"Mira ne yaptığını sanıyorsun?" diye ciddileşti Grant
"Bana bak, benimle öyle konuşma. İki saattir o Sharon sersemine anlatmaya çalıştığım şeyi sana da anlatırım. Hiç bişey hatırlamıyorum. En son hatırladığım şey uçaktan Bükreş'e inmemizdi. Her şeyi kendim çözebileceğimi sandım, ama ondan sonra her şey kapkaranlık, anlamıyorum neler olduğunu," diye anlattı Mira.
"Peki Coulsonın haberi neden yok bu görevden?" diye sordu Ward.
"Sana dedim ya işte. Kendim halledebileceğimi sandım.... hem biliyordum Coulsonın böyle bir göreve izin vermeyeceğini."
"Yanında bir kadın varmış. O da mi senin gibi hatırlamıyor?"
"Bilmiyorum... Grant onunla konuşmam gerekiyor."
Grant biraz düşündükten sonra nedenini sorgulamadan kafasını salladı. "Peki. Ama konuştuktan sonra ikinizlede konuşacam," dedi Grant ve Mira başını onayla sallayınca Ward odadan çıktı.
Birkaç kişiyle konuştuktan sonra Grant onları iki kadını serbest bırakmaya ikna etti ve az önce çıktığı odanın yanındaki sorgu odasına girdiğinde, Alya ile konuşan bir adam buldu.
"Merhaba, ben Alyanın avukatıyım," diye elini uzattı adam Grant'a. "Allen Davidson." Alya bunu duyunca şok oldu. Avukat mı? Allen'in avukat olduğuna dair hiçbir fikri yoktu
"Grant Ward," diye elini sıktı Grant.
AZ ÖNCE
Bitkin halde oturuyordu Alya, elleri masaya kelepçeli. Hayatında en olaylı gününü yaşadı kız sonuçta, bir ömür boyu yetecek kadar aksiyon yaşadı bugün. Fakat olan onca şeye rağmen Alya'nın tek korkusu babasının tüm çileyi öğrenmesiydi.
Onu sorgulamak için kimse girmemişti daha, ama bişey söylemeyeceğine kendi kendine karar vermişti bile Alya. Kim bilir Mira ne yalanlar yutturuyordur bunlara, Alyada Miranın bu planlarını bozmak istemez gerçeği söyleyerek. Bir anda kapıyı birisi tıkladı, Alyanın düşüncelerini bozarak. Hemen sonra içeri girdi.
"Allen?! Sen ne yapıyorsun burda?" diye sordu Alya ayağa kalkarak, ancak ellerinin masaya kelepçelenmesi nedeniyle sefil bir şekilde başarısızlıkla geri oturdu yerine.
"Alya, iyi misin? Senin için çok endişelendim" dedi hızla kapıyı kapatıp kadına doğru ilerleyerek sarıldı ona.
"Ben iyiyim. Soruma cevap vermedin, burada ne yapıyorsun?" diye geri sarıldı adama. Allen çekilerek masanın diyer tarafına, Alyanın karşısına, geçti.
"Alya, o bombadan sonra sana ne olduğu konusunda gerçekten endişeliydim. Binada olduğunu biliyordum, o gün konferans odasına sürekli girip çıkmanı izledim. Seni haberlerde gördüğüm an gelip tüm bunları seninle çözmene yardımcı olmamın gerektiğini anladım ve hemen bir uçağa atlayıp geldim."
Alya ona şaşkınlıkla baktı. "H-haberlerde mi?" diye sorunca gözlerine korku doldu.
"Evet Alya sonuçta burda herkes senin suçlu olduğunu sanıyor."
Babam öğrenmiştir bile. Şu an uçakla geliyordur. Ne yapacam ben? Aklına Stephen gelince hemen başını Allen'a doğru kaldırdı Alya. Kesin Strange çıldırıyordur şu an. "Allen benim bir telefon yapmam gerekiyor" dediğinde içeri birisi girdi.
Gözleri Alyayı bulunca Grant bir an öylece kalakaldı. Kadının muhteşem güzelliği Grant'ı hazırlıksız yakaladı. Kimse bunu fark etmedi çünkü Grant hemen kendine geldi.
Adamla tanıştıktan sonra Alya'ya anlattı Miranın onunla konuşmak istediğini ve izin aldıktan sonra Grant iki kadını da binada başka bir odaya aldı. İlk Alyayı odaya getirdiği için oturmuş onları bekliyordu. Kelepçeli olmasına rağmen Alyaya koşarak sarıldı Mira girdiğinde.
"Alya! İyi misin? Ne oluyor?" diye sordu Mira, çekilerek masanın diğer tarafındaki sandalyenin kenarına oturarak.
"Asıl sana ne oluyor? Neden hiç bir şey hatırlamıyorsun?" Alya endişelenmeye başlamıştı arkadaşı için.
"Sen Mira olmalısın," diye elini uzattı odada sessizce iki kadını izleyen Allen.
"Sende kimsin?" diye şüpheyle sordu Mira.
"Allen Davidson," elini geri çekerek cevapladı Allen.
"Haaa senin şu bahsettiğin-" diye dondu Mira Alyaya.
"Mira!" diye kıpkırmızı oldu Alya. Dışardan Mira şakalaşıp alaylar yapıyor olabilir ama içten adamın sesi neden tanıdık geldiğini sorguluyordu. Nerden tanıdığını düşünürken Grant araya girdi.
"Konuşacak misiniz, yoksa ben başlığım mı?"
Mira göz devirince Alya konuyu değiştirmek için konuştu. "Mira, en son hatırladığın şey ne?" Mira bu sorunun cevabını bir kaç saniye düşündü.
"Hava alındaydık. Sen tuvalette gitmiştin, bende kapının yanında seni bekliyordum. Ondan sonrası yok," diye cevaplayınca herkes sessizce düşündü, ne olduğunu çıkarmak için.
"Birisi yanına geldi mi?" diye sordu Allen, eli çenesini okşayarak.
"Başka birisinin bunu yaptığını mı düşünüyorsun?" diye sordu Grant Allen'a.
"Olabilir aslında," diye Alya cevaplayınca Grant Alyaya dondu ve yine bakakaldı kadına ama Alya bunu farketmedi. Ne oluyor bana ya diye düşündü Grant kendi kendine.
"Bilemiyorum," dedi Mira perişan bir halde başını eğerek.
Bunu kim yapabilir ki? Ve neden Miraya yapsın bunu?
𖠌
yazardan- chadwick boseman'ı düşününce hâlâ ağlıyorum. Huzur içinde yatsın. 🤧
-d.m.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
yaralı kalpler » s. rogers
RomanceBir bombanın patlaması Alya Ross'un hayatını değiştirdi. Alya Ross hayatı boyunca kalp cerrahı olmak istedi. Hayal ettiği işi yapmak için onca okudu, ama hepsi bir günde değişti. Alyanın üvey babası, dışişleri bakanı Ross, Alyanın bir toplantıya ka...