Bilmediğim bir yere gidiyorum . Karşıma bakıyorum ve hiçbirşey göremiyorum. Sadece sesler duyuyorum ama sesler çok az geliyor kulağıma. Yürüdkce sesler netleşiyor. Bu Talatın sesi.
Daha hızlı yürümeye başlıyorum, çığlıklar ve gülmeler duyuyorum. Sağıma bakıyorum kimse yok. Soluma bakıyorum yine kimse yok. Bu sefer koşmaya başlıyorum. Bu yolun beni nereye götüreceğini bilmeden. Bir an durdum. Sanki bir cam şişesi kırılmış gibi bir ses geldi. Koşmaya devam ediyorum. Karşımda bir kapı var ve o kapının arkasında Talatın olduğundan emindim. Kapıyı açmaya çalışıyorum. Kapı çok ağır. Hâlâ sesler geliyor ve birden kapıyı açabildim. Ilk gördüğüm şey Talatdı. Bir sandalyede oturuyor ve eli bağlı. Hemen yanına koşuyorum ama birden karşıma biri çıktı. Yüzünü göremiyorum çünkü bir şapka takmış ve simsiyah giyinmiş. Talata bakıyorum ve çok zor nefes aldığını görüyorum. Sonra yine karşımda duran kişiye bakıyorum. Göğüsün üzerine vuruyorum ve onu bırakmasını söylüyorum. Daha doğrusu bağırıyorum. Çok korksamda birden kendimi çok güçlü hissettim. Hâlâ vuruyorum onu. Sonra birden ellerimi tuttu. Bende ona bir tekme attım yinede bırakmadı beni. Yüzümü yere eğdim ve kan gördüm yerde. Heryerde kan ve kırılmış cam parçaları vardı.
Pislik ne yaptın ona? Diye bağırdım. Tabi ki cevap alamadım. Sonra kafamı yine Talata çevirdim Üzgün ve yorgun bir şekilde bana baktı ve "Niye bana herşeyi anlatmadın?" Diye sordu. Kalbim sıkışdı ve vicdan azabı çekiyorum. Ona söylememekle yanlış birşey yaptığımı biliyorum. Yine karşımda duran kişiye bakıyorum. Ve şapkasını çıkardı..."Duygu hadi ama artık ya uyan artık. "
Allahım ya niye şimdi? Iki dakika sonra uyandırsa olmazmıydı yaa, tam rüyanın en heyecanlı yerinde..-"Ne oldu anne, uykum var benim ya?" Diyerek yorganımı aldım ve yüzümü kapattım. Tabi ki çok uzun kalamadım öyle çünkü annem hemen aldı yorganımı üzerimden.
"Duygu uyan artık hadi! Alışverişe gitmemiz lazım akşam misafirler geliyor. Hazırlık yapmam lazım hadi kızım!"
-"Anne ne misafiri yaaaa?"
"Feyza Teyzen falan geliyorlar hadi kalk artık."
-"Oooff anne ya ooof."
"Anneye of denmez hadi bakalım hemen hazırlan."
-"Tamam anne ya tamam."
Hazırlandıktan sonra hemen birşeyler yedim ve kardeşim ve annemle alışverişe çıktık. Annem bulduğunu aldı vallah, sanki Padişahın torunu geliyor.
Alışverişi bitirdikten sonra annem hemen yemeğin başına geçti.
Dolmalar, Tavuklar, Mezeler, Salatalar ne ararsan vardı cok şükür.
-"Anne?"
"Efendim?"
-"Acaba hergün mü misafir gelse? Yemeklere bak ya." Bunu derken tabi ki kendimi tutamadım ve yemeklerin bir tadına bakim dedim.
"Çek kız elini ordan. Az sabret birazdan gelirler zaten."
Saate baktım ve saat 18 gösteriyordu.
-"Ohoooo onların gelmesine daha 2 saat var. Ben açlıktan ölürüm ama. Birazcık yesem olmazmı?"
"Hayır olmaz bekliceksin. Cok acıktıysan kendine bir tost yap."
-"Anne şimdi bu yemeklerin yanında tost gidermi hiç ya?"
"Iyi söylenme o zaman hadi sen tatlıyı yap yoksa geç kalıcaz."
-"Tamam anne ben yaparım" dedikten sonra Tatlının başına geçtim ve bence çok güzel oldu.
