Bazen bazı bir şeylerin sonuna gelirsin. Tükendiğin için veya yorulduğun için değildir. Bazen sadece bir şeyleri akışına bırakmak istersin. Herşey kendi yolunu bulsun. Hayattan bıkmazsın ama kendine izin alırsın. Mola vermezsin, sadece bırakırsın. Istifa etmek de denilebilir. Artık önüne bakarsın bütün huzurun olduğu yere. Kendine oraya bir dakikalığına da olsa koymak istersin. Herkesin bir an için sadece mutlu olmasını. Herkesin herkesi kabullenişi. Sevenlerin kavuşması. Gidenlerin belki de geri geldiği bir zaman. Sevdiklerinle olabileceğin huzurlu bir yaşam. Kimsenin gıkı çıkmıyor. Kimsecikler karışmıyor. Herkes kendi halinde gülümsüyor. Her yer tertemiz. Belki çiçekler açmış. Belki gok kuşağı oluşmuştur. Tabi tabi çok hayal kurdum yine. Ama sonuçta hayal değilmi? Önemli olan bu. Bu anın gerçek olmayacağını bilsem bile hayalini kurmak güzeldi. Hayaller bizim hayatın bir parçasıdır. Hemde en değerli ve en önemli parçası. Hayal olmasa, kimse arabalara bakmaz, kimse işlere gitmez, kimse modayla ilgilenmez, kimse çocuğuna yemek yedirirken „uçak geliyor“, diyemez. Hadi bizim hayaller yıkıldı buna tamam. Buna eyvallah. Ama biz çocukların hayalini elinden alamayız. Ne kadar çok hayal kurma desende, belki o babasının sırtına çıktığında kendini pilot olarak görmeye devam edecek. O elini açarak koştuğun da hala kendini superman gibi hissedecek. Yastıklardan kale yapıp, kalesinin prensesi, prensi olacak. Bisikleti onun uçağı, belki de en hızlı arabası olacak. Kimsenin hayali ucuz değil. Onu kurabilmek bile güç istiyor. Sevgi istiyor. O anı düşünürken dudağınla yanağın arasında ki çukuru görmezden gelme. Sen sevdiğini bile düsünürken hayal kuruyorsun. Yemek yerken, yatarken, yürürken. Her bir „Keşke“, deyişin bir hayalden ibadet. Hayallerini yıkma. Hayalin için savaş!
_______________________________________________________
Hayatta acı hep kalıcı bunu biliyoruz ve gidermek için elimizden geleni yapıyoruz. Ağzımız yanıyor soğuk su içiyoruz. Tenimiz yanıyor yoğurt sürüyoruz. Ama kalbimiz acıyor ne bir merhem yetiyor, ne soğuk su, ne de değer verdiklerimiz. Orası hep yanıyor. Hep paramparça. Tatlıya hasret kalıyoruz. Hayatımız da bazen tatlı dediğimiz anlar oluyor ama hep geçici ve az. Yetinmeyi bilmiyoruz belki de. İnsan acıya alışır mı? Akılda, kalpte kabulleniyor işte. Sende itaat ediyorsun. Kader yüzüne bir kere gülünce affallıyorsun. O anı bile acıya dönderiyorsun. Belki de bu yüzden insan acıya alışıyor. Tatlıyı sevmeyi, yemeyi beceremediği için. Veya sevmek için uğraşmadığı için. Belki de bu yüzden hayatta tatlı anlar az gelir veya biz görmemezlikten geliyoruz. Hayatı acısıyla tatlısıyla yaşayıp gidiyoruz. Geldiğimiz yeri unutup acı dağıtıyoruz. Bu yüzden acı kalıcı, tatlı ise hep hasret. Güzel olan herşey özlenilir.
______________________________________________________Her insanın gölgesi vardır,
güneş vurduğu sürece.
Kimi insanın güneşi yoktur,
umudu olmadığı sürece.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayaller Hayatın parçasıdır
De TodoHayaller dediğimiz nedir? Neden hayal kurarız? Sonu hüzünle biteceğini bile bile neden? Hayat hep keşkelerle ibadettir. Olmak veya görmek istediğimiz onca şeyin hayalini kurarız. Hep daha iyisini, daha fazlasını isteriz. Belki de bu yüzden hayallere...