sekizinci bölüm

349 41 73
                                    

merhabalarr:d

umarım beğenirsiniz,,, keyifli okumalar❤

🍃

"Yirmi saniye içinde V'nin boynuna bir morluk bırak," dedi Hoseok haylaz bir sırıtışla Minji'ye bakarken. "Risk budur güzelim!"

"Yirmi saniye biraz fazla olmadı mı sence de?" dedi Minji ağzındaki lolipopu çıkarıp hiç beklemediği bir anda Hoseok'un ağzına sokarken. "Canın çekerse bir morluk da sana bırakabilirim Hoseok-sshi.."

Hoseok ağzında lolipopla konuşmaya başladı. "Sözümü aldım. Buradan çıkışta hatırlatırım."

Minji dudaklarını yalayıp V'nin veya gerçek ismiyle Taehyung'ın yanına gittiğinde beni bu iğrenç oyunu oynamaya mecbur bıraktığı için Seokjin'i boğazlayasım vardı. Bu zamana kadar hiç şişe çevirmece oynamamıştım ve eksikliğini de hissetmemiştim. Ne olurdu yani hep televizyondan izlediğimle kalsaydı..

Minji dudaklarını V'nin boynuna bastırdığında V halinden oldukça memnun görünüyordu. Daha fazla bu görüntüye bakmak istemediğim için kafamı başka yere çevirdim. Tabii çevirmemle Seokjin'le göz göze gelmiştim.

"Cidden bu mu 'eğlenceli' dediğin ortamın?" dedim fısıldayarak onu azarlarken. "Yiyişmek için oyun tezgâhlamak yerine neden herkes bir oda tutmuyor kendine?"

İçinde alkol olan kırmızı karton bardağı içmeden önce "Oyun tezgâhlayıp yiyişmek varken kim ne yapsın dümdüz bir seksi?" dediğinde göz kırpıp sırıtmıştı. "Biraz daha oyna, sıkılırsan kalkarız."

Ona tip tip baksam da "Söz mü?" dedim.

"Söz." Geçiştirerek söylenmiş bir söz olsa da samimiyetine inanmak istedim o an.

Seokjin'in yakın arkadaş çevresine pek yabancı sayılmazdım, hepsini Seokjin'in fotoğraflarında görmüştüm. Özellikle kendilerine taktıkları 'bangtan' grup adıyla epey popülerdi hepsi

Sadece kızlar yabancıydı.

Seokjin beni arkadaşlarıyla tanıştırdığında ben normal bir sohbet havası olur ve hayattan falan konuşuruz sanmıştım, ne yazık ki bunlar yerine hepsi yapılacak daha iyi bir fikir bulmuş ve zamanlarını şişe çevirmece oynayarak taçlandırmak istemişlerdi.

Geldiğim ilk saniyeden beri bana gözünü kestiren Jungkook'la gözlerimiz bir kez daha buluştuğunda bu sefer kaçırmak yerine ona dik dik baktım. Bunu yeterli görmeyip ağzımı oynatarak "Bir sorun mu var?" diye sorduğumda bir şey demeden bakışlarını kaçırdı.

Minji'nin V'nin boynunu sertçe emdiği onun attığı çığlıklardan belliydi. Süresi dolan Minji geri çekilirken boynunu nazikçe öptü. Herkes V'nin boynundaki morluğa bakıp gülmeye başladığında "Aptallar," diye mırıldandım ama kimse duymadı.

Minji dudağında zafer kazanmış bir edayla şişeyi çevirdiğinde şişe benim önümde durdu. Bu üçüncü oluyordu. Soru sorma kısmı tekrar Namjoon'un önüne geldiğinde ondan bir kez daha umutluydum, saçmalamayacak kadar efendi biriydi ve bana iki kez çok düzgün sorular sormuştu. Buradan anlaşılacağı üzere tüm sorularına 'doğruluk' demiştim.

"Doğruluk mu cesaretlik mi?"

Sorusuna tam "Doğruluk," diyecekken "Bu söyleyeceğin üçüncü doğruluk olacak," diye uyardı beni Angelina. "Bu sefer cesaretlik demelisin."

Seokjin araya girdi. "Ne istiyorsa onu desin. Karışma Angel."

Angelina bozuk korecesiyle tam itiraz edecekken onun yerine Minji konuştu.

"Biz de doğruluk diyip aradan çekilelim, ne dersin Seokjin-sshi? O yüzden cesaretlik diyecek."

Jungkook "Hanımlar haklı," dedi. "En azından bir kez cesaretlik demeli."

ghost girl 🍃 jinsooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin