"Ananı sikeyim Eren!!! Bir insan böyle mi uyandırılır. Kalk lan üstümden. Uyanayım diye üstüme atlamak ne?!! Öküz, dana, hayvanat, iguanamsı azirona kertenkelesi, manda ile domuzun çiftleşmesinden ortaya çıkmış gereksiz varlık!!!" diyerek uyandım.
Eren malı uyanmadığım için üstüme atlamıştı. Hayvan gibi çocuk. Altta böcek gibi ezildim, nefes alamadım resmen.
En kötü bakışlarımı Eren'e atıp duşa girdim. Çıktıktan sonra hemen giyinip saçımı yaptım. Odama girdiğimde Eren gözlerini hızlı hızlı kapatıp açarak bana baktı.
"Eren bana öyle bakma öldüreceğim seni daha çok sinirimi bozuyorsun böyle."
"Ya kanka özür dileriim" diyerek iyice bana sırnaştı. "Eren git başımdan ya! Hem sana ne olmuş böyle özür dilemek yerine mal mal gülmen gerekmiyor muydu?"
"Kanka bak işte özür diliyorum o kadar." "Hıh. Öküzsün Eren resmen üstüme atladın!" "Affetmiyor musun" dedi muzip bir ifadeyle. "Hayır" dedim.
Bana sıkıca sarılarak kaldırdı. Ne yapmaya çalışıyordu. Beni Banyoya götürdü. Banyoda içi dolu küvet vardı. Beni küveti üstünde tutup "Affediyor musun, etmiyor musun?" dedi. Adete ona tuturarak çırpınıyordum.
"Yaaaaa! Eren bırak, ay pardon bırakma sakııın. Eren yaaa. Hazırlandım o kadar bak seni gebertirim." "Affetmiyor musun?" dedi beni biraz daha yaklaştırır kollarını biraz gevşeterek.
Bir koala misali Eren'e yapışmıştım. "Eren tamam, tamam yere indir beni lütfen" dememle beni yanağımdan öpüp yere indirdi.
Beni yere indirmesiyle kasığına tekme attım. Tekmenin etkisiyle yere kıvrıldı. "Özür dilerim kankaa!" diye bağırdım ve kahkaha atarak mutfağa girdim.
Eren beni uyandırdığı için diğerleri de kahvaltı hazırlamışlardı. Hemen kahvaltılıklara doğru uzandım. Ancak Uraz hemen elime vurmuştu. Anlamaz bakışlarla Uraz'a baktım.
"Hepimizden önce yemeği bitirmek yok Gülenay" dedi kaşlarını çatarak. "Ama Uraaz, zaten sabah üzerime bir davarın atamasıyla uyandım bir de sen yapma be ya"
Bu söylediğime hepsi güldü. Belli ki hepsinin parmağı vardı içinde. Onlara kötü bakışlarımı attım. Sena kafasını hazırladığı yemekten kaldırıp "Eren nerede? Eren yok" dedi. Bu söylediği ile de ben sırıtmıştım. Sırıtarak "ben bi gidip bakayım" dedim.
Ben o tarafa giderken onun da bu tarafa doğru sinirli bir şekilde geldiğini gördüm. "Hey! Ödeştik." dedim. O da çok sorun çıkarmadı ama sinirli olduğunu görüyordum.
Hemen kahvaltı için masaya oturduk ve yemeye başladık.
Biraz sonra annem ile babama bir zarf geldi. Getiren kişi mektubu anneme veya babama teslim etmekte ısrar etti ancak annemler evde olmadığından beni açamam için sıkıca tembihleyip bana verdi.
*****
"Kanka açalım merak ettim" dedi Merve 43. Kez "Açamayız kanka hem iş ile ilgili saçma sapan bir şey boşverin artık.
"Ama mesaj atanı görmedin mi? Ne diyordu ailenin bulaştığı işlerden bile haberin yok. Ya bu çok önemli bir şey ise? Bunu da düşünmek lazım" dedi Gaye 32. Kez
"Hem zaten sonra tekrar içine koyar kaldırırız annenin ruhu bile duymaz" dedi Sena. Uraz ise; "Aynen bir kez göz ucuyla bakmaktan ne çıkar ki lütfen kanka" dedi. Erenin ise umrunda bile değildik. Yemek yemek işe meşguldu.
"Of tamam yeter artık tamam göz ucuyla bi bakalım ama sonra belli ettirmeden kapatıp kaldırıyoruz tamam mı?" ilk üç kelimemden sonra elimden çekip açmışlardı bile. Ooof of
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bordo SarmAşık
General FictionSadece eğlenmek ve bordo bereli olma hayalini gerçekleştirmek için yaşayan Gülenay, bir anda kendini çok karmaşık bir olay zincirinin içerisinde bulur. Hayatına yakışıklı bir bordo bereli girmesi, olayların tuzu biberi olur... ...