Hilal Akkaya hakkında tüm bilgiler önümdeydi. Gerçekten çok ama çok şaşırmıştım. Bu kadarı da fazlaydı.
Hemen dosyanın bir kısmını sesli okudum;
"Hilal Akkaya; Akkaya ailesinden olup Meltem Akkaya ile Serkan Akkaya'nın ikinci çocuğudur. Kliniğe 20 yaşında aylık 1.000 TL karşılığında satılmıştır. İlk satıldığı zaman akıl sağlığı yerindedir..." şeklinde devam ediyordu.
Bunu kaldıramazdım. Ama aklımın almadığı çok nokta vardı. Bu kız benim kardeşim miydi şimdi?! Bunu öğrenebilmek için hemen dosyayı incelemeye devam ettim. Öğrenmek istediğim kısım ile ilgili gözüme bir yer çarptı.
"... Meltem Akkaya ve Serkan Akkaya'nın öz çocukları olan Hilal Akkaya..." şeklinde gidiyordu. Bu kadar bilgi şu anlık yeterdi. Hemen bir şeyler yapmam gerekiyordu. İlk önce kardeş olup olmadığımızı anlamaya karar verdim.
"Yürüyün çocuklar gidiyoruz" dedim ve hızlıca toparlandım. Bana endişeli bakışlar ile bakıyorlardı.
"Arkadaşlar ben iyiyim. Ama bu olayı böyle bırakmayacağız herhalde. Bunu hemen araştırmamız lazım."
Bu söylediğim ile az da olsa rahatlamışlardı. Bunu görebiliyordum.
Hemen hesabı ödeyip çıktık. Arabama bindiğimizde dosya meselesi yüzünden arabayı Gaye kullanmak istedi. Diğerleri de onu destekleyince mecburen anahtarı Gayeye verip arabaya bindim.
"Gaye bizim eve sür" dediğimde bizim eve sürmeye başladı. Herkes sus pustu. Eren konuşmuyor benim bu halime üzgün üzgün bakıyordu.
Merve ön koltuğa oturmuştu ben Merve'nin tarafındaki arka kolduğa oturmuştum. Yanıma Eren onun yanına Sena diğer cam kenarına Uraz oturmuştu.
Eren'e sarılıp "Yakışıklıııım, niye böyle bakıyosooooon." diyip ağzını sıktım. ( o balık gibi olan işte dldmlsk)
"Gülenay üzülme tamam mı ne olursun"
" Aaaa yakışıklıııım, ne diyorsun bak iyim ben. Çok ayıp" dedim ve ağzına birkaç kez vurup güldüm.
"Yakışıklım, ben hep mutluyum sen de hep mutlu ol. Niye mutsuz olalım ki. Halledeceğiz her şeyi inanıyorum başaracağız" derken elimi yumruk yapıp havaya kaldırdım. Daha sonra güldüm. Gülüşüme Eren de eşlik etmişti bu sefer.
"Kanka geldik evineee" diye Gaye'nin çığırmasıyla arabadan indim. Onlar da ineceklerinde durdurdum.
"Kanka bekleyin siz ben birşey alıp geliyorum. İşimiz çok daha"
Bu dediğim ile mutlu olduklarını görebiliyordum. Üzülmek yerine çabaladığım için seviyorlardı.
Hemen eve girdim. Annem ve babam evdeydi. "Ben geldim, bir şey alıp çıkacağım" diye seslendim girer girmez. "Tamam" demişti babam.
Onlar farketmeden hızlıca odalarına girdim. Annemin tarağındaki saçları aldıktan sonra babamın yastığındaki saçları da dikkatlice aldım. İki ayrı poşete koydum.
Kendi saçımdan da biraz alıp bir poşete koydum. Odadan tam çıktım ki annem hesap sorar bakışlarla "Ne yapıyorsun sen burada?" dedi.
Şimdi boku yemiştim. Hızlı bir yalan bulup söyledim. "Ya küçük bir eşyamı kaybetmiştim benim için önemliydi. Bakmadığım tek burası kalmıştı bakayım dedim. Zaten göz atıp çıktım. Burada olma olasılığı pek az."
Annem hafif şüpheli bakışlarla bana bakarak kafasını tamam anlamında salladı.
Annem bir şey anlamadan hızlıca evden çıktım. Derin bir oh çekip arabaya bindim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bordo SarmAşık
Aktuelle LiteraturSadece eğlenmek ve bordo bereli olma hayalini gerçekleştirmek için yaşayan Gülenay, bir anda kendini çok karmaşık bir olay zincirinin içerisinde bulur. Hayatına yakışıklı bir bordo bereli girmesi, olayların tuzu biberi olur... ...