voices are silent.

571 38 10
                                    

sesler sessizdir.

Zaten hiç yanımda olamamış birine olan özlemimi nasıl dindirebilirim? Bunun cevabını bulsam belki nefes almaya başlarım. Ama ben seni özlemeyi de seviyorum. Ben senin ile ilgili olan her şeyi seviyorum, bana yaşattığın acıyı bile.

Ama ne var biliyor musun?

Soğuk mezar taşıma dokunduğunda, toprağımı ellemeye korktuğunda her şey için çok geç olacak. Umarım beni o kadar sevmiyorsundur. Bu acıyı yaşamanı istemiyorum. Gözündeki yaş olacağıma geride kalan gölgen olurum. Seni ağlatırsam göz yaşlarında boğulurum ben.

Çok yorgunum nisa'm. Çok yorgunum. Evin ortasına çöküp hıçkıra hıçkıra ağlayasım var. Ama ağlarsam duramam. Bir kere daha yıkılırsam kalkacak gücüm yok. Kimsemde yok zaten.

Benim ne zaman birine ihtiyacım olsa, etrafımda hiç kimsenin olmadığını gördüm. İşte o zaman bütün duvarlar üzerime yıkıldı. Ve ben bir enkazın altında, karanlıkta yalnız kaldım. O karanlıkta yalnız kalınca yanındayım diyen hiçbir yalancıya inanmadım.

Bak bugün de tutamadım kendimi, saatlerce seni düşündüm. Ne yaptığını, kimle konuştuğunu, dışarı çıkarken sıkı giyinip giyinmediğini, hep takmayı unuttuğun gözlüğünün takıp takmadığını. Düşündüm bugün. Sonra etrafima baktım. Yoktun. Yokluğunu bir kere daha sevdim.

Ben seni sevmekten vazgeçersem nefes almak için açtığım pencereden atlarım nisa'm. Bana sevgini çok görme. Bir gün güneş bizim için tekrar doğar mı? Bunu kendime sordum defalarca. Seni bu kadar severken o güneşin doğuşu benim için bir şey ifade edemez nisa'm.

O güneş senin başkasını sevişini izlediğim an battı ve söndü. Bir daha parlayamadı. Seni köpek gibi seviyorum hâlâ. Senin için ölmek yerine yaşamayı seçecek kadar seni seviyorum. Ama vazgeçtim. Başka biri var dediğin an vazgeçtim.

Eşyalarını topladığını izlerken, bensiz yürüdüğün her yolu izlerken ben zaten vazgeçmiştim. Bana vazgeç dediğin o an ben zaten vazgeçmiştim. Kalbindeki çiçek bahçesinde toprağım olmadığımı anladığım an vazgeçmiştim ben.

Ama çokta düşündüm. Beni sevdiğin o günleri düşündüm. Ah be nisa'm.. hiç gitmeyecekmiş gibi sevdin, hiç sevmemiş gibi kapattın ardından o kapıyı. Benim geride mi yoksa ölümde mi kaldığımı görmedin..

Yine de kıyamıyorum. Beni paramparça etsen de senin yanında ağlayıp, senin yanında gülmek istiyorum. Bu aşk değil.. bu çaresizlik. Ve ben sakladığım bütün çaresizliklerim yüzünden her gece ölüyorum.

Acı saklandıkça geçer sanılırdı, acı saklandıkça kanardı. Bu yüzden acının misafiri olan insanlar saklamayı seven korkaklardan başka kimse değildi. Ben kan revan içinde kaldım nisa'm.

Cam kırıkları ile dolu salonum, göz yaşları ile yıkanan küvetim varken bu evde, Nasıl mutlu olunur bu kadar çığlığın hapis olduğu bu dört duvar arasında?

Özür dilerim.

-kimse.

×|×

yok oluş. |nisbar.| 'tamamlandı.'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin