merhabaa<3
keyifli okumalar aşklarım, umarım beğenirsinizz❤
🍃
"Bir kafede kahve içmek ve sohbet etmek varken nasıl olur da bir şişe etrafında oturup saçmasapan hareketler yaparsınız," diye azarlayarak konuşan Bayan Kim'in sakinleşmesi kolay olmayacak gibi görünüyordu. "Ayrıca henüz reşit bile olmayan Jisoo'yu içkili ortamlara sokasın diye yanında götürmene izin vermedim ben."
Bayan Kim, Jimin'in instagrama attığı hikâyeleri gördüğü için tepesi atmış gibiydi. Jimin'le beyin konularına girersem onun zararlı çıkacağına inanıyordum çünkü Minji'nin Seokjin'e kucak dansı yaptığı videoyu anı kalsın diye (!) özelden Seokjin'e yollayacakken yanlışlıkla hikâyesine atmıştı ve hesabında ekli olan Bayan Kim'de bu unutulmaz anlara tanıklık eden yüzbin şanslı kişiden sadece biriydi.
"Anne lütfen," diye bıkkınlıkla ofladı Seokjin. "Sadece eğlendik, bu kadar."
Bay Kim gazetesini katlayıp masaya bırakırken "Üstüne gitmeyelim," dedi Bayan Kim'e bakarak. "Herkes bir kafede kahve içip sohbet etmekten hoşlanacak değil hayatım, bırakalım da nasıl istiyorlarsa öyle eğlensinler."
Seokjin'in Bay Kim'den yüz alarak haylazlıklar yapması çok normaldi tabii.
"Ehliyetsiz araba kullanan Jisoo yolda bir çevirme olsaydı ne yapacaktı? Bu da mı o eğlencenin bir parçası?"
Seokjin'i daha fazla azarlamaları için dua ettim. Dünden sonra ona epey sinirliydim. Namjoon'u öpmem sorun değildi, sorun cidden beni soktuğu bu saçmasapan ortamdı. Eğlenmemiştim bile. Beyefendi bir de sanki cidden ona göz kulak olması gereken kişi benmişim gibi beni unutup manyak gibi içmişti.
"Özür dilerim," dedi Seokjin. "Bir daha tekrarlanmayacak."
Arkadaşlarının yanında farklı, ailesinin yanında farklıydı. Çift kişilikli davranıyordu.
Ailesinin yanında efendi birisi, arkadaşlarının yanında tam bir arsızdı.
Bay Kim dayanamayıp oğlunun elini tuttu ve "Seni düşünüyorum diye bana kızma olur mu," dedi. "Her şey sadece senin için."
Keyfi yavaş yavaş yerine gelen ev ahalisinin ilgi odağı tekrar ben ve benim dünya görüşüm olduğunda bu ilgiden sıkıldığımı belli etmemeye çalışarak yemeğimi yiyordum.
Seokjin bugün haftasonu olduğu için tüm gün evde olacağını söylemiş ve Bayan Kim bunu fırsat bilerek ikimizi market alışverişine yollamıştı.
Seokjin üzerinde bacaklarını saran kot bir jean, üzerine de düz beyaz bir tişört giymişti. Güneş gözlüğünü havalı olduğunu düşündüğü ve bence de cidden havalı durduğu bir hareketle takarken bir yandan da bir şarkı mırıldanarak arabasına ilerliyordu. Birkaç kez gözüm geniş omuzlarına takıldı.. Fazla genişlerdi. Bu biraz şaşırmama neden oldu.
Yan koltuğa otururken "Koskoca evde neden bu ayak işlerini yapacak birisi yok," diye homurdanarak kemerimi taktım. "Yemekleri de annen yapıyor, bir mutfak görevlisi neden tutmuyor ki?"
"Eli ayağı tuttuğu için gerek duymuyor olabilir mi Jisoo-sshi?" dediğinde bunun kulağa mantıklı gelmesiyle dudaklarımı birbirine bastırdım. "Hem annem aşçı, ondan daha iyi kim yapabilir ki yemekleri?"
"Söylediklerimi unut gitsin o hâlde."
Seokjin arabayı çalıştırırken parmaklarımla oynayarak dünü ve Jungkook'un söylediklerini düşünüyordum.
Ayaküstü biraz konuşmuştuk. Seokjin'e yolladığım mesajların ekran görüntüleri onda vardı, ben her ne kadar mesajları geri çeksem de önemi yoktu çünkü her an Seokjin onları okuyabilirdi. Tabii eğer Jungkook anlaşmayı bozmazsa.