İlk Korku-Gezgin Kurt Savaşçısı (Düzenlendi 4-19 Eylül)

Bölüm 16: Bekçi Avcısı

  32 Aralık 1019 Saat: 14.10

 Arena'nın ortasında üçgen olacak şekilde yerlerini almış Fim, Asemi ve Luin vardı. Birbirlerine keskin bir şekilde bakıyordular. Asemi ile Luin, her ne kadar aynı takımda olup aralarında sıcak bir bağ olsa da iş kapışmaya geldiğinde asla geride durmayan iki savaşçı olurlardı ve aralarında sürekli bir kapışma olurdu. Yemek yeme, yemek yapma, nişancılık gibi aklına gelebilecek her şeyde kapışırlardı ama asıl kapışmaları arena dövüşleriydi.

Asemi, Ateş Migar'ı; Luin, Hava Migar'ı olduğundan Luin de üstünlük vardı ve bu sayede 11-11 skorunu elde etmişlerdi. İki tarafta 11 defa kazanıp kaybetmişti. O arenada yapacakları dövüş ile kimin daha iyi olduğu belli olacaktı. O dövüş, son olacaktı.

Dövüşü yönetecek eğitmen yerini aldı ve "Başla" komutunu verdiği an Asemi ile Luin "Savaş Alanı" tekniğini kullandı.

"Savaş Alanı", Tanrı Nig tarafından meydana getirilmiş, büyük savaşları zayiatsız bitirmek için tasarlanmıştır. Bu teknik iki tarafın en güçlüsü tarafından kullanılır ve sadece o ikisi savaşabilirdi. Teknik, 1 kilometre çapındaki bir alanda bulunan tüm Migar'ların güçlerini engeller ve sadece tekniği kullanan iki kişi kullanabilir. Kazanan, savaşın da galibi olur ve zayiatsız devasa bir savaş engellenir.

Asemi ile Luin bu tekniği kullanarak Fim'i ötekileştirdiler ve sadece ikisi savaşacaktı. Böyle yapmalarının bir sebebi vardı ve bunu Fim'in "Neden böyle bir şey yaptınız?" sorusu üzerine cevapladılar. Luin "Kendisi General'im olur ve 11-11 ile beraberliğimiz var. Bunu bozmak istiyoruz" diye açıkladı. Asemi de "Hemen şunu dövüp sana döneceğim, merak etme" dedi. Luin de "Öyle mi dersin? Daha ateşlerini benim havamın içinden bile kurtaramıyorsun, onu nasıl yapacaksın?" dedi. Asemi de "11 defa kurtardım, On ikinci de zor olmayacak" diye rekabeti koydu. Luin "Öyle olsun bakalım. Ateşini almak, görevim oldu artık" diye daha da keskin bir şekilde gözlerine baktı. Fim yavaş yavaş geri çekildi ve Asemi ile Luin arasındaki dövüş başladı.

İlk olarak Asemi kılıcını, Luin ise mızrağını çıkardı. Birbirlerine baktılar. Bir anda atılarak ortada silahlarını çarpıştırdılar. Asemi'nin yerden gelen kılıç saldırısına, Luin mızrağının ucuyla yön verdirerek savuşturdu ve hemen ardından kendi etrafında dönerek mızrağın odun kısmını Asemi'nin gövdesine vurdu. Asemi darbeyle sağ tarafına doğru düşmeye başladı ama taklalar atarak duruşunu aldı. Luin mızrağını elinde çevirdi. Asemi kılıcını ters tuttu ve çok hızlı bir şekilde çarpıştırmaya başladılar. Öyle ki kimse hareketleri takip edemiyor, iki metalin birbirine çarptığında çıkan sesi dinliyordu.

Sonunda yoruldular ve böyle olmayacağına karar verdiler. Asemi "Kendini geliştirmişsin. Şimdi, yerlerde sürünüyor olurdun" diye imalı bir gülüş atınca Luin "Gerçekten mi? Beni böyle sözlerle mi alt edeceksin yani? Ben de seni akıllı sanırdım" diyerek gülünce Asemi'nin saçlarındaki kırmızılık parlamaya başladı. Öfkelendiği bedeninin her miliminden belli oluyordu. Etrafa ateşler saçıyor olması ise bunu kesinleştirmişti sadece.

Luin de "İşte böyle, Ateş Kraliçesi. Ateşini alacağım" diye sinsi bir gülümseme takarak arenadaki tüm tozları havaya kaldıracak kadar güçlü bir hava dalgası meydana getirdi. Arenadaki görevli Hava Migar'ları hemen tozları çekti ve Luin'in önünde bir "Hava Kaplanı" duruyordu. Luin "Yaratılış Tekniği-Kaplan Kap Can" tekniğini kullanmıştı.

Bu teknik bir hayvan terbiyecisi olan Şirgnarme tarafından meydana getirilmişti. Teknik, seni temsil eden hayvanı meydana getirerek savaşmanı sağlar. Şirgnarme, bu tekniği Fianir ve Nigar'larının arasındaki bağdan etkilendiği için böyle bir şey olursa ne kadar güzel olacağını düşünüp bu teknik üstünde 2 yılını harcamıştı ve sonunda başarmıştı da... Bu tekniği Migar Birliğine sundu ve tüm askerlere öğretildi. Bulunalı 10 yılı geçmese de her Migar'ın bildiği ve kullandığı bir teknik haline gelmiştir.