-"Anneeeee saat 7 olmuş ben masayı hazırlıyorum. Sonrada üstümü değiştiririm tamam mı?"
"Tamam hadi o zaman."
Masayı hazırladım ve hemen odama geçtim. Bir pantolon üzerinede siyah bir bluz giydim. Sonrada saçlarımı yaptım. Tamam bittim derken telefonuma Melihden bir mesaj geldi:
"Biz yoldayız birşey lazım mı?"
"Yok Sağol herşey var."
Mesajı da attıktan sonra hemen mutfağa koştum ve anneme yolda olduklarını söyledim. Son bir check yaptım. Evet herşey tamam dı. Zaten 5 dakika sonra zil çaldı.
-"Hoşgeldiniz" dedim ve tabi ki en tatlı gülümsememi gösterdim.
"Hoşbulduk. Ay Duygu sen ne kadar büyümüşsün maşallah çok güzel olmuşsun."
-"Çok teşekkür ederim. Buyrun geçin."
~
Yemekler yendikten sonra hemen masayı toparladık. Annelerimiz dedikodu yaparken babalarımız futbol ve politika hakkında konuşuyorlardı ve Melihle ben odama geçtik.
"Duygu?"
-"Efendim?" Ya bana biri birşey sorunca tırsıyorum yaa..
"Dün ne oldu da hemen gittin?"
-"Hiiiiiç ne olcak? Sıkıldım biraz ve kalktım."
"Talat öyle demiyor ama. Dün telefonuna bir mesaj gelmiş, ondan sonra kalkmışsın zaten."
-"Yok ya alakası yok."
"Duygu bana lütfen yalan söyleme." Tam o sırada telefonuma bir mesaj geldi.
Ben senin... ne güzel zamanı buldun ama ya? Ooof, oof..
"Telefonuna bakmicakmısın?"
-"Yok ya ne gerek var, şimdi seninle konuşuyorum. Zaten Sevdadan gelmiştir."
"Duyguuu!" Biraz sinirlendiği belliydi ama ben yinede alttan almaya çalıştım.
-"Aaah yeter ama ya. Sana yalan borcum mu var?"
"Tamam Duygu öyle olsun."
Çok şükür.
Birden annem kapıdaydı ve beni dışarıya çağırdı.
Hayırdır inşallah.
"Kızım evde şeker kalmamış. Hemen alıp gelirmisin?"
-"Tamam gidiyorum şimdi."
"Sağol istersen Melihde gelsin seninle. Yanlız gitme."
-"Ok."
Annem gittikten sonra bende odama girdim.
-"Melih kalk gidiyoruz."
"Hayırdır ne oldu, nereye gidiyoruz?"
-"Marketen, birşeyler lazımmış. Hadi kalk."
Market hemen yolumuzun üstündeydi zaten. Ve yolda Melih bana trip atmaya başladı.
"Mesajın kimden geldiğine baktın mı?"
Tüüh ben o mesajı unutmuştum.
-"Şey.. Yok daha okumadım sonra okurum."
Cevap vermedi. Daha iyi böyle. Markete gelmiştik ve ben hemen şekeri almaya gittim.
Eve vardığımızda anneme hemen şekeri verdim. Çayları koydum ve biraz onlarla oturdum.
Ama çok sıkıcı bunlar ya..
"Kızım istersen siz odana geçin burda canınız sıkılır."
Canım annem benim ya icimden geçenleri nerden biliyordun?
Anında odama geçtim ve Melihde geldi.
-"Sen bana trip mi atıyorsun?"
"Yok hayır." Dedi ve geçiştirdi.
-"Hadi ama ya ne oluyor sana?"
"Yok birsey dedim ya."
-"Of tamam Melih konuşma o zaman." Sinir ya allah allah...
"Göstermiceksin dimi mesajın kimden geldiğini?"
-"Melih gösterilecek birşey yok ki? Ne görmek istiyorsun anlamadım."
"Tamam, o zaman Sevdayı soralım mı?"
-"Ne yapmak istersen yap allah allah."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbime yazılan en güzel İsim
RomanceHava soğuktu. Eylül ayı gibi değildi. Rüzgar esiyordu ama yinede güzel di hava. Arada saçlarım yüzüme doğru geliyordu ve gerçekten çok zorluk çekıyordum simidimi yemekte. "Biliyormusun, bazen bir insanı deniz gibi seversin. Her huyu güzeldir, deniz...