BÖLÜM 3

342 35 75
                                    

Selâmünaleykûm ♡

Tardela ile ortak yazdığımız hikayemize hoşgeldiniz 🖤

Keyifli okumalar :)

Okuldan ayrılmış, düşüncelerle yolu bitirmeye çalışıyordu ayaklarım. Yorgunluk yoktu bende. Aklım o yeşil gözlü adamda kalmıştı. O söyledikleriyle tavrı düşünmeme daha çok itmişti. Yüzü hoştu ama tavrı daha bir hoş gözükmüştü bana. Neyi severdi, neyi sevmezdi acaba... Düşündüklerimle başımı iki yana sallayıp iki elimle önüme gelen saçlarımı arkaya attım. Abartıyor olabilirim yani... Yolda yürürken gözüme bir dükkan çarptı. Adımlarımı yavaşlatıp dükkana dikkatle bakmaya başladım. Bu bir marangoz dükkanıydı. Ve eleman arandığı yazıyordu... Eleman aranıyor... Aklıma gelenle heyecanlanmıştım. Babam kabul eder mi ki... Hem niye kabul etmesin, sonuçta dedemin eskiden marangoz dükkanı vardı. Hem babamda dedemden bir şeyler öğrendiğini ben küçükken anlatıp dururdu. Tabi işler büyüyünce bahsetmez olmuştu ama neyse... Eminim kendine göre iş bulamayacak ve ben ona bu işi söyleyeceğim. Hem ben niye bunu düşünüyorum ki bu konuda tercih gibi bir durum söz konusu olamaz... Aklımdaki düşüncelerle yoluma devam ettim. Yürürken etrafıma göz gezdirdiğimde gözlerini dikmiş bir şekilde bana bakan bir adam gördüm. Kaşlarımı çatıp baktığımda saçlarını arkaya atıp sırıtmaya başladı. Pislik... O olsayd-... Ben ne diyorum ya. Adımlarımı hızlandırıp eve doğru ilerledim. Görüş alanıma yeni evimiz- evet küçük olabilirdi ama ben sevmiştim- girmişti. Koşar adım kapıya ilerledim. Giderek miniklerime benziyorum...

  Eve vardığımda artık kapıyı açacak bir yardımcımız olmadığından çantamdan çıkardığım anahtarla kapıyı açtım. Yavaşça içeriye girdim oturma odasında annemin televizyon izlediğini gördüm. Sanırım hala babama sinirliydi yüzü beş karış oturuyordu.
 
  " Babam nerde anne." Diye sordum.
  " iş adamı Taner Güven,iş aramaya gitti ne işi bulacaksa şu halime bak Hüma,kuaför koltuğunda oturmam gerekirken oturmuş bu eski evde mahalle kadınları gibi televizyon izliyorum."

Ah be annem neden böylesin sen

" Hep böyle kötü düşünmek zorundamısın anne,biraz olsun bulunduğun ortama ayak uyduramazmısın

Kapının çalmasıyla babamın geldiğine emin olarak kapıyı açtım.

"Hoşgeldin baba naptın iş bulabildin mi ? " merak ederek hemen sormuştum babama ,

" Bulamadım hüma kendime göre bir iş bulamadım."

" ne demek kendime göre bulamadım baba  şuan iş tercihi yapamazsın nerde iş bulursan girip çalışmak zorundasın."

" Bir anda o kadar büyük şirketten çıkıp başkasının yanında çalışmak ne kadar zor biliyormusun."

" ama çalışmak zorundasın,ben okuldan gelirken az ilerdeki marangozda eleman aranıyor yazıyordu. Dedemin önceden böyle işlerle uğraştığını sanada az biraz öğrettiğini söylemiştin bence gidip bir konuş."

Annem herzaman ki gibi kızgınlıkla  " Koskoca Taner Güven marangozluk yapacaktı hah hah ben anca buna gülerim. Oldu olacak bende dantel işleyip satayım."

Annem söylenmeye başlarken babama hemen gidip konuşmasını söyledim. Sonrada eski evimde ki kadar büyük olmayan odama girdim. Ordaki rahatlığın yoktu tabiki de ama içimde de o evde olmayan bir huzur vardı.

Mehmet'en

Adım Mehmet 25 yaşındayım. Sınıf öğretmeniyim. Bulunduğum okula yeni atandım. Atandığımı öğrendiğimde atanmaktan çok ailemin yanında olacağım için sevinmiştim. Ailem... Güzel, tatlı dilli annem Gül... Yüzündeki gülümsemeyi eksik etmeyen mis kokulum... Merhametiyle içimi ısıtan canım annem... Bu aralar beni biraz bunaltsada o yufka yüreğine kıyamıyorum. Evet mesele evlilik... Ben  aceleye gelsin istemiyorum böyle şeylerin. Rabbim elbet buluşturacak nasipse eşim diyeceğim gönüldaşımla. Gönüldaş... Yüzümdeki gülümsemeyle başımı eğdim... Sahi ne zaman çıkardı karşıma... Babam... Çalışmasına gıptayla baktığım koca yürekli adam... Marangoz oluşu dedemden geçmiş, mesleğini para kazanmak için değilde kendine emanet bilmiş... İşe olan niyeti insanın yüzünü gülümsetir doğrusu. Tıpkı şimdi gülümsediğim gibi. Babam benim için bir güven... Öğrencilik hayatımda beni okutmak için hep çabalayıp durdu. Ben onun hakkını nasıl öderim... Düşüncelere daldığımı mescidin önüne geldiğimde anladım. Mescide girip tek-bir getirirek namazamı huşu içide kılmaya başladım. Namazımı kılıp duamı ettikten sonra mescidden çıkmak için ayaklandım. Arkamı dönmemle beni merakla izleyen bir hanımefendiyle karşılaştım. Çok fazlumursamayarak giydiğim ayakkabılarımla yüzüne bakmadan yürümeye devam ettim..
Arkamdan gelen " Bakarmısınız." Sesiyle duraksayıp yüzümü sesin geldiği yöne çevirdim. Sesimdeki ciddiyeti koruyarak " Buyrun" dedim.
"Biraz önce burdan geçerken sizi gördüm napıyordunuz içeride." Diyince ister istemez kaşlarım havaya kalktı ne yani namaz kılmak ne demek bilmiyormuydu bu kız,tekrar ciddi bir sesle " Namaz kılıyordum hanımefendi ne yapabilirdim."  Hanımefendi şaşkın bir tonla " Namaz mı ? " demesiyle bende belli etmedigim bir şaşkınlıkla kıza baktım biryere dalmış birşeyler düşünüyordu daha birşey demeyeceğini anladığımda " Soracağınız başka birşey yoksa selametle." Diyip oradan uzaklaştım.

Uzaklaştım uzaklaşmasına ama aklım hala kızın sorduğundaydı bu kız namaz kur-an nedir bilmiyornuydu. İçim bir huzursuz olmuştu. Namazı kuran-ı bilmeden yaşamak mı olurmuş. Belkide ailesinden kaynaklanıyordu. Daha fazla düşünmek istemediğimden kendime gelip evin yolunu tutmuştum.

   Tardela & Laviiniiyaa

Oy vermeyi ve
yorum yapayı unutmayın 🖤

Allah'a ememat olun,
görüşmek üzere 🌹

HümaNur Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin