EYLÜL 2014
"Top böyle oynanır aslanlarım! Sökülün paraları." Sırıtarak elimi uzattığım sırada, Kerem küfür ederek Beşiktaşlı şortunun cebinden paraları çıkardı. "Ulan, haftaya rövanşta göreceğiz sizi. Bu sefer siz çıkaracaksınız paraları." Kerem'in parasını elinden kapıp, "Allah bereket versin yavrum!" dedim ve çeneme sürtüp cebime koydum. Aytekin Melih'ten, Nuri Veli'den, Cemal Ömer'den ve Alpay da keko Sabahattin'den parayı alıyordu. Sabahattin'in bir ara bizimkilerin üstüne yürüdüğünü gördüm fakat Aytekin halletmiş gibiydi. Eh, pek yenilmeyi sevmiyor ve biz birazcık soyup soğana çevirdik gibi. Ayıptır söylemesi ACANA —Asrın, Cemal, Alpay, Nuri, Aytekin- beşlisi olarak halı sahada adamları it gibi dizer, parayla da yer içer sıçardık. Hamdolsun.
Paraları alıp gelen dörtlüden Nuri, "Beyler güzel maçtı, Cemal ile biz kaçalım artık. Bir daha maç olursa okulda el edersiniz." dedi. Gidene dur demek bize yakışmaz havasında tokalaşıp onları yolcu ettik, daha sonra bizimkilere döndüm. "Çiğ köfte mi yine lan?"
"Sorman hata." deyip sırıtan Alpay'a baktım. Hayvan oğlu hayvan öküz gibi çiğ köfte yiyordu, üstüne de şalgam suyuna boğuyordu kendini. Bir gün hık diye gideceğinden korkmuyor değildim doğrusu. Düşünsenize, "İzmir Buca'da yaşayan 11. Sınıf öğrencisi Alpay Bahadır, Battal bey çiğköftecisinde şalgam suyuna boğulmuş ve elinde çift lavaş çiğ köfte ile ölü bulundu. Ailesi 'Allah belasını versin böyle çocuğun, zaten doğurtan ebe yere düşürmüş. Böyle bir şey bekliyorduk, üzgünüz.' dedi." şeklinde bir üçüncü sayfa haberi. Yemin ederim arkadaşı olduğumu inkar eder, daha sonra şehri terk ederdim.
"Ulan o değil de, ne zamandır PES atmıyoruz biz? Serkan abi özlemiştir bizim paraları." Serkan abi, meydanda bir internet-PES kafenin sahibiydi ve Muş'lu olduğu için aşırı dalga konusu oluyordu bizim itler arasında. Yanında taşıdığı kütüğünü sürekli bize doğru sallar ve "Şimde size çarpacam ha namıssızlar!" diyerek bağırırdı, daha sonra ise onun deyimi ile 'sarı kola' ısmarlardı bizim tayfaya. Sağlam adamdı, çok severdik.
"Özlemez mi, geçen whatsapptan mesaj atmış bana üzlettiniz namıssızlar diye." Kahkaha atan Aytekin'e çarptım bi tane. Alpay ise çiğ köfte aşkı ile cayır cayır yanıyor gibi gözüküyordu. Sırıttım ve iki aşkımı da kanatlarımın altına aldım.
"Ee, hadi çiğ köfte yemeye!"
-
"Olum bu çiğ köfte dünya üzerindeki en güzel şey lan! Adriana Lima'dan bile güzel yemin ederim!" diye bağıran Alpay'a, "İtleşme şerefsiz." deyip vuran Aytekin tepkisini gösterdi. Ben ise şalgam suyu ile aşk yaşıyordum. Yakında şişeyi yalayıp yutacak gibiydim. Şalgamın kendisi çok gereksiz bir bitkiydi, ama suyu Allah tarafından gönderilmiş bir hediyeydi. Bardağın dibini de gördükten sonra, "Doldur be meyhaneci!" diye bağırdım.
"İkiniz de salaksınız, mallar." Aytekin'in karı triplerine aldırmamaya çalışarak çift lavaş, bol acılı ve turşulu çiğ köftemden bir ısırık daha aldım. Gözlerim ise yavaş yavaş kararmaya başlayan havaya kaydı o sırada. Birkaç gün sonra okullar açılıyordu ve bu da halı sahayı artık cumadan cumaya yapacağımız anlamına geliyordu. Hepimiz aynı okuldaydık fakat Alpay ve ben eşit ağırlık, Aytekin de sayısal olduğu için üçlü olarak derslerde ayrı kalıyorduk. 9. sınıftan beri vardı 3A grubu.
Aytekin baba, ağır başlı olanımız diyebilirim. Arada herhangi bir durumun bizden fazla bokunu çıkardığı oluyordu ama çok nadirdi işte. Acayip zekiydi ve tıp istiyordu, haliyle inekliyordu okul zamanlarında. Ona kalsa ayda bir yapacaktık halı sahaları ama Alpay ağzına sıçardı, o yüzden pek ses çıkartamıyordu.
Alpay reis, en abazamız. Adriana Lima takıntısı var çocukta, bir de çiğ köfte-şalgam ikilisi. Düğününde büyük ihtimalle pasta kola yerine 10 katlı çiğ köfte ve kadehlerde şalgam olacaktı. Allah Alpay ile evlenecek kızın yardımcısı olsun diyorum sadece. Bir de sırık gibi, çok fena basket oynuyor it. Futbolda da çok iyi tabii ki.
Ben, Asrın. Grupta adım Gökçe tabii, soyadım sağolsun. Adımı bildiklerini bile sanmıyorum doğrusu. Aslında benim ne Aytekin gibi bir zekâm, ne de Alpay gibi basket yeteneğim vardı. Ben normal sayılabilirdim, bilgisayara olan aşırı ilgim dışında. Futbolda da iyiydim evelallah, bir de gamsızlığım ile bilinirdim. Ego tavan değildi ama yok da değildi, özellikle de kızlara karşı.
Ha bir de 3A grubunun temel bir kuralı vardı; kızların aramıza girmesine asla izin vermezdik. Tabii bu kuralın bir gün yıkılacağını, hele de hayvansal bir şekilde tıkınırken olacağını bilmiyorduk.
Çiğ köfteciden koşarak içeri giren iki tane, cillop gibi kıza ağzımızda şalgam sularıyla baktık. "Yardım edin lütfen, biri peşimizde!"
Alpay anında abazanlığını göstererek "Arkama geçin kızlar, ben korurum sizi!" diye bağırdı ve büyük bir hızla kızların önüne geçip kendisini siper etti. Sanırsın bi Tarkan, bi Cüneyt Arkın, bi Rıza Baba. Ama bundan olsa olsa Nuri Alço olur, şalgam suyuna ilaç atıp kızları evine götürür.
"Neler oluyor, ne bu telaş?" Aytekin yine her zamanki sakinliğini koruyordu. Sarışın kız korkudan Alpay'ın arkasına sinmiş, göz ucuyla bize bakıyordu. "Bilmiyoruz, Bilge ile yürürken arkamıza baktığımızda eski sevgilimin abisini gördüm. Kendisi azıcık ayıydı, abisi ondan da beter çıktı. 'Sen benim kardeşimi nasıl terk edersin vicdansızın kızı!' deyip cebinden kelebek çıkardı ve kovalamaya başladı. Allahtan kiloluylu da zor koşuyