"Güzel şeyler uzun sürmez" -Y.
-------------------------
Azradan;Kısa bir öpüşmeden sonra ikimizde ne olduğunu anlamayarak birbirimize bakıyorduk. Öyle derin şeyler geçiyordu ki gözlerimizden..
"D-deniz?" Demiştim kekeleyerek. Eliyle dudağıma baskı yapmıştı.
"Sus.. Lütfen bir şey söyleme Azra" geriye doğru çekilip yatağa yaslanmıştı. Öylece önüne kilitlenmiş hiç bir şey demiyordu.
Bir süredir sessizce durmasından dolayı artık dayanamamıştım.
"Deniz. İyi misin?" Cevap yoktu.
"Deniz?" Cevap yoktu.
"Deniz diyorum" elimle omzuna tutup biraz sallamıştım onu. Sakince bana doğru dönmüştü.
"İyi misin Deniz? Endişelenmeye başlıyorum"
Sanki transa geçmişti. Bos boş bakıyordu.
"Huhuuu Hey Deniz?" Elimle gözlerinin önünde hareket yapmıştım kendisine gelmesi için.
"Haydaaaa...Kızım,madem beni öpmekten bu kadar etkilenecektin ne diye uzatıyors-" sözümü bitiremeden dudakları ile dudaklarıma kapanmıştı. Gözlerim kocaman açılmış şaşkınken,onun gozleri kapalıydı.. Ve bu seferki daha kısa sürmüş,hemen çekilmişti.
"Çok konuşuyorsun Azra Kaya"
Gülümsemiştim. O da gülümsemişti.
"B-ben ne diyeceğimi bilemiyorum. Ya-ni.. Aklımı alıyorsun artık Deniz. Düşünmeyi bırakmıştım ben. "
Kahkaha atmıştı.
"Aklıni başından alıyorum yani?"
"Evet hanımefendi.. çok mu komikti?"
"Evet" derken tekrar gülmüştü.
Onun gülümsemesi bir huzurdu.
"Biz şimdi neyiz?" Dememle ikimizde kahkahamızı sunmuştuk. Belki de şu an çok gereksiz gülüyorduk ama içimizden geldiği için yapıyorduk.
Dışardan birisi görse bizi deli sanabilirdi. Belki,doğru da düşünmüş olurdu.
Sonra ortam yine sessizleşmiş ve yağan yağmurun çatıya damlarken çıkarttığı sesi dinliyorduk. Gökgürültüsü bitmiş,sadece yağan yağmurun sesi vardı.
"Kendimi değerli hissettiriyorsun Azra" demişti.
Derin bir nefes alıp verdikten sonra bana doğru dönmüştü.
"Şimdi yaptığım şey ile daha da emin oldum. Ben... Azra.. Ben.."
"Senn... Sen ne Deniz?"
"Ben.. ben sende kayboluyorum Azra. Ben,seni istiyorum. Seninle olmak istiyorum. Artık eminim;bu dudaklar bu dudaklara mühürlü. Belki eski Deniz değilim ama bu Deniz de senin aşkından kaçamadı. Öyle güzel seviyor ve öyle güzel bunu hissettiriyorsun ki.. bir insandan sonsuz değer görmek çok kıymetli. Beni bulduktan sonra; sana karşı olan soğukluğum,senden kaçışlarım,seni kırmalarım.. her ne yapmıs olursam olayım sen yine vazgeçmedin benden. Bekledin" gözyaşı akmıştı bir gözünden..
Ben ise donakalmış vaziyette,şu an da aşkını itiraf eden Deniz'i dinliyordum.
"Yine söylüyorum cicim,canımlı belki bir anda olamayız ama bu hissettiklerim bu yoğun duygular belki her şeyin ilacı olacaklar Azra.. senden tek isteğim,bu yolda beni sabırla beklemen. Yanımda ol"
Eliyle elimi tutmuştu. Gözleri dolu doluydu.
"Ben,ilk başlarda Heves ile konuştum. Dudu ile ayrı konuştum,Yonca,Hasret.. Hepsi sırasıyla bizden bahsettiler,anlattılar. Tek tek dinledim. Sonra düşündüm. Sonra dışarda geçen yıllarca zamanların hesabını düşündüm. Kaybolmuştum."
Elimle akan gözyaşlarını silmiştim.
"Şşş Deniz tamam. Ben senin çektiklerini anlayabiliyorum,yaşadığın şeyler kolay değildi. Hiçbir şey hatırlamadan,yanında kimse olmadan bu koskoca dünya senin için ıssızlaştı. Tek başınaydın. Ama bil ki bende,senin yanında olamadığım için az acı çekmedim. Seni sevmekten de vazgeçmedim. Vazgeçilecek bir sevgi değil bu"
Gülümsemişti hafiften.
"Ben bu hissettiğim duyguları kaybetmek istemiyorum Azra. Beni asla bırakma olur mu? Tekrar o yılları yaşamama izin verme"
"Asla" demiştim tereddütsüzce.
Ve o an kendime doğru çekip sarılmıştım kocaman.
Bir süre öyle durmuştuk.
"Deniz?"
"Efendim?"
"Yıllardır özlemini çektiğim şeyi söylesem yapar mısın?" Tebessüm etmişti
"Söyle"
"Şey.. bu gece birlikte yatsak olur mu? Sarılarak"
Gözleri ışıl ışıldı.
"Tabii olur Azra"
İkimizde yatakta yatar vaziyete geçerek üzerimize yorganı çekmiştik. Deniz'in başının altından kolumu sokarak bana yaslanmasını sağlamıştım. Öyle tutuyordum ki onu sanki birazdan kacacakmışta onu engelliyormuşum gibi hissetmiştim bir an.
"Bu anı bir daha yaşamayacağız sanmıstım. Çok uzak duruyordu"
"Hiçbir şey imkansız değilmiş bak Azracım"
İkimizde sürekli sırıtarak gülüyorduk. İste şimdi olmuştuk.
"Rüya değildir dimi lan?" Demiştim bir an gülmemi bırakarak. Kolumda hissettiğim acı ile inlemiştim.
"Ahhhhh!!!"
Kolumu hafif ovalamıştım.
"Deniz!!Napıyorsun Allah aşkına.. moraracak şimdi orası"
"E rüya olmadığıni kanıtlamak istemiştim" yüzu düşmüştü. Cimcik attığı yere dokunmuştu.
"Çok mu acıdı?" Bir kedi gibi uysal olan bu tavrına her defasında düşüyordum. Şu an onu öpmemek için zor tutuyordum kendimi. Kızar mıydı acaba? Çok mu hızlı gidiyordu? Kafamda ki düşünceleri zor da olsa kovaladıktan sonra gecmiste birlikte geçirdiğimiz anılardan bahsediyordum. Bazen durgunlaşıp bazen ise kahkaha atıyorduk. Gardımiz inmişti artık birbirimize karşı. Birbirimize sokularak derin ve huzurlu uykunun kollarına bırakmıştık kendimizi..