu.

:
:

Soyeon : Canım istemiyor, ısrar etme Soojin.

Soojin : Yemen lazım. Biraz zorla kendini.

Soyeon : Gerçekten-

Yoongi : Sen de biraz dinlen Soojin. Kaç gündür burdasın. Ben kalırım Soyeon'un yanında, merak etme.

Soojin Soyeon'u belki de en güvenilir kişiye emanet ettiği için içi rahat bir şekilde gülümseyerek odadan ayrıldı.
Oturduğu koltuktan kalkan Yoongi Soyeon'un yatağının ucuna gelip yaslandı.

Masadaki tabağı alıp Soyeon'un yanına yaklaştı. Soyeon gözlerini Yoongi'den ayırmadan yanına yaklaşmasını seyretti.

Yoongi : Hepimizi çok korkuttun.

Soyeon kafasını öne eğip ellerini oynamaya başladı.

Soyeon : Özür dilerim. Hepinizi endişelendirdim. Yine.

Yoongi Soyeon'un çenesini tutup kendisine bakmasını sağladı.

Yoongi : Kendini suçla diye söylemedim. Ayrıca bir daha suçsuzken özür dileme.

Soyeon Yoongi'nin bakışlarında kaybolduğunu hissediyordu o an. İlk defa kendini birinin yanında bu kadar güvende hissetmişti. Çok yabancı olduğu his ona iyi gelmişti. Gözlerini ayırmadan aklına takılan şeyi sordu.

Soyeon : Günlerdir burdaymışsın. Ayrıca konserden sonra direkt yola çıkmışsınız. Çok yorgun olmalısın.

Yoongi : Bana böyle baktığın an tüm yorgunluğum gitti.

Soyeom tebessüm ederek Yoongi'nin yüzüne baktı.

Soyeon : Bu kadar değerli miyim senin gözünde ?

Yoongi elini çekip kafasını sağa sola salladı. Hissettiklerini anlatamamaktan korkuyordu, ama denemek zorundaydı. Artık bu gözlere korkusuzca bakmak istiyordu.

Yoongi : O haberi okuduğumda... Aklımı yitirdim sandım. Gerçekten kafayı yemiş gibi hissettim. Henüz konser bitmemişti. 2 şarkımız kalmıştı ama sahnede ne yaptığımı bile hatırlamıyorum. Tek düşündüğüm sendin o an. Otelden nasıl çıktığımı veya uçağa nasıl bindiğimi de hatırlamıyorum. Jungkook'la konuşana kadar kafam yerinde değildi. Soojin'le iletişim halindelermiş, bu sayede gelene kadar bir şey öğrendim ama kalbim acıyordu Soyeon. Seni burda yatarken gördüğüm ilk an...

Yoongi yüzünü eğip gözlerini saklamaya çalıştı ama Soyeon eğilip gözündeki yaşı parmağıyla sildi. Dinlerken onun da gözleri dolmuştu.

Yoongi : O an gerçekten kalbim durdu sandım. Çok.. çok kötü görünüyordun. Be-ben...

Soyeon hıçkırıklara boğulan adama doğru uzanıp kollarını ona sardığında ikisi de ağlıyordu. Çok canları yanmıştı. İkisi de sürekli başkalarını düşünerek yaşamaya zorlanmışlardı ama artık birbirlerini düşünmek istiyorlardı. Acılarına sadece birbirlerine anlatmak, sadece bu omuzlarda ağlamak istiyorlardı. Kelimelere ihtiyaçları yoktu bunları düşünürken. İkisi de bu sarılmanın çok şey ifade ettiğini biliyordu.
 
Yoongi : O kadar korktum ki... Uyanmama ihtimalin... Kafayı yiyeceğimi sandım. Soyeon...

Soyeon kollarını daha çok sardı karşısındaki ağlayan bedene. Yoongi kafasını Soyeon'un boynuna gömdüğünde çatallaşan sesiyle mırıldandı.

Yoongi : Bu koku... Nefes alabilmemin tek nedeni..

BEST UNIT ( Soyeon & Yoongi )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin