Trio in E Flat

667 54 65
                                    





Yakın olduğum çevrede gözlerimi gezdirirken böylesine kalabalık bir ortamın bu kadar durgun olabilmesi daha önceden rast geldiğim bir şey değildi. Genellikle burada bulunmayan halk türlü şenlikler ya da merasim için buraya teşrif ederken bölgenin rahatsız edici bir gürültüye şahit olmasını sağlıyordu fakat bugün bölgeye garip bir sessizlik hakimdi.

Ölümünden günler geçmişti. Halk hala yasını sürdürürken Jennie, çevresinden saygı kazanmış fakat bu zamana kadar şahit olduğu davranışları şimdi hiçkimseden görmeden devam ediyordu. Halktan aldığı onun için yetersizdi. Kardeşleri bu davranışlarında haklılar mıydı, bilmiyorum. Zamanımızda bu tür olaylar meşrulaşmıştı fakat onlar bunu hoş karşılamamışlardı. Anneleriydi ama sonuç olarak o kadar da masum bir insan değildi. Joohyun, annesinin bize; özellikle de daha genç yaşta olan Yerim için ne kadar kötü şeyler yaşattığını biliyordu. Olanları tabii ki de destekleyemezdi lakin hem bizim için hem de ablası için tepkilerini dizginliyordu.

Fakat Taehyung için durum öyle değildi. Ablasına olan öfkesini haykırırken onun durumunu hiçe saymıştı. Günler geçmesine rağmen hala bir iletişimleri yoktu. Joohyun da olanları sindirebilmek ve ablasına biraz yer tanımak için olabildiğince karşılaşmaktan kaçmaya çalışıyordu. Ben ise burada tıkılı kalmıştım. Jennie Hanım hem beni hayatında istememiş hem de bölgeden dışarı çıkamamam için emir çıkarmıştı. Meydana inmeye bile iznim yoktu. Bu konuyu onunla tabii ki de konuşabilirdim fakat yüzünü görmek istediğimi kesinlikle sanmıyordum.

Durumundan haberdardım. En azından ne kadar kötü olduğunu görebiliyordum fakat elden gelen bir şey yoktu. Bunu o istemişti ve benim de buna karşı gelmeye niyetim yoktu.

İnsanların bizi görebileceği yerden uzak, eğitim alanların yakınında bir yere yerleşmiş Yerim ve Jisoo'nun hareketlerini izliyordum. Pekala, bu iki insanı aynı ortama sokmak iyi bir fikir değildi. Normal bir zamandaki değişik davranışları, birbirlerini görünce başka bir seviye almıştı. Dışarıdan bakıldığında düşman gibiydiler. Sürekli birbirlerine saldırıyorlardı fakat bizim zayıf bir anımızı yakaladıklarında birlik olup bize saldırmaktan çekinmiyorlardı. Bize de sadece gülüp onları izlemek kalıyordu. "Tanrım Jisoo, keşke bir gün aptal olsan."

Yerim'in söylediği şey ile saçma bir şekilde gülen Jisoo sessizleşip yüzüne sevindiğini belirten bir ifade takındı. Açıkçası ben de şaşırmıştım. Pek desteklemediğim bu görüş, Yerim'n gerçek düşüncesi olsun olmasın bunu dile getirecek bir insan değildi. "Küçüğüm, bana ismimle seslendiğin için kızabilirdim fakat işini gerçekten iyi biliyorsun. Teşekkür ederim." Dedikleri ile Yerim'e uzanıp yanaklarını sıkmaya başlamıştı. Yetişme tarzından dolayı gücünü kontrol edebildiği pek söylenemezdi. Fazla sıkıyor olmalı ki Yerim'in yüzünde rahatsız olduğunu belirten bir ifade vardı. "Teşekkür etmene gerek. Bu gerçekten derin bir arzum. Her gün aptal olman beni yoruyor." Söylediği şeyi anlamam ile sırtımı yere yaslayıp gülmeye devam ederken Jisoo'nun da zaten yanağında olan ellerini kullanarak üstüne atladığını görebiliyordum. Haklıydı. İltifatını ben bile ciddiye almıştım. Joohyun, Yerim'e saldırdığı için Jisoo'ya kızarken ben hala gülüyordum. Hepimizden büyüktü fakat bunları yapmaktan çekinmiyordu.

Gereksiz kavgaları hala devam ederken odağım yanımıza gelen askerlerden birine yönelmişti. "Bayan Kim ona eşlik edip edemeyeceğinizi merak ediyor." Söylediği şey ile hafifçe yere yaslanıp onun görüş açıma girmesini sağlamıştım. Günler sonra dudaklarında ilk kez bir renk ve yüzünde bir ifade vardı. Normal görünüyordu. Yanındaki kim bilmiyordum fakat onu dinlemediği belliydi. Bana bakıyordu. Yüzündeki hafif tebessüm bakışlarımız birleşince hatrı sayılır bir gülümsemeye dönmüştü.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 06, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

cafunè | jenlisaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin