on dört

708 45 4
                                    

"Ash'la çıkıyor musun?" Kardeşim nefesi tükenene kadar kıkırdadı.

"Ash kim?" diye sordum hastane yatağında uzanırken küçük oyuncak bebeğinin saçını düzleştiren kız kardeşime.

"Ashton." Eleanor gözlerini devirdi ve bebeğinin saçını düzleştirmeye devam etti.

"Hayır Eleanor, Ashton'la çıkmıyorum." İç çektim ve koltuğa yaslandım.

"Bana onunla çıktığını söyledi." dedi Eleanor ve kıkırdadı.

Onu görmezden gelmeyi tercih ederek gözlerimi devirdim. Titreşen telefonumu cebimden çıkardım.

Selam, saat yedide hazır ol.

Gözlerimi devirdim ve duvara yerleştirilmiş saate baktım. 5.30'u gösteriyordu.

"Gitmeliyim El." dedim rahat koltuktan kalkarken. Ona yaklaştım. Yanağını öptüm ve sarıldım. "Seni her şeyden çok seviyorum." diye fısıldadım ona ve gülümsedi.

"Seni her şeyden çok seviyorum." diye yanıtladı fısıldayarak. Tekrar sarıldı.

"Annem birazdan burada olur." dedim ve kapıya yöneldim. 

"Ella." diye seslendi kız kardeşim ben odadan çıkmadan önce.

"Evet?" 

"Ashton'ı incitme, senden gerçekten hoşlanıyor." dedi başını oyuncak bebeğinden kaldırarak.

Başımı salladım ve odadan çıktım. Dedikleri hala aklımdan çıkmamıştı. 

-

Ashton kapıyı tıklattığında saat akşamın 7'sini gösteriyordu. Rahat koltuktan kalktım ve kapıya yöneldim. Açılırken yavaşça Ashton'ın yüzü gözükmeye başlamıştı. Dar siyah kot pantolon ve üzerinde Marvel olan bol bir kolsuz yelek giymişti.

"Güzel görünüyorsun." dedi Ashton ve hafifçe gülümsedi.

"Her zamanki gibi görünüyorum." Kıkırdadım.

"Biliyorum, her zaman güzel gözüküyorsun." Dedikleri beni gafil avlamıştı ve gözlerim onu güldüren iltifatı üzerine irileşti.

"Şaşırmış görünüyorsun. Sana daha sık güzel gözüktüğünü söylemeliyim." dedi. Kıkırdaması gözlerimi devirmemi sağladı.

"Komik değil Irwin." dedim evden çıkıp kapıyı kilitlerken.

"Bir sigara ister misin?" diye sordu ön cebindeki paketi çıkarırken. 

Paketi ellerinden kaptım. Paketi geri elimden almaya çalışırken şaşırmış görünüyordu.

"Onu bana geri ver Ella." dedi hemen ardından iç çekerek ve onun bağımlı olduğunu fark ettim. Zor günler geçirirken içmiyordu, sigaraya bağlanmıştı.

"Bağımlısın." diye fısıldadım yüzüme yapışan hayal kırıklığıyla.

"Değilim." Bağımlı olmuştu ve bunu bildiğini saklamaya çalışıyordu.

"Hadi şu aptal randevuya çıkalım artık." Kafamı hoşnutsuzluk içinde salladım. Sigara içtiğim için dediklerim kulağa aptalca gelebilirdi, çok aptalca. Ama dediğim gibi bununla gurur duymuyordum ve Ashton'ın benim yaptığım aptalca hatayı yapmasını istemiyordum.

Ashton'ın arabasına yürüdüm ve arabayı açması için bekledim. Sonunda açtığında hızla arabaya girdim ve ellerimi göğsümde çaprazladım.

Ashton arabaya girdi ve direksiyonu sıkıca kavradı.

"Sence zevk aldığımdan dolayı mı sigara içiyorum?" diye fısıldadı. Eğer bağırsaydı daha az korkardım. "Ben de kendimi hayal kırıklığına uğrattım Ella! Keşke durabilseydim, ama lanet olsun ki bağımlı oldum!" Bağırmaya başladı ve direksiyona sıkıca asıldı.

vlut ☯ a.i. (bahişe) |Türkçe Çeviri|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin