Bölüm 6

4 1 0
                                    


Kum fırtınası tam 1 hafta sonra sonunda gelmişti, herkes sığınağın camlarından fırtınaya bakıyordu ve yokluktan var olan BFN leri izliyorduk. Böyle var olduklarını görünce endişeye kapıldım, onların sonu yoktu. Shinium motosikletini havada uçma halinden normal tekerlekli haline getiriyordu bu sırada.

-CO:008'in gözünden-

Uzun süren uykumdan uyanmıştım, etrafıma baktığımda bir kapsülün içindeydim ve insanlar dehşetle bana bakıyordu.. Yüzümde bir şey mi vardı? Yoksa bana mı bir şey mi yapmışlardı? Kendime geldiğimde kapsülü kolayca kırıp çıkabildim ama insanlar vücudumu hareketsiz bırakacak bir şeyle bana ateş ettiler. Bunların sorunu neydi? 

Ateş ettiklerinden sonra gözümü açtığımda yüzüme tutulan parlak bir ışık gördüm ve bir yatağa sabitlenmiştim, el bileklerim ve ayak bileklerim yatağa bana taktıkları aptal bilekliklerle bağlıydı. Giydikleri doktor üniformalarının armasını aklımda tuttum. Bir tane doktor ''Tamamdır, başlıyoruz.'' dedi ve hala uyanıkken vücudumdan parçalar kesmeye başladı. Acıyla bağırıyordum ama bu onlar için önemli değildi. Birkaç parça kestikten sonra durdular ve beklediler. Hızlıca iyileşmiştim. Bana ne yapmışlardı, hep böyle miydim..? Doktor, ''Devam ediyoruz.'' dediğinde daha fazla acı çekmek istemiyordum. ''Daha fazla.. ACI YOK!'' diye bağırarak kendimi yataktan kurtardım. Emirleri veren doktoru boğazından kaldırıp onu camdan yapılmış olan çıkış kapısına fırlattım. Kapıdan koşarak kendime bakabileceğim bir yer bulmaya gittim. Son halimi bile hatırlamıyordum. İsmimi de. Tuvaletlerden birine girip kendime baktım. Başımın 2 yanında da 2 tane, toplam 4 boynuzum vardı. Avuçlarımın içi siyahtı ve sivri tırnaklarım vardı. Pantolonumu açtım ve erkektim. ''Hmm.. Cinsiyetimi bile hatırlamamam garip biraz..'' dedim ve bileklerime  baktım, bilekliklerde CO:008 yazıyordu. İsmim buydu sanırım. Tuvalette kendime bakarken askerler geldi ve yine aynı silahla ateş ettiler, bu sefer tek vücudum değildi gözlerim de karanlıklaşıyordu..

-Tiarin'in gözünden-

Biashin-san ise hepimize sandviç hazırlıyordu. Ne kadar sert biri olsa da grubun annesi gibiydi, ona bakıp gülümsedim. Kaisho ise katanadan başka bir silah kullanmak istediğinden pençeye benzer silahlar kullanıyordu. Eiger salağı ise hala yatıyordu. Sığınaktaki diğer abiler genelde tek geziyorlardı ve nadiren sığınağa uğruyorlardı. Biashin-san ''Shinium eğer hazırsan gidelim.'' dedi. Shinium, ''Hazırım, Tiarin hızlı koşuyor zaten gelmesin o motorla.'' dedi. Bende ''Evet, sizden hızlı koşup hepsinin işini bitiririm ben. Hmph.'' dedim Shinium ise dalga geçer gibi güldü ve ''Daha dün silaha sahip oldun..'' dedi. Kaisho ve Shinium, Shiniumun motosikletine bindiler ve Biashin-san ise kendi motosikletine bindi. Önden gittiler ve ben de silahımı çıkarıp koşmaya başladım. Bazı yapılardan destek alarak zıplıyordum yetişmek için. En sonunda büyük bir BFN ile karşılaştık ve herkes silahlarını çıkardı. Biashin-san önden girdi, Kaisho ve Shinium ise BFN'in etrafında dönerek onu şaşırtıp kesmeyi deniyorlardı. İlk başta bana gerek yokmuş gibi hissettim, sonradan yumruklarımı sıktım ve BFN'in  tam tepesinden gelerek başına bir tekme indirdim. BFN biraz sersemledi ve beni tutmaya çalıştı, yere atlayarak normal yumruklar atmaya başladım. Biashin-san'ın kılıcı parlamaya başladı ve BFN'e hızlıca tırmanıp parlayan kılıcını BFN'in kafasına soktu. Gerçekten çok güçlüydü. Onunla kimse yarışamazdı. Shinium, ''DAHA BİTMEDİ! DİKKATLİ OLUN!'' diye bağırdı duymamız için. BFN bağırarak Biashin-san'ı tuttu ve oradaki kayalardan birine fırlattı. Kaisho BFN'i bırakıp Biashin-san'ın yanına koştu. Shinium ise odaklanıp katanasını sıkıca tuttu. Katanasıyla dans ediyor gibi dönerek BFN'in kafasını kesti. Yere atlayıp Biashin-san'ın yanına koştu, bende arkasından gittim. Kafası kanıyordu, Biashin-san kendi çantasından sargı çıkarıp kafasına bağladı ve iyi olacağını söyledi. Etrafa bakındım, fazla ses yaptığımızdan mıydı bilmiyorum ama etrafımız bize doğru gelen BFN'ler ile doluydu. Kaisho ''N-NAPACAĞIZ?? ÇOK FAZLALAR BAKSANIZA!'' diye ağlamaklı bir şekilde bağırdı. Biashin-san umutsuzca bize baktı, ''Ya burada öleceğiz ya da savaşacağız. Bunların duvara gitmelerine izin verirsek orayı yer ile bir ederler.'' dedi. Hepimiz yavaşça gelen BFN'lere baktık. Yenileri bile çıkıyordu..

(Biraz ara vermiştim, tekrardan merhaba. Sonraki bölümde görüşürüz. Kendinize iyi bakın.)

Believe In MeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin