Köstekli Saat: Attack On Titan

Sasha'nın Kardeşiyle Sızıp Kalmak

Buyrun yb geldi :d (Başlık öyle böyle işte djndksns)

2945 kelime ile iyi okumalar millet,

290 yorumda yb gelecek (sonunda biraz dinlenebilirim djsnsksnks)

~~~

Burası, Reiner'ın avuç içi yani..

Eski ben, yani süzme salaklık yapan deli ruhlu kız olsa "Terli elinden beni hemen serbest bırak! Gebertirim lan seni!" falan der, dalgayla karışık sinirlenirdi ve etrafı yumruklardı herhalde.

Ama hayır, anlık bir korkum olmuştu. Fakat suyumu çıkaracak sanarken on saniye boyunca ölmediğim için anladığım kadarıyla yapmaya çalıştığı şey zarar vermek değil de, korumaktı.. Bu yüzden sakin kalabiliyordum.

Eren ile Zeke'nin konuşması hakkındaki hatırlatmalar; yani görüntülerinin beynime dolması ve seslerinin tam olarak zihnimde yankılanmasıyla bütün bu olanları sindirmeye çalışırken başka şansım da yoktu zaten.

Dışarıdan Mikasa'nın endişeli bir şekilde adımı seslendiğini duyduğumda ise bu dar alanda doğrulmaya çabaladım. "Reiner.. Nefes almak-"

Anında elini gevşetti, beni iki bina arasına bıraktı.

Herkes deve dönüşmüştü, doğru ya..

Ayrıca öğrendim ki Eren, Zeke'e ötanazi konusunda karşı gelmişti. Bu da yetmiyor gibi anıları arasında yılları geçirirlerken, Grisha'yı etkisi altına almıştı.

Babasını surlar içindeki krala ve dünyaya karşı savaşmaya zorlayan kişi de.. O'ydu..

Zeke'in bunları benimle öğrenip kendi kendine söylediğine göre, eğer Saldırı Titanı gerçekten de gelecekten gelen anıları görebiliyorsa Grisha'ya sadece işine gelen anıları gösterip verdiği kararları değiştirme gücü de var demektir.

Ne yani, her şeyi en başından beri planlamış mıydı?!

...

Grisha bir şekilde Zeke'den Eren'i durdurmasını istemiş. Ve o da Ymir'dan kendi soyundan herkesin üreme yeteneğini yok etmeyi istemişti..

Fakat Eren, o bunu yapmadan önce engel olmaya çalıştı, sanırım..  başardı?..

...

Bulunduğum sokak arasından yavaşça öne atıldım ve etrafıma baktım. Surdaki devler ortaya çıkarken Eren'in kemikleri.. neler oluyor? Kendini mi yeniliyor?

Zırhlı Titan'ın elini uzatmaya çabaladığı yerde gördüğüm kişiyle gözlerim endişeyle büyüdü. "Gabi.."

...

Flashback (Alakasız bir şekilde geçmiş, 3-5 yıl öncesi)

Herkes Eren'in değiştiğini söylüyordu. (Ben de öyle olduğunu sanıyordum.) Ancak yine de, aklım bu konuda birçok farklı olay döngüsü hatırlatıyor bana ve bundan nefret ediyorum.

Ah, birkaç yıl öncesine kadar.. Her şey tam bir dalga, eğlence ve yalandan ibaretti. Oyun gibiydi benim için. Olabileceklerin en kötüsü nedir acaba diye hiçbir zaman oturup düşünemedim. Daha doğrusu, düşünmek istemedim.. Çünkü sevdiklerimle beraber mutlu olmak o gün için bana yetiyor ve geleceğimizi en iyi şekilde inşa etmek istiyorsam bundan fazlasına ihtiyacım olacağı fikri aklıma dahi gelmiyordu.

Bakışlarımı sağımdaki Eren'e çevirdim. Peki ya o? Ya biz yanıldıysak ve aslında en başından beri bu şekilde davranan kişi kendisi olduysa?

Demek istediğim.. Şu anda görmemizi istediği- daha doğrusu görmemize izin verdiği- bu yönü, belki de her zaman zaten vardı.

Yada şu an baktığım kişi 'Gerçek Eren' ise, yıllarımızı geçirdiğimiz o 'Eren' kimdi?