on altıncı bölüm

346 37 64
                                    

merhabalar aşklarım,,

umarım beğenirsiniz.. oy verip yorum yapmayı unutmayın❤

keyifli okumalar

💫

"Hâlâ ailenle yaşıyorsun sanıyordum," dediğimde Seokjin cebinden anahtarını çıkarıyordu. "Kaç senedir ayrı evdesin?"

Anahtarı kilide sokup çevirdi ve açtığı kapıdan önce benim geçmem için elini uzatarak geri çekildi. Bu esnada "Geçen seneden beri," diye açıklama yapıyordu. "Ailemin evi çalıştığım okula uzaktı. Bu yüzden ayrı eve çıktım."

Ne taraftan yürüyeceğimi bilmediğim için Seokjin'in yanıma gelmesini bekledim. Elini belime yerleştirip beni bir tarafa doğru yönlendirirken dokunduğu yerin çoktan karıncalanmaya başladığını hissettim. Mutfağa girdiğimizde "Sana yemek pişireceğim," dedi. "İstersen yardım edebilirsin, istersen sadece oturabilirsin."

Sırıtarak "Ev sahibinin misafire iş yaptırdığı nerede görülmüş?" diyerek alay ettim. "Beni çalıştırmak için mi evine davet ettin yoksa?"

Elini musluğun altına sokup yıkarkan gülüyordu. "Ne sandın güzelim, bende böyle bir ev sahibiyim."

Çantamı masaya koyup yanına gittim ve "Bir önlüğünü alırım o hâlde," dedim. "Oturmak çok sıkıcı geldi gözüme."

Seokjin çekmecelerden birinden önlük çıkarırken bende elimi yıkamıştım. Bana pembe bir önlük uzatınca "Şaka yapıyorsun," dedim gözlerimi baygınca devirerek. "Yok mu başka bir tane? Bunu asla giymem."

"Neresi kötü?" derken önlüğü üzerime doğru tutuyordu. "Üzerine yemek sıçramasından iyidir."

Oflayarak elinden alırken önlüğü havaya kaldırdım ve bir kez daha rengine baktım. Pembe rengini sevmiyordum, bana hitap etmiyordu kesinlikle. Tam önlüğü giyecekken yaka kısmında Minji yazmasıyla kaşlarım havalandı.

Seokjin'in üzerindeki önlüğün yaka kısmına baktığımda aynı yazı stiliyle Seokjin yazdığını gördüm. Anlaşılan bu bir çift önlüğüydü. Seokjin'in kız arkadaşı olmadığından emin miydim? Hiç sanmıyordum. Dört sene içinde illa ki Minji'yle yakınlaşmış olmalıydı.

Önlüğü giymekten vazgeçince onu tezgahın üstüne bıraktım. Seokjin giymediğimi görünce "Neden giymiyorsun? Rengini sevmedin diye mi..-" diyecekken aklına sonradan bir şey gelmiş gibi dudaklarını birbirine bastırdı.

Gidip önlüğü aldı ve eski yerine koydu.

"Minji'yle ayrılalı çok oldu ve uzun bir süre aynı evde yaşadık," dediğinde ensesini kaşıyordu. "Ara sıra evde ona ait eşyalara denk geliyorum.."

"Sorun yok," dedim ve gülümsemeye çalıştım. "Bunu önlüksüz de halledebilirim."

Seokjin elime birkaç patates bırakıp onları soymamı isterken ona sormak istediğim birçok soru olduğunu farkettim. Dört sene boyunca ne yapmıştı, hayatına kimler girip çıkmıştı, arkadaşlarıyla görüşüyor muydu.. hepsini merak ediyordum.

"Jungkook'a kızgın değilim," dediğinde etleri doğruyordu. "Seni iyileştirdiği için minnettarım. Jungkook eğer yanımızda kalmaya devam etseydi doktor falan olmayacaktı, Amerika'ya gitmekle en iyisini yaptı."

"Onun adına bende mutluyum. Şimdi çok daha iyi birisi oldu."

Seokjin bana dönüp "Hiç soramadım, erkek arkadaşın var mı? Şu an benim evimdesin ve yanlış anlaşılabilir bu," dediğinde "Rahat ol, kimseyle çıkmıyorum." dedim.

Gülümseyip başını salladı ve işine kaldığı yerden devam etti.

"Jungkook'la aranızda bir şeyler olup olmadığını hep merak etmiştim," dedi. "Ama görüyorum ki çok iyi arkadaşlar olarak kalmışsınız."

ghost girl 🍃 jinsooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin