41

671 363 10
                                    

İngiltere, Addison Malikânesi

Beyaz Oda

22 Haziran 2018

Diğer adaylarda gördüğüm ışıltının artık bana da geçtiğine inanıyordum. Büyükannemin vasiyeti, babamın isteği ve Eliot'a olan aşkımdan dolayı artık ben de aday olduğum için gururluydum. Tüm atalarımı onurlandırıp sevdiğim adama bir vâris verecek olmanın mutluluğunu yaşıyordum.

Bugün ise kendimi daha iyi hissediyordum ve yeterince dinlendiğime kanaat getirdikten sonra Addison Aile İsimleri kitabını elime aldım. Bu kitapta varislere verilebilecek isim örnekleri yer alıyordu ve alfabetik sırayla sıralanmışlardı.

Kitabın başında öncelikle Addison isminden bahsediliyordu. Âdem'in çocuğu demekmiş. İlk insan ve ilk peygamber olan Âdem'den geldiğimize ithafen Addisonlar'a bu soy ismi verilmiş.

Anlamını ilk merak ettiğim isim tabii ki Eliot'tı. Hemen E bölümüne gelerek gözlerimle tüm sayfayı taradım.

Eliot; Tanrı'ya yakın.

Sayfaları hızlıca çevirip K bölümüne geçtim. Parmağımla isimler üzerinde gidiyordum ve işte orada.

Kendrick; hükümdar.

Demek ki sevdiğim adamın adı Tanrı'ya yakın olan hükümdardı.

Sonra R bölümüne geldim.

Richard; en güçlü hükümdar. Tabii ki başka bir anlamının olması kabul edilemezdi.

Hızlıca H bölümüne atladım.

Harold; güçlü lider.

Tüm Addisonlar hükümdar olmak için doğmuş olmalıydı. Peki ya babam?

J bölümüne geçip babamın adını tüm sayfada aradım.

Jacob; Yakup. Başkasının yerine geçebilen. Yedek.

Zihnimde tüm taşlar yerine oturmaya başlamıştı. Diana, malikânede kalmayı seçtiği için oğluna Harold ismini vermişlerdi ve hükümdar olmuştu ama Theodora tarikattan uzak sessiz bir hayat istediği için oğluna yedek unvanı verilmişti ve bu durumda tabii ki Harold'ın yedeğiydi. Eğer Addison ailesinin başına bir suikast ya da ölüm gelirse yedekte tutulan değerlendirilecekti. Bu çok mantıklıydı. Aynı Osmanlı'daki yedeğe ayrılan şehzadeler gibi. Anlamadığım tek şey isimlerin çocukların kaderini belirlemeden önce mi yoksa sonra mı verildiğiydi.

Kendi adıma bakmama gerek yoktu. Zaten biliyordum. Yaratılan ilk kadın. Hayatın kaynağı.

Son olarak büyükannemin isminin anlamına bakmak istedim.

Theodora; Tanrı'nın armağanı.

Regina; Kraliçe.

Bu kadar hükümdar ve kraliçe arasında benim ve babamın adı ne kadar da sönük kalıyordu.

Acaba çocuğuma isim koyma konusunda söz hakkım olur muydu? Madem babama Jacob ismini koymuşlar ben de oğluma Benjamin ismini koyuyorum. Yakup peygamberin en küçük çocuğu Bünyamin'in ismini. Kızım olursa da Angela olabilirdi. Saf, temiz bir melek.

Bugün odama ziyarete gelen tek kişi Doktor Stephan Cavan'dı. Yanında folik asit, balık yağı, b12 ve birçok vitamin takviyesinin birleştirildiği ilaçlarla gelmişti.

Sırayla hepsini tanıtıp ne zaman almam gerektiğini anlatırken akşamları içtiğim vitamin ilacını sordum.

"O ilaç bugün son ve yarın âdet olmanız gerekiyor. Bende sizi âdetinizin ikinci günü muayene etmeliyim" dedi.

"Bir saniye doktor, içtiğim ilaç, vitamin değil miydi?" dedim.

Kollarımı bağlamış şüpheli gözlerle doktoru baştan aşağı süzüyordum.

"Şey adaylığı kabul ettiğiniz için bilgilendirildiğinizi zannediyordum" dedi.

Yine benden bir şeyler saklanmışlardı ve hiç ummadığım bir şekilde karşıma çıkmıştı. Her şey iyi olacak derken bu olanlar canımı çok sıkıyordu. Bana gizliden ilaç vermeye nasıl da cüret ediyorlardı?

"Benden sakladığınız başka bir şey var mı doktor?"

Yalanı yakalanmış bir çocuk gibi buram buram terliyordu.

"Gebeliğin oluşması için fizyolojik olarak sizi hazırlamamız gerekiyordu. Adaylığınız geç belli olduğu için bunu ancak ilaçlı müdahale ile ayarlayabilirdik."

"Anlıyorum doktor. Neler yapmam gerekiyor siz bahsedin lütfen."

Âdetimin habercisi karın ağrım, sinirimle birleşerek kasıklarımda sancıya neden olmaya başlamıştı bile.

SESSİZ -Bir Göbekli Tepe Efsanesi 1-#Wattys2021Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin