Anladım ki :
İnsanlar susanı korkak, görmezden geleni aptal,
Affetmeyi bilen çantada keklik sanıyorlar..
Oysa ki; biz istediğimiz kadar hayatımızdalar..
Göz yumduğumuz kadar dürüstler,
Ve sustuğumuz kadar insanlar...Şems-i Tebrizi
Elimdeki çantamı daha sıkı tutarak kapıya bakmaya devam ettim. Kalbim içeri girmemi, aileme sarılıp hasret gidermemi istiyordu. Aklım ise buraya neden geldiğimi sorguluyor, geri dönmem için bana yalvarıyordu.
Bu evden çıkıp gittiğimde arkamdan annemin yaktığı ağıtları, babamın okuduğu belaları hatırlıyordum. Zaten buraya da bunu için gelmiştim, hellallik alıp hayatlarından tamamen çıkmak için.
Ben Berçem. Bu evden, bu hayattan kaçmamın tek sebebi özgürlüğüm ve eğitimim. Geleneksel ve geri kafalı bir ailenin ikinci çocuğu olarak doğdum. Annem her zaman biz kadınların ikinci planda kalması gerektiğini söyleyen bir kadındı. Babam ise kadınları sadece onlara hizmet etmek için olduğunu düşünen biriydi.
Çocukluğum boyunca annem tarafından " Kızların bu işlere aklı ermez. Erkek adamın işine karışma. " diyerek büyütülmüştüm ama bu fikre hiçbir zaman alışamamıştım. Anneme ettiğim isyanlar sebebiyle fazlasıyla dayak yemiştim.
Asıl olay bu değildi, ben her zaman savaşçı biri olmuştum dolayısıyla annem ve babamın bu düşünceleriyle her zaman savaşmıştım. Asıl olay üniversiteyi kazandığımda burdan gitmek istememle başlamıştı.
Babam yüzüme bir tokat yapıştırmış ve okumanın benim işim olmadığını buna nasıl cüret ettiğimi sormuştu. Evden çıkmamı yasaklamış, evdeki herkesi bana düşman etmişti. Annem ise yüzüme tükürmüş, benim okullu oruspu olmak istediğimi söylemişti.
O gün bu işin altından kalkamayacağımı anladığımda eşyalarımı ve bir miktar paramı alıp kaçmıştım. Kimse, bu annem ve babam bile olsa, benim özgürlüğüme ve eğitimime engel olamazdı.
Üniversitede bilgisayar mühendisliği bölümünü dereceyle bitirmiştim. Bir arkadaşımla birlikte yurtdışına gitmek için bir fırsat yakalamıştık. Haftaya yurtdışına çıkacaktım ve Türkiye ' yle olan tüm iletişimim bitecekti. Gitmeden önce en azından annemden helallik almak istemiştim çünkü 4 sene boyunca " Sana sütümü helal etmem! " cümlesi kabuslarımdan silinmemişti.
Kapıyı yavaşça çaldım ve beklemeye başladım. Kapının önünde bir sürü araba vardı, içeriden bağırış sesleri geliyordu ama umrumda değildi sadece annemi görecek ve buradan defolup gidecektim.
Kapı yavaşça açıldı ve genç bir kız beni süzerek sordu " Buyrun? Kime bakmıştınız? "
" Merhaba. Zelal Zorlu ' ya bakmıştım ben. "
Kız yutkundu. " Üzgünüm Zelal Hanım meşgul daha sonra tekrar gelin. " Kapıyı kapatmak için hareket ettiğinde hızlıca elimi kapıya koydum ve konuştum.
" Lütfen yalnızca 5 dakika kendisiyle konuşup gideceğim. "
Kız tereddütle bana baktı ama sonra başını sallayıp beni içeri buyur etti. Beni içeride ki büyük salona değilde arka taraftaki küçük odaya aldı. Bu odada gizlice kitap okuduğumu hatırlıyordum ve sonra annemin beni yakalayıp kitaplarımı yırttığını.
Anılarım gözümde canlanmaya başlayınca buraya neden geldiğimi tekrar sorgulamaya başladım. Annemin üzerimde olan tek hakkı beni emzirmekti sanırım. Şimdi buraya gelmem çok mantıksızdı ama vicdanım susmuyordu işte.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Özgür Kuş ( Güçlü Kadınlar Serisi - I )
ChickLitBazen insan toprağa ölmeden gömülürdü. Üzerine atılan çamurlar kefeni değil ama hayalleri kirletirdi... Özgürlüğüm için doğduğum toprakları terk ettiğimde bir gün geri döneceğimi biliyordum çünkü içimde bir ses en azından annenden helallik almadan ö...