Akşam Magnus odama geldiğinde uzun bir süre sessiz kalıp öylece üstünü değiştirdikten sonra yatağa geçmişti.
"Babanla ne konuştuk merak etmiyor musun?"
"Ne konuştuğunuzu tahmin edebiliyorum o yüzden sormama gerek yok." Dediğinde onun yanına uzandım.
"Baban bahsettiğin kadar katı bir insanmış."
Bir şey demeden bana bakıp sonrasında örtüyü üstüne çekerek tavanı izlemeye başlamıştı.
"Bana hala tavırlısın anladığım kadarıyla."
"Söylediğim şeylerde ciddiydim, bence bir şekilde ikimizin de aramızdaki şeyi düşünüp gözden geçirmesi gerekiyor. Sanırım ben çok çabuk kabul ettim, önümü pek görmeden yaptım bunu."
"O kolay kabul etmiş halin miydi yani?" Deyip gülmüş olsam da Magnus hala soğuktu. "Bu halin hiç hoşuma gitmiyor, böyle yapacaksan odana git."
Ben birden ciddileşince yüzü bana çevrildi ve yataktan çıkmak için hareketlendi. Ama bunu yapmadan önce bileğini yakalayıp onu tekrar yatağa çekmiştim.
"Şu an odana gidersen daha çok sinirlenirim, böyle durumlarda yapacağın şey burada kalıp olayı çözmek olmalı. Anladın değil mi?"
"Neyi çözeceğimizi bile bilmiyorum, olayı nasıl çözebilirim?"
"O zaman sadece susmayı dene."
"Zaten öyle yapıyordum." Deyip bana arkasını döndü ve uzanmaya devam etti. Derin bir nefes alıp bir süre sakinleşmeyi bekledim. Sakinleşme konusunda gerçekten problemlerim vardı.
Kendimi biraz daha iyi hissedince ona yaklaşıp arkadan beline kolumu sardım.
"Asık suratlı olmaya devam mı edeceksin?"
"Beni kırmaya devam mı edeceksin?"
İkimiz de yine sessiz kalmıştık. Sonrasında ben öne uzanıp onun yanağına bir öpücük bıraktım.
"Seni bırakmayacağım. Sen istesen de istemesen de."
"Bundan ne anlamalıyım? Ayrıca... bırakmak istersen izin vereceğim demiştin."
"Fikrim değişti."
"Ayrıca akşam sana kendimi affettireceğim de demiştin..."
"O sözümün hala arkasındayım."
"Affettirme anlayışlarımız çok farklı."
"Bundan sonrası için seni kıracak ya da üzecek şeyler yapmamaya özen göstereceğim." Deyip bir elimle saçını okşadım. "Senin için gerçekten çaba gösteriyorum Magnus ama bunu sana yansıtamıyorum. Lütfen bu konuda beni suçlama."
"Kendimi mi suçlayayım?"
Bu cevap üstüne sessiz kalmıştım çünkü sanırım bir şeyleri düzeltmek için geç kalmıştım.
Ondan kolumu çekip uzaklaştım ve yüzümü tavana çevirdim. Bir prens olduğum için her şeyi kolay elde eden yanım şu an bu olayı nasıl çözeceğine pek hakim değildi.
"Daha önce bir ilişki yaşadım ve beni gerçekten yıprattı. Bu yüzden beni yıpratan şeylerden uzak durmaya çalışıyorum, seni seçme nedenim de buydu."
"Ben seni yıpratmıyorum ama aksini sen bana yapıyorsun. Ayrıca bir ilişkimiz de yok. Ortada ben varım. Seni seven ve senin sevdiğin. Ama bir ilişkimiz yok. Sadece sana iyi gelmem için beni seçtin. İyi gelmediğimi düşündüğün zamanlarda da beni kendinden uzaklaştırıp sonra yine bana ihtiyaç duyuyorsun. Buna alışmaya çalışıyorum ama benimle sert bir üslupla konuşup odadan kovmalarına alışmamı bekleme benden. O zaman her şeye susan ve her istediğini yapan bir adama dönüşeyim, madem öyle mutlu olacaksın."