Su... Acimi icine hapsediyordu. Cirpinmadim. Kurtulmak adina tek kulac atmadim. Kendimi biraktim. Su beni daha da derine cekerken dustugumde cikan aci ciglik tekrar yankilandi. Kolumdan biri tutup beni yuzeye cikardi. Bu dokunusu hatirliyordum ama kurtulmak istedim. Cirpindim. Ben cirpindikca ikimizde derine batiyorduk. Kolumu kurtarmaya calistim ama yapamiyordum. Demir kadar sert elleri kolumu birakmiyordu. İkimizde batiyorduk. Gozlerimi actim. Karsimda duruyordu. Gitmemisti. Gozlerine baktim. Kisa bi an pismanligini gordum sanki ama yine zirhini giyindi. Yine ifedesiz bakiyordu.
Cok su yuttugum icin bilincim bulaniklasti. Goz kapaklarimin uzerine bi agirlik coktu. Direnmedim. Biraktim kendimi. Hayatta kalmak adina hic bi ugras vermedim. O su an beni kurtarak sadece kendi vicdanini rahatlamaya calisiyordu. Gidecekti. Yine ve yine gidecekti. Her gidisi bi darbe indiriyordu enseme. Her darbede nefesimi kesiyordu. Bi darbeye daha dayanacak gucum yoktu. Son darbesi zaten öldurmustu beni. Dayanmak, savasmak adina bi sebebim yoktu. Son kez gozlerine bakip kendimi ölumun soguk kollarina teslim ettim. Kapadim gozlerimi. Bilincim kapanmisti. Vucudumu sarsiyordu. Tepki vermiyordum. Dusuncelerimin uzerine kara bi sis bulutu coktu ve biraktim kendimi.
Melis'ten
Kantinden aldigim kahvelerin ucretini odeyip merdivenlere yoneldim. Merdivenlerden cikip koridorun basina gelince duydugum sesle irkildim. Bu ses Zeynep teyzenin sesiydi.
" Oyku. Oyku. Kizim"
Gurultulu hicriklarin arasindan Oyku diyordu. Kotu biseyler vardi. Cigerlerime dolan hava curumeye basladi. Tuttugum nefesin farkinda degildim. Curumus havayi dudaklarimin arasindan havaya saldim. Koridora dondugumde elimdeki kahveler yere dustu. Herkes bi kosede agliyordu. Aysel Zeynep teyzenin yaninda yerde oturarak agliyordu. Semih duvarin dibine sinmis kafasini avuclarinin icine almis oturuyordu. Yere dusen kahveleri umursamadan yogun bakim kapisina kostum. Sifreyi ogrenmistim artik. Sifreli kapiyi gecip iceriye girdim. Herkes Oyku'nun basindaydi. Kosarak doktorun yanina gittim.
" Neler oluyor ?"
Ses yok...
" Ne oluyor ?"
Doktor kalabaligi dagitip. Sok cihazini eline aldi. Dondum. Bisey diyemedim. Sanki o sok cihazini bana uygulamis gibi sarsildim. Oyku...
Kenarda duran hemsirenin kolundan tuttum. Hemsirenin kolunu nasil sıktıysam aciyla inledi.
" Ne oldu ? "
" Kalbi durdu."
" Ne "
" Kalbi durdu. Geri donusu olacagini sanmiyorum."
Hemsireye bi tokat gecirdim. Once afalladi sonra bagirarak uzerime yurumeye basladi. O sirada biri kolumu tuttu. Kafami cevirip kolumu tutan ele baktim. Semih beni kenara dogru cekelemeye basladi.
" Bana bak gerizekali. O'na biaey olmayacak tamam mi. O guclu biri. Hala gecmis karsima duygusuz bi sekilde bana onun olecegini soyluyorsun. Kalbin yok mu kizim senin ? "
" Melis tamam."
" Birak ya Semih. O aptalin soyledigini duymadin. Sanki sirdan birsey soylermis gibi karsima gecmis Oyku'nun olecegini soyluyor."
" Su an derdimiz o aptal hemsire degil."
" Oyku... Oyku'nun yanina gitmeliyiz."
" Tamam yuru."
Oyku'nun yanina dondugumuzde doktor kalp masaji yapiyordu. Beynim olumsuz hic biseyi dusunmek istemiyordu ama oluyordu. Su an yasananlar kotu bi kabus gibiydi. Bu zamana kadar hic dusunmemistim. Oyku'nun olecegini. O sanki ölumsuzdu benim icin. Bu ani yasayacagimi bilsem. Bu zamana kadar Ona hep iyi davranirdim. Hic kusmez darilmazdim. Ama tahmin edememistim boyle olacagini. Oyku Cem'in yoklugu fikrine bile asiri tepki gosterirken ölecegini hic dusunmemistim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Ölümsüzlüktür
JugendliteraturHayatında bir defa bile gercekten sevilmemiş olan genç kızı sevebilecek tek bi kişi vardı. Varlığını ısrarla yok eden Cem Göksoy. O ne kadar bitirdiğini düşünsede karşısında küllerinden doğan bi genç kız vardı. Ve fısıldadı kulağıma; "Ben seni yak...