Ebruli ~ bxb

*22*

Medya Ayşe Hatun Önal - Efsane

Efso
Efso

Sıraya dizdin
Yazdın oraya çizdin
Bulaştık sayende çoktan olaya
E kaynadık araya

Yaşıyoruz ani irtifa kaybı
Dinletemiyorum derdimiz aynı
Kurtlar geziniyor etrafımda
Kendime geliyorum huzurunda

Yandık yanıyoruz kimse görmez
İstemedekçe iş işten geçmez
Kendimize gelmeye müsade
Yeniden doğuyorum bir efsane

Yandık yanıyoruz kimse görmez
İstemedikçe iş işten geçmez
Kendimize gelmeye müsade
Yeniden doğuyorum bir efsane

Soldan bir bahane
Tekrar yola çıkıyoruz
Az bi müsade
Temiz bir nefes alıyoruz

.
.
.

Erdem

Bugüne uyanmanın en iyi yanı, Toprak'la geçireceğim ilk doğum günüm olmasıydı, birde onun kolları arasında uyanmanın keyfini almış olmak. Onsuz uyuyamayacak hale gelmiştim.

Gözlerini  kırpıştırmasıyla 'Günaydın lordum.' diyerek yanağını hafifçe öptüm. Tabi ki bu öpücük yetmemişti... 'Günaydın prensim' dedikten sonra belimdeki kollarını sıkılaştırıp üzerine çıkmamı sağladı ve beklemeden dudaklarımızı buluşturdu.

Öpüşmemiz ilerlerken elini tişörtümden içeri sokmuş bedenimi okşamaya başlamıştı.

Dilimi ısırmasıyla neredeyse inleyecek kıvama gelmişken büyük bir gayret sonucu kendimi yana atıp ardından hızla kapıya ulaştım. 'Karnım çok acıktı, hadi kahvaltı hazırlayalım.' diyerek mutfağa doğru ilerledim.

Gerçekten acıkmıştım.
Arkamdan 'Kaçak prens !' diye bağıran Toprak'a 'Hiçte bilee ! Hem bilmiyor musun çok acıkıyorum ben.' diye yanıt verirken mutfağa varmıştım bile.

Çayın suyunu ayarladıktan sonra dolaptan peynirler ile iki yufka, iki yumurta ve sütü çıkarttım. Kaseye iki yumurta kırıp yarım çay bardağı süt ekledim, birazda tuz ve yağ ekleyince bu işim tamamdı. Başka bir kasede de lor peyniri ile birkaç parça kaşar peynirini karıştırdım.

Toprak'la birlikte geçen altı ayda artık mutfakta fena sayılmazdım hatta çoğu şeyi yapabiliyorum desem yalan olmazdı. Toprak'la birlikte neredeyse her gün yemek yapmış, bir şeyler denemiştik.

İlk başlarda ona yardımcı olurken zamanla Toprak bana yardımcı olmaya başlamıştı. Artık bütün yemekleri Toprak yapmak zorunda kalmıyordu.

Ocağı açıp tavayı yerleştirdikten hemen sonra yufkanın birini açıp masaya serdim, sostan döktükten sonra peynirlerden koyup bohça haline getirmiştim. İkincisini de aynı şekilde yaptıktan sonra sırasıyla pişirdim.

Bu sırada Toprak gelip belime sarılmış enseme ve saçlarıma öpücükler kondurduktan sonra son olarak yanağımı öpüp masayı hazırlamıştı.

.
.
.

Birlikte kahvaltı yaptıktan sonra hızlıca bulaşıkları halletmiştik. Toprak'ın ısrarları üzerine bende onunla işe gidecektim.

Yatak odamıza geçip dolabın iki kenarında kendimize takım elbise bakıyorduk. En sonunda istediğim takımı bulunca dolaptan çıkarttım.

O an Toprak'ta kendi için takım elbise çıkartmıştı. Takımı yatağın üzerine bıraktıkdan sonra yanıma adımlayıp gamzemin olduğu yerden kocaman öptü, bense kıkırdamamı durdurabildikten sonra yanağını öptüm.