Sana büyük bir mutlulukla en sevdiği mağazaya girdi. Kapıdan adım atar atmaz durdu ve gözleriyle mağazayı süzdü. Renkli renkli fularlar, tiril tiril çiçekli elbiseler, kalem eteklerden pileli eteklere her şeyi süzdü Sana. Ve en sonunda "Aha!" diye bağırdı. Aradığı şeyi bulmuştu.
"Oh, biran seni kaldırdılar sandım."
diyerek sarıldı kocaman içi rengarenk top top şekerlerle dolu bir SAKIZ MAKİNESİNE!
Çantasından cüzdanını büyük bir heyecanla çıkardı Sana. Cüzdanının fermuarını olabildiğince hızlı bir şekilde kaydırdı veee...
"HAYIR! YANİ OLAMAZ AMA BEN EMİNDİM. DÜŞÜRMÜŞ OLMALIYIM. AH SALAK KAFAM!!"
"Şey... Bir sorun mu var?"
"Sakız, sakız alacaktım ama bozukluğum yok."
diye yakındı Sana. Makinenin önüne diz çökmüş adeta bir bebeğe benziyordu.
Dahyun mağazada çalışan görevlilerden biriydi ve bunca zamandır hiç bu kadar büyük bir kızın sakız makinesi için gözlerinin dolduğunu görmemişti.
En sonunda Dahyun dayanamadı ve kıkırdadı. Bu Sana'yı sinirlendirmişti.
"Ne yani büyüğüm diye sakız makinelerini sevemez miyim?"
Şimdi yanaklarına yaşlar süzülmeye başlamıştı.
Dahyun hemen durumu toparlamaya çalıştı.
"Hayır, yani ben, uhm özür dilerim."
"Herkes gülüyor zaten. En iyisi buradan gitmek."
Sana çantasını koluna taktı ve mağazadan çıktı.
Dahyun da düşünmeden duramadı. Tabiki biraz onun yaşındaki biri için garip olsa da sevebilirdi ama bir sakız için de ağlanmaz yani, diye düşündü Dahyun.
Sonra olanları anlatmak için mağazada bir diğer çalışan olan aynı zamanda çok yakın arkadaşı Momo'nun yanına gitti.
"Momo-yah! Ne oldu inanamazsın!"
"Ne yoksa zengin bir koca mı buldun?"
Güldüler.
"Tabiki hayır Momo."
"Ee, n'oldu o zaman dökül bakayım."
"Şimdi ben reyonları gayet normal, sakince düzenliyordum."
"Eee?"
"Sonra bir çığlık kopmasın mı"
"Anaaam! Noldu anlat anlat!"
"Sakin ol Momo."
"iyi iyi sakinim anlat sen"
"Ses sakız makinesinin ordan geliyordu. En iyisi bir gidip bakayım dedim. Bildiğin bizim yaşlarımızda bir kız sakız makinesinin başına geçmiş gözleri dolu dolu cüzdanına bakıyor. Yanına gittim ve ağlama nedeni neymiş biliyor musun Momo?"
"Neymiş?"
"Sakız almak için bozukluğu yokmuş!"
"Nasıl bir kızdı tarif et bakayım."
"Böyle şirin bir bakışı var aynı bebek gibi çok tatlı. Ama aynı zamanda seksi ve güzel."
"Bingo! Tanıyorum. O kız Sana. Her gün buraya gelip makineden mavi sakız çıkana kadar sakız alıyor, sonra da mavi sakızı bir torbaya koyup diğer renklerdeki sakızları çocuklara dağıtıyor."
"Neden yapıyorki böyle bir şeyi?"
"Kimse bilmiyor ki"
"Öğreneceğim! Yarın da gelir mi?"
"Bugün sakız alamadığına göre birkaç dakikaya bile gelebilir."
Dahyun hemen sakız makinesinin önüne koştu. İçine bir bozukluk attı ve kolu çevirdi
"Pıt" bir Beyaz sakız düştü.
Tekrar para atıp Bir daha çevirdi.
"Pıt" Bu sefer ki kırmızıydı.
Bir kez daha ve...
"Pıt" EVET! Bu sefer maviydi!"Oley!!!"
