İngiltere, Addison Malikânesi
Harold Addison'ın Ofisi
14 Haziran 2018
Robert Jackson, yeni istihbarat şefi ile birlikte malikânenin dördüncü katına çıkmıştı. Şimdi bitmek bilmeyen ahşap koridoru doldurulmuş hayvan kafaları eşliğinde arşınlıyorlardı. Harold Addison'ın ofisinin önüne geldiklerinde istihbarat şefi kapıyı çalıp kenara çekildi. Robert Jackson ise sanki ortada bir sorun yokmuşçasına ceketini düzeltmekle uğraşıp rahat bir tutum sergiliyordu.
"Robert, sen ne haltlar yediğini zannediyorsun? Bu yaptıkların asla affedilemez. Seni Yüce Meclis'in önüne çıkartıp yargılayacağım."
Harold Addison'ın sesi tüm koridorda yankılanıyordu. Genelde sert mizacı olan Harold Addison çoğu zaman sinirli olsa da bağırması nadiren duyulurdu. Bu, o nadir zamanlardan biriydi. İstihbarat şefi içeriye girmesine gerek olmadığı için şanslıydı. Kapının önünde olası bir tutuklama için hazır beklemekteydi.
Robert Jackson ise sigara dumanının içinde Harold Addison'ı zor seçiyordu ama kendinden emin bir şekilde konuşmaya başladı.
"Harold, Tanrı aşkına biraz sakin olur musun? Hiçbir kurala karşı gelmedim ben. Yüce Meclis'in önüne çıkmaya da her zaman hazırım. Hesabını veremeyeceğim hiçbir şey yapmadım. Şimdi senden sakin olmanı ve beni dinlemeni istiyorum."
Robert Jackson'ın sesi terapi yapan bir psikolog gibi çıkıyordu. Harold Addison ise bu ses karşısında sakinleşmiş, kollarını koyduğu masadan indirip deri koltuğuna gömülmüştü.
"Bak Harold, Yeniden Doğuş Günü'ne çok az kaldı. Adayların belirlendiği bu günlerde Eva'nın ortaya çıkışı ilahi bir kudret gibi geldi bana. Sen de biliyorsun ki bu kız diğer adayların aksine -nasıl desem- daha 'kutsal kan' taşıyor. O birinci sınıf bir Addison. Onun adaylığını sen kabul etmesen bile baban kabul edecektir."
Harold Addison "Baba" kelimesini duymasıyla irkilip Robert Jackson'a sert bir bakış attı. Bu adam iyice haddini aşıyordu artık.
"Beni babamla mı tehdit ediyorsun Robert? Üstelik adayların belirlendiği günlerde değiliz. Adaylar belirlendi bile. Hem sorun kızın adaylığı değil, varlığından bihaber olmamız."
"Bu konuda kesinlikle haklısın Harold. Jacob gözlerden uzak sessiz bir hayat sürmek istemişti ve annesi Theodora'ya bu hakkı Yüce Meclis'imiz vermişti. Ben sadece onları korumakla görevlendirilmiş bir bekçiyim ve Jacob kızının varlığını saklamamı, onun normal bir hayat sürmesini istemişti. Ama şu an geldiğimiz nokta, ilahi bir müdahalenin olduğunu gösteriyor. Annesi ile babasının öldüğünü duymuşsundur. Aday olmasa bile Addison soyundan birini dışarıda bir başına, kimsesiz bırakamayız."
Harold Addison iyice sakinleşmiş, derin düşüncelere dalmıştı. Robert Jackson başına buyruktu ama hem mantıklı hem de inançlı biriydi ve sonsuza kadar Addisonlar'a sadık.
"Bu söylediklerin doğru bile olsa adaylar belirlendi. Eğitimleri neredeyse tamamlandı. Hem biyolojik olarak da geç kalmış olunabilir."
"Bak Harold, Eva sadece temel eğitimleri alır. Hem çok olgun ve bilgili bir kız. Birçok şeyi bildiğine de eminim, sadece neleri bildiğini bilmiyor. Ona yol gösterecek, onunla ilgilenecek birini ata. Ve bu görev için gönüllü olduğumu da bilmeni isterim. Richard'ın da bu fırsatı kaçırmayacağına eminim." Robert Jackson bir süre sustu. Şimdiye kadar söylediklerine bir tepki alamayınca konuşmaya aynı ses tonunda devam etti.
"Biyolojik hazırlığı doktora bırak. Eğer uygun değilse o zaman adaylık için uğraşmamız gerekmez, sadece hayatını şekillendirir ve normal bir yaşam sürmesini sağlarız. Senden sadece biraz mantıklı düşünmeni istiyorum. Kişisel hırslarının inancının önüne geçmesine izin verme."
Harold Addison tam sakinleşmiş, Robert Jackson'a hak vermeye başlamışken son söylediği cümle ile tekrar sinirlenmişti. İstihbarat şefine seslenmemek için kendini zor zapt ediyordu.
"Şimdi de inancımı mı sorguluyorsun Robert? Daha kızın bakire olup olmadığını bile bilmiyoruz."
"Türkiye'de Müslüman kültürü ile yetişmiş bir kız. Bakire olduğuna eminim. Hem bırak buna da doktor.."
Robert Jackson cümlesini tamamlayamadan kapı çaldı ve içeriye istihbarat şefi girdi. Robert Jackson'a dönüp "Efendim, sizinle birlikte gelen genç bayan, malikâne girişinde bayıldı. Onu sağlık katına indirdik. Sizi bilgilendirmek istedim" dedi.
Robert Jackson bu sefer şaşkınlık ifadesini gizleyemiyordu. Yüzünü Harold Addison'a çevirdiğinde aynı ifadenin onun suratında da olduğunu gördü. Bunun olması mümkün müydü? Çok uzun zamandır bu malikânede böylesine bir heyecan yaşanmamıştı.
"En son ne zaman malikâneye girerken biri bayılmıştı?"
Harold Addison cevabı bilmesine rağmen bu soruyu sormaktan kendini alamamıştı. Robert Jackson'ın ise cevabı netti.
"Bundan tam 67 yıl önceydi. Eva'nın büyükannesiTheodora'ydı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SESSİZ -Bir Göbekli Tepe Efsanesi 1-#Wattys2021
Misterio / SuspensoGizemli olan ev mi? Zaman mı? Yoksa insan mıydı? Elime bir hançer tutuşturdu. Bronzdan yapıldığını düşündüğüm bu sade hançer belki de malikânedeki en eski nesneydi. Ürpertiyle birlikte bir hançere bir de Robert Amca'ya bakarken içimden "Bütün tarika...