İngiltere, Addison Malikânesi
Richard Addison'ın Ofisi
15 Haziran 2018
Robert Jackson, canı sıkkın bir hâlde Eva'nın yanından ayrılıp istihbarat şefini aradı. Richard Addison'ın malikâneye geldiğini öğrenince ondan acil bir randevu talep etti. Müsait olduğunu ve kendisini beklediğini söylendiğinde çoktan asansörün dördüncü kat düğmesine basmıştı. Ofis kapısını açtığında ise Richard Addison, Robert Jackson'ı ayakta karşıladı.
Richard Addison, "Robert. Benim güzel oğlum. Nasılsın?" diyerek kollarını iki yana açmış bir şekilde sarılmayı bekliyordu.
Robert Jackson aynı içtenlikle karşılık verdi. Camın önünde duran çizgili ipek kumaşla kaplı ampir tarzı berjer koltuklara oturdular. Söze Richard Addison başladı.
"Başına bazı işler açtığını duydum Robert. Ama itiraf etmem gerekir ki bu işler çok hoşuma gitti. Malikâneden sadece iki günlüğüne ayrılıyorum ve şu olanlara bak! Nerede Eva? Onunla tanışmak için sabırsızlanıyorum."
Richard Addison'ın verdiği tepkiler, Robert Jackson'da büyük bir şaşkınlığa sebep olmuştu. Kızmasını, bağırmasını, böyle bir bilgiyi yıllardır nasıl sakladığını sormasını bekliyordu. Ama Richard Addison'ın keyfi gayet yerindeydi. Bu da şüphelenmesine neden olmuştu.
"Eva'nın varlığından haberin var mıydı Richard?"
"Sana her zaman güvendim Robert ve hâlâ da güveniyorum. Theodora'nın ailesi söz konusuysa bir gözüm hep üzerlerinde olması gerekiyordu. Ama adaylık konusu kesinlikle Jacob'ın isteğine bağlıydı."
"Başından beri haberin vardı yani."
"Elbette var. Hatta adaylığını Yüce Meclis'e bizzat ben kabul ettirdim. Onun malikâne girişinde bayıldığını duyunca büyük bir heyecan yaşadım. Nasıl biri söylesene, büyükannesine benziyor mu?"
"Benziyor sanırım Richard ama daha önemli konularımız var şimdi."
"Ne gibi?"
"Bak, Eva biraz tedirgin. Tarikatla ilgili biraz bilgi verdim ve az önce bana, buradan gitmek istediğini söyledi."
Richard Addison'ın gülen yüzü bir anda asılmıştı. Eva'ya daha yeni kavuşmuşken, hatta onunla daha tanışmamışken bu gitme fikri de nereden çıkmıştı böyle?
"Ona ne söyledin Robert?"
"Aslında pek bir şey anlattığım da söylenemez. Ley hatlarından, Göbekli Tepe'yi inşa eden Addison ailesinden ve ailesine şu an cenaze töreni yapamayacağımızdan bahsettim."
"Evet, çok bir şey anlatmamışsın gibi duruyor."
"Beni asıl korkutan da bu zaten. 'Yeniden Doğuş Günü', adaylık. Asıl bunları öğrendiği zaman korkacak ve gitmek isteyecek. Adayın rızası olmadan burada tutamayız Richard. Jacob ona bir defter bırakmış. Öğrenmesi gereken her şeyi yazmış. Babasının defterini ondan çalmak zorunda kaldım. Çok sinirlendi."
"Sinirlenince büyükannesi gibi alnındaki damar belli oluyor mu?"
Robert Jackson, Eva'nın tepkileri konusunda tedirgindi ama onu tedirgin başka bir durum da Richard Addison'ın bu olanları hafife alıyor olmasıydı. Yeşil gözleriyle dik dik bakarak, ses tonunu yükseltti.
"Richard beni dinlemiyor musun? Bir sorunumuz var diyorum."
"Anlıyorum, peki çözüm önerin nedir?"
Robert Jackson sonunda Richard Addison'ın dikkatini çekmeyi başarmıştı.
"Aklıma şey geldi: Eva ile Eliot'ı tanıştırmak."
Richard Addison'ın dudağı sağa doğru hafifçe seğirdi. Aslında gülmüyordu ama suratında sempatik bir tavır vardı.
"Kurallarımızda bununla ilgili herhangi bir madde olmasa da hoş karşılamayız Robert."
"Bunu ben de biliyorum. Peki, sen ne öneriyorsun?"
"Ne yapmak istediğini anlamadım sanma ama öncelikle onu tanımalıyım. Bu akşam yemeğinde Eva'yı büyük salona davet et lütfen."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SESSİZ -Bir Göbekli Tepe Efsanesi 1-#Wattys2021
Mystery / ThrillerGizemli olan ev mi? Zaman mı? Yoksa insan mıydı? Elime bir hançer tutuşturdu. Bronzdan yapıldığını düşündüğüm bu sade hançer belki de malikânedeki en eski nesneydi. Ürpertiyle birlikte bir hançere bir de Robert Amca'ya bakarken içimden "Bütün tarika...