“Şimdi Sikilmiştim”
__________________♕︎__________________“Siktir! Şimdi ne yapacağız?” Jungkook'un küçük diye adlandırdığı koca helikopter pisti'nde dolanıp alnından akan her bir tere baktım.
"Gerizekalı sana söylüyorum!?" bıkkınca nefes verip kafamı kaldırdım ve gözlerinin içine bakarak bir kelime söyledim "Bilmiyorum" bilmiyordum yani yalan söylemeyezdim.
Sinirlendiğini anlamıştım çene hatlarından belli oluyordu şuan beni sikse haklıydı çünkü Tanrı tarafından bile hoş olmayan bir hata yapmıştım. Ne yani belki Tanrı'nın hoşuna gidecek bir şey yapmış da olabilirdim.
"Sikeyim Jimin sikeyim seni de küçücük beynini de sikeyim. Ya sen! Sekretersin? Patronun oğluna asıldıktan sonra kızlarla iş görüyorsun?" eli ile kafama vurması ile kendime geldim.
Patronun oğlu beni gerçekten sikecekti onu sevdiğimi düşünüyordu tamam kim olsa bu yakışıklılık karşısında dayanamazdı.
Ben mücevher gibi parlarken çocuk bir elmas olabilirdi. Hadi ama kimi kandırıyoruz Kim Taehyung'dan bahsediyoruz. Altında miyavlarken hayal ediyordum kendimi.
Jungkook'un paniklemesi ve üstünü düzeltmesi ile direk kafa salladım gelen Taehyung'dı evet patronun oğlu olan. Off o ne giymişti.
Siktir simsiyah dar kotunun cebindeki o uzun parmakları, esmer teni sikeyim çok yakışıklıydı.
Gözlüğünü çıkardığında direk bana baktığını gördüm. O gözleri o kadar keskindi ki şuan gözlerimin kesildiğini hissediyordum.
Önüme dikildiğin de gidip atlayasım geldi. Boğazını temizledi çok temiz olamazdı ama temizlemişti işte. O soğuk ve itaat edici sesi ile konuşmaya başladığında vücudum titremeye başlamıştı.
"Gidebilirsin" ne yani gitmemi mi istiyordu lan sikik üşenmedin mi buraya kadar çıkmaya sikeyim ya asansör bozuktu birde oradan tek tek inecekmiydim. Burada durursam eğer şuradan atılacağıma yemin edebilirdim.
Adımlarımı açık olan demir kapının oraya doğru atacakken kolumun sımsıkı tutulması ile duraksadım.
"Sen değil, Jungkook sen çıkabilirsin" şimdi sikilmiştim.