Diye bağırdı Dahyun sonra da kırmızı ve beyaz sakızları rastgele gördüğü iki çocuğun eline tutuşturup Sana'yı beklemeye başladı.
Momo haklıydı 1-2 dakika geçmeden kocaman gülümsemesiyle beraber Sana girdi içeri.
"Sanaaa~"
Yüzünde "n'oluyor" dercesine bir bakış vardı.
"Bak bu mavi sakız senin için."
Sana bu sefer şaşırdı adını ve her gün gelip mavi sakız aldığını neden öğrenmişti?
Sakızı yüzüne sıcak bir gülümseme takınarak aldı Dahyun'dan.
"Sen-sen nereden biliyorsun?"
diyebildi titreyen bir sesle.
"Şey, yakın bir arkadaşım Momo söyledi. Seni bugün kırdığım için özür hediyesi olsun istedim."
Sana'nın ona teşekkür etmesini bekleyen Dahyun duyduğu hıçkırık sesleriyle şok oldu. Sana ise mağazada n elindeki mavi sakızla koşarak uzaklaştı. Dahyun ne olduğunu anlamamıştı. Bir iki saniye duraksayıp Sana'nın peşinden koşmaya devam etti.
En sonunda Sana avmnin önündeki bir banka oturdu. Dahyun ilk önce gizlice onu izledi. Çantasından bir torba çıkarıp mavi sakızı oraya atmıştı Sana. Bu Momo'nun dediği torba olmalı diye düşündü Dahyun. Sonra gizlice izlemenin doğru olmadığını düşünüp usulca Sana'nın yanına oturdu.
İkisi de uzun süre sessizce oturdu. Sana derin bir soluk alıp çiçek kokusunu ciğerlerine doldurdu. İlkbahar mevsimini çok severdi sonbaharın aksine. En sonunda sessizliği Dahyun bozdu,
"Sana niye ağlıyorsun?"
Sana ağladığının farkında değildi. Elini nazikçe kaldırıp tersiyle yanağına değdirdi. Yanakları ıslaktı. Ipıslak.
"Eğer benim yüzümden üzgünsem ben gerçekten özür dilerim."
"Ha-hayır, seninle ilgisi yok."
"O zaman neden Sana neden? Karşımda ağlayan birisini görmek beni üzüyor. Sorunun her neyse anlat beraber çözelim. Ben gerçekten yardımcı olmak isterim. Ha ne dersin?"
"Olmaz, kimse bana yardımcı olamaz!"
Sana artık sesli ağlıyordu. Hıçkırık sesleri gittikçe yükseliyor. Gözyaşları birer birer yanaklarından süzülüp gidiyordu.
Dahyun anlayamıyordu bu kızın sıkıntısını. Bir sakız için mi ağlıyordu sadece yoksa derinlerde daha kötü bir şey mi vardı. Tabiki kötü bir anısı olmalıydı. Yoksa neden böyle ağlasınki?
Dahyun bu sefer peşinden gitmedi Sana'nın. Rahat bırakmayı tercih etti. Sonuçta yarın tekrar gelecekti.
Dükkana geri döndü. Düzenleyeceği reyonlara gitmeden önce Sakız makinesinin yanına gitti. Fakat orada bir şey vardı. Bir kağıt parçası üzerinde bir numara yazıyordu. Sana bunu cüzdanından düşürmüş olmalıydı. Acaba Sana'nın kendi numarası mı diye düşündü Dahyun.
Sonra anlamak için numarayı telefona kaydedip WhatsApp'tan profil fotoğrafına baktı. Evet! Bu Sana'nın numarasıydı.Dahyun mesaj atıp atmamakta kararsızdı. Ama sonra sadece bir mesaj yazdı,
dubushi
Numaranın yazılı olduğu kağıdı yere düşürmüşsün. Umarım rahatsız etmemişimdir. Ama şunu bil istedim istediğin zaman bana anlatabilirsin.
(Okundu.)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
-ˏˋ bubble gum ¦ saida ˎˊ˗
Fanfiction"Ne yani büyüğüm diye sakız makinelerini sevemez miyim?"