Sorgulayan bakışlarıyla bana bakmaya başladığında anlatmaya başladım.
"Işıl ışıl parıldayan Güneş ile karanlık gökyüzünü aydınlatan Ay,
Güneş'in yolculuğu gibi Ay'ın da yolculuğu varmış. bu güzel evrende ikisi de seyir halinde devam ediyorlarmış yolculuklarına.
Ay Güneş'in yanına gitmek istese gidemez, Güneş de Ay'ın yanına gelmek istese gelemezmiş. Ay Güneş'ten aldığı ışığı yansıttığını ve -belki de- Güneş'in aynası olduğunu çok iyi hissediyormuş. yanına gelmese de uzaktan sevebilirmiş Güneş'ini. Güneş ise tüm güzelliği ile etrafına ışık saçarken, gece olunca Ay'ın da her yeri aydınlattığını bilmezmiş. bir Ay'a ışık, hatta ayna olduğundan habersizmiş. Güneş ışık saçmasa Ay Ay'lığından ne kaybedecekmiş?
Ay var gücüyle çabalamış. "bir eksen üzerinde değil de başka bi' karşılaşmamız olmalı" diye düşünüp duruyormuş. Ay Güneş'e ulaşamamaktan yorgun düşmüş, çok mahzunmus, kederliymiş. Ay biraz daha hızlansa belki Güneş'i yakalayıp sımsıkı sarılabilirmiş ama kalbi çok yorulmuş. hem Güneş de ona eskisi gibi ışıkla değil de öfke ile bakmaya başlamış. Ay aynasına bakamaz olmuş.
Bir sarsıntı olmuş. Güneş de Ay da düşüvermiş yer yüzüne ve bir ara sokakta karşılaşmışlar. Ay öylece düştüğü sokakta kalıvermiş Güneş de sokağın diğer ucundan görünmüş Ay'a. Ay sanmışki Güneş ona doğru geliyor ve artık birlikte yürüyebilecekler. "evet işte, işte şimdi farklı bir yer de, aynı eksen üzerinde değil de farklı bir boyutta karşılaşmışlar." Ay'ın içi rahatlamış. derinden bir oh çekmiş. ama Güneş düştüğü sokakta başka bir yere gitmek istemiş ve Ay'ı yanında istememiş. Ay yine kalivermis oracıkta çok üzülmüş. "işte şimdi hiç bir engel yok iken neden beni yanında istemedi" diye çok kederlenmis, kalbini acıdığını hissetmiş. çünkü aynasından, ışığından böyle bir davranış beklemiyormuş. Ay bi yere gitmek istemiş, peşinden gitmek istemiş gidememiş. öyle kalmış düştüğü sokakta adım dahi atamamış. ışığı aynası ona böyle yaparsa daha kimler neler yapmazmış?
Ay bir sahil bulmuş kendine gitmiş denizi izlemeye başlamış. Güneş mutlaka buraya gelir, beni böyle ışıksız bırakmaz diye düşünüyormuş. Güneş Güneş'liğinden bişey kaybetmemiş ama Ay'ın içi pare pare olmuş. saatlerce beklemiş, Güneş gelmemiş. Güneş eksenden çıkar çıkmaz başka dostlar bulmuş kendine. yıllardır Ay ile olan dostluğunu hiç önemsememiş.
başka dostlar ona Ay gibi ayna olurmuymuş? Ay gibi sever miymiş Güneş'i?
Ay gibi sarmak istermiymis dostları onu?
Ay'ın içindeki hüzün dinmemiş çok kırılmış ışığına. Güneş dostunun kalbini kırmış. Güneş'in aynası paramparça olmuş.
Karanlık çökmüş. Ay daha da aydınlatamamış çevresini. Karanlıkta ışıksız kalmış.
"İşte bende tıpkı bu ay gibiyim. Sende beni asla görmeyen sevmeyen Güneş ama Ay'ın hep gücüne hayran olduğu parlaklığını ve ısısını o harika gülüşünü kalın ama huzur verici sesini sevdiği Güneş..."Dediklerimi fark edince hemen Felix'e döndüm oysa çoktan bana dönmüş bana bakıyordu. Tam açıklamak için ağzımı açacaktım ki eliyle bana sus işareti yapmıştı.
Hala bana bakarken yavaşça bana doğru eğildi gözlerini kapadı çok yakınlaşmıştık ve sonra dudaklarını dudaklarımda hissettim. Gözlerim istemsizce kapanırken ona karşılık vermeye başladım. Seni seviyorum Güneşim... seni seviyorum Lee Felix...
Nefessiz kalınca dudaklarını benimkilerden ayırdı. Ikimizde soluklanırken fısıldadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güneş Ve Ay'ın Aşkı |☆ Lee Felix ☆
FanfictionGüneş ve Ay'ın aşkını bilir misin Lee Felix? . . . #1-sunshine