Bölüm 7: Benim Qing Jing Tepem

495 67 99
                                    

Keyifli okumalar. ^^

-------------

Sessizlik kavramı bir çok şeyi ifade ederdi. Sakinlik, huzur yahut yalnızlık. Sessizliğin bu farklı kavramları olduğu gibi, verdiği bir çok his ve duygu da olurdu. Mutluluk, üzgünlük ya da kızgınlık. Sessizlik insana huzur da verirdi, içini sıkarak onu rahatsız da edebilirdi.

İşte şu anda, sessizdi, odanın içi, Luo Binghe. Ve içindeki sıkıntılı fırtınaya rağmen sessizdi.

Shen Qinqiu'nun bir anda böyle bir şey söylemesini beklemiyordu, bu sebeple ona hiçbir şey anlamaz bir ifadeyle bakıyor, olayları idrak etmeye çalışıyordu. Shen Qingqiu'nun ona bakan kararlı ve oldukça kendinden emin olan gözleri ise, ne söyleyeceğini bilememesine neden oluyordu. Sessizce ama huzursuz ve keyifsiz bir tonda, "Neden? Gitmen gerekli mi?" diye sordu.

Shen Qingqiu derin bir nefes alarak göğsünü şişirmiş ve sıkıntıyla vermişti soluğunu. "Kesinlikle gerekli. Mesele mühim olmasaydı, seni neden bırakıp gitmeyi isteyeyim?" Oturduğu sandalyede Luo Binghe'ya biraz daha eğilip yaklaştı, ellerini avuçları içine alarak dudaklarını yalayıp ıslattı ve, "Bak, gerçekten gitmem gerekiyor. Sadece birkaç günlüğüne, seni temin ederim uzun sürmeyecek." dedi yumuşak bir tonda.

Luo Binghe meraklı bir ifadeyle sandalyesi ona doğru çekip yaklaştı, dudaklarını bükerek sordu. "Gitmenin nedeni nedir, Shizun?" Onu göndermek için biraz isteksizdi, nihayetinde uzun bir süre boyunca her daim beraber olmuşlardı ve sadece birkaç dakika ayrı kalmak bile onu mutsuz etmeye yetiyordu.

Shen Qingqiu da aynı şekilde keyifsiz hissediyordu, ama gitmeliydi. Sistem gerçekten ona büyük sorunlar çıkarmaya başlamıştı, aslında en başından beri acımasız ve beyinsiz olmuştu, ama o zaman bile en azından birazcık rasyonalitesi vardı. Lakin şimdi işler büsbütün berbat bir hal almıştı. Şu anda güncelleme yapıyordu, ama geldiğinde yine aynı sorunları yaşayacağı Shen Qingqiu'nun kalbine uğursuzca doluyordu. Sebepsiz yere ondan puanlarını siliyordu, şimdi geri geldiği zaman başka ne tür saçmalıklar yapacağını kim bilebilirdi? Büyük zorlukla topladığı puanları silmesi bir yana; gereksiz hatalar veriyor, hatta misille yapıyor, ağzını bozmaya başlıyordu. Bu gerçekten normal, mantıklı mıydı? Belki de bu sefer ona amansız bir görev verir, yahut onu dünyasına geri döndürmeye bile kalkışabilirdi.

İşte bu sebepten ötürü, Cang Qiong Dağı'na gitmeli, Shang Qinghua ile görüşüp onun da Sistem'inde bu sorunun olup olmadığını öğrenmeli, buna bir çözüm yolu aramalılardı. Çünkü bu sorunu nasıl çözeceğini gerçekten bilmiyordu, ve belki Shang Qinghua ona yardım edebilirdi.

Gitmesinin sebebini tabii ki açıkça söyleyemezdi, zaten bir süre önce ne söylemesi daha uygun olur diye düşünmüştü, bu yüzden pek beklemeden Luo Binghe'nın sorusuna yanıt verdi. "Bu Usta'nın Sekt Lideri Yue ile tartışması gereken mühim bir durum. Unutma ki hala Qing Jing Tepesi Lordu'yum, ve son gittiğimden bu yana neredeyse üç ay geçti. Şimdi uzunca bir süre burada, seninle birlikte olmam ve yanından ayrılmamam gerekiyor. Bu nedenle ilk olarak gidip, uzun bir süre için gelmeyeceğimi bildirmem gerekiyor ve diğer işleri de halletmeliyim."

Mızmızlanmaya başlayacak gibi görünen Luo Binghe, ilk başta onun gitmesine izin vermemeyi düşünüyordu. Ama bu her zaman olan bir şeydi, Shen Qingqiu Qing Jing Tepesi'den ayrılmış olsa bile hala Tepe Lordu idi, ve belirli zamanlarda gidip formaliteleri yapması gerekiyordu. Yani bu durum aslında olağandışı değildi, ancak her gittiğinde Luo Binghe'yı arkasında bırakmak durumunda kalıyordu, çünkü onun hala Cang Qiong Dağı'na girmesi yasaktı. Bundan dolayı, Luo Binghe her zaman içinden gizli saklı bir şekilde Shizun'u ondan ayırıyorlar diye Cang Qiong Dağı'na kin beslerdi.

I Won't Let You Go ✓SVSSS [ғᴀɴғɪᴄᴛɪᴏɴ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin