Üşüdüğümü hissediyordum, üzerimde ince bir şey vardı fakat beni korumaya yetmiyordu. Bulunduğum zeminin sallanmasından hareketli bir yerde olduğumu anladım. Gözlerimi ilk açma girişimimde kafama keskin bir acı saplandığını hissettim, sanırım biraz daha sakin bir şekilde yapmalıydım. Alabildiğim kadar derinden hallice bir nefes aldım ve gözlerimi tekrar zorladım. Bu sefer başarmıştım, fakat gelen ışığın cılız olması görmemi zora sokuyordu , bir süre sonra gözlerim bulunduğum yere alıştı ve bir arabanın arka koltuğunda uzanır bir şekilde bulunduğumu anladım. Kafamı biraz oynattığımda ise sürücü koltuğunda oturan o adamı gördüm. Her şeyi hatırlıyordum. Biz bara gitmiştik, sonra bunaldım ve nefes almak için bahçesine çıktım… Onu gördüm ve nedensiz bir şekilde yanına gittim. Daha sonra o beni… Aman Allah’ım! Bu adam ne yapıyordu böyle? İlk önce beni bayıltmış şimdi de kaçırıyordu, kahretsin!
Ben korkuyla adamın yüzünü aynadan görmeye çalışırken bakışlarını bana sabitledi birden, keskin bakışları vardı. Sinirli, canımı acıtmak istercesine. Fakat inatçı biriydim, bakışlarımı asla kaçıramazdım, korkudan ne yapacağımı bilemediğim için belki de. Bir süre sonra gözlerini kıstı ve önüne döndü. Bu nasıl bir soğuk kanlılıktı böyle? Hızla yerimden doğruldum, ilk önce başım döner gibi olsa da elimi kapı koluna yasladığım an daha iyi hissettim.
‘Durdur arabayı’
Sesim güçlü olmaya çalışan bir korkak gibi çıkmıştı, fakat bu durumda konuşabilmek bile benim için bir marifet sayılırdı. Fakat sanki sesim ona hiç ulaşmamış gibi yoluna devam ediyordu. Şansımı zorlamalıydım
‘Durdur yoksa atlayacağım!’
Sesimin daha kararlı çıkması beni memnun etmişti. Fakat ne olduğunu anlayamadan ön koltuğa yapıştım adeta. Ani bir fren yapmıştı. Burnumu sert bir şekilde vurmuştum. Hızla ön kapıyı açtı ve inip benim olduğum tarafa dolandı, ben burnumun acısını düşünürken kapıyı açıp sert bir şekilde kolumdan tutup aşağı indirdi. Daha sonra kapıyı kapattı ve hiçte nazik olmayacak şekilde heybetli vücudu ile araba arasında bıraktı beni.
‘Sana bir daha bunu yapmamanı söylemiştim’ dedi hırlarcasına. Ses tonu mükemmel bir şekilde korkutucuydu, fazla erkeksi ve hükmediciydi. Eli hala kolumu da sıktığından ne dediğini anlamakta güçlük çektim. Neden bahsediyordu? Bir daha bunu yapmamamı mı söylemişti?
‘Ben… anlamıyorum’ diyebildim sadece kısık bi sesle. Gerçekten ne dediğini anlamamıştım, adeta bir deliyle konuşuyormuş gibi hissediyordum kendimi. Neden mantıklı bir şeyler söylemiyordu sanki? Mesela benimle burada ne yaptığı üzerinde olabilirdi cümleleri!
‘Oyunların, artık işe yaramayacaklarını biliyorsun Medusa’
Medusa? Daha önce kimse bu şekilde bir hitapta bulunmamıştı .Anlamaz bir şekilde ona bakmaya devam ettim, gerçekten kendimi aptal gibi hissediyordum, kimdi bu adam? Benden ne istiyordu? Şuan Arda ve Tuğçe’nin sarhoş hallerine gülüp onları evlerine götürmem gerekirken ben neden buradaydım? Sahi onlar ne yaptı acaba, beni bulamadıkları için deliye dönmüş olmalılar. Ah sahi ne kadar olmuştu oradan uzaklaşalı, etrafıma bakınmak daha yeni aklıma gelmişti, hava karanlıktı ve etraf sonbaharın başlayacak olmasını haber verircesine soğumaya yüz tutmuştu. Şuan dümdüz, kıvrımsız bir yoldaydık ve bizden başka duyduğum tek ses bizden bayağı ileride olan, zar zor gördüğüm ağaçlıklardan gelen, ince guguk sesleriydi. Neredeydik biz böyle? Bakışlarımı tekrar ona çevirdiğimde sıkılmış gibi görünüyordu. Yutkundum.
‘Sen, kimsin?’
Sanırım en başından beri sormam gereken soru şimdi dilimden dökülüyordu. Çenesini hafifçe yukarı kaldırdı, alnı kırışmıştı, karanlıkta görebildiğim kadarıyla kahverengimsi gözlerini kıstı. Ve ağzından şu kelimeler döküldü sessizce.
‘Yaşadığın hayatın katili olan Poseidon. ’
Merhaba! İlk bölümün üzerinden uzun zaman geçtiğini biliyorum bu yüzden üzgünüm ama ney olduysa yazma isteğim geliverdi, ilham perilerimde yerinde şu aralar, umarım beğenirsiniz, okunma durumuna göre hikayeye devam etmek istiyorum. Keyifli okumalar, eksik veya fazla gördüğünüz bir yer varsa lütfen söyleyiin :)
NOT!
Medusa ve Poseidon hikayesini bilmeyeniniz çok yoktur sanırım, bilmeyenlerde internetten rahatlıkla öğrenebilir, hikayede sık yer vereceğim terimler olacak :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yansıma
Teen FictionAcı hissedilmeyi talep eder.. Bu cümle tam olarak onun için yazılmış gibiydi, iliklerine kadar canının yanması, nefes alırken zehirli bir havayı solumak ve hiç bir şeyden zevk almamak gibi şeyler gerçek olabiliyorsa o bunları yaşıyordu. Yanlış anlaş...