"Nayeon yani benim işime gelir tabi ama emin misin?" diye sordu Kyungsoo. Nayeon hayır anlamında başını sallayarak banklardan birine oturduğunda Kyungsoo sıkıntılı bir nefes vererek yanına oturdu.
"Bak seni çok darladım ama istemiyorsan yapmak zorunda değiliz" dediğinde Nayeon ona tuhaf bir bakış attı. "Sen kimsin ve Kyungsoo'ya ne yaptın?"
"Sanada iyi davranmaya gelmiyor" diye göz devirdi Kyungsoo.
"Ya kaç gündür beynimi yedin dövmede dövme diye şimdi dediğine bak, insan şaşırıyor" Nayeon dediklerinde son derece haklıydı ve Kyungsoo neden birden onu bu kadar önemsemeye başladığını bilmiyordu.
İkiside sessizce dövmecinin dışındaki bankta otururken ilk konuşan Kyungsoo idi.
"Arkadaşımdı, dövmeyi birlikte yaptırmayı düşündüğümüz kişi, beraber büyümüştük abi kardeş gibiydik. O hep dövme modellerine bakar gelir bana gösterirdi. On sekiz olduğumuza beraber yaptıracaktık. Bir trafik kazasında hayatını kaybetti, bende dövmeyi on sekiz yaşında ondan bir anı olarak kalması için yaptırmak istedim ama senin için bir önemi olmayan dövmeyi elinde taşımanı istemem. Bu saçma şeyin geçmesini beklemeliyiz." Nayeon konuşmak istediğinde Kyungsoo onu durdurdu "Emin ol böylesi daha iyi, kendini kötü hissetme" diyerke gülümsediğinde Nayeon'da gülümsemişti.
"Gel gidelim" diyerek yerinden kalktı ve kalkması için Nayeon'a elini uzattığında Nayeon elini tutarak gülümsedi ve yerinden kalktı.
"İlerde çok iyi bir dondurmacı var, kesinlikle denemelisin"diye neşeyle konuştu Nayeon, birden bire neşe dolmuş ve yüzünde bir gülümseme oluşmuştu. İkiside yürürken hala birbirlerinin ellerini tuttuklarını farkında değillerdi, sadece gülümseyerek konuşuyor ve yürüyorlardı. Dondurmacının önünde durduklarından Nayeon, kızlara birer külah veren Namjoon'a gülümsedi.
"Merhaba Namjoon" Namjoon gülümseyerek ilk Nayeon sonrada hala Kyungsoo ile kenetli olan elini baktı, işte tam o an ikiside ele ele tutuştuklarını fark ederek ellerini ayırdılar. İkisininde suratları kıpkırmızı olmuştu.
"Her zamankinden vereyim mi?" diye Namjoon sorduğunda Nayeon başını sallamakla yetindi, dakikalarca yürümüşlerdi ve ikiside ellerini çekmemişti, nasıl olmuştu da fark etmemişlerdi ikiside bilmiyordu. Namjoon dondurmaları uzattığında ücreti ödediler ve sessizce yolda ilerlediler.
-
İkiside farklı konular açarak ve asla o garip olduğunu düşündükleri anı unutmaya çalışarak -ki bu çok mümkün değildi- yürümüşlerdi. Sabah her şey çok iyi olsada arlarında bir gariplik vardı ve ikiside sadece çok geçmeden bu gariplikten kurtulmayı diliyordu.
Nayeon kendi eve attıktan beş dakika sonda Jennie yüzünde kocaman bir gülümsemeyle kapıda bitmişti ve Sehun'un, aynı zamanda Kyungsoo'nun yakın arkadaşı olan Jongin ile tanıştığından ve ne kadar yakışıklı olduğundan bahsediyordu. Ne kadar onu dinlemek istesemesede aklı karman çorman olmuştu.
Her şeyi bu kadar kafaya takan bir kız değildi ama Kyungsoo aklını çok fazla kurcalamaya başlamıştı. "Sen beni pek dinlemiyorsun belli, sen anlat bakalım ne oldu?" diye sordu Jennie. Yatakta sırt üstü yattığında Jennie bağdaş kurarak oturmuş saçları ile oynuyordu, Nayeon ona bugün ve diğer gün olanları anlatıyordu. Jennie güldüğünde bakışlarını ona cevirdi ve konuşmasını bekledi.
"Nayeon, acaba siz birbirinizden hoşlanıyor olabilir misiniz?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
scar ➳ nayeon+kyungsoo✓
FanfictionOn sekiz yaşınıza geldiğinizde vücudunuza yazdığınız her şey ruh eşinizin vücudunda da görünür. Nayeon (twice)&Kyungsoo (exo) [24720-29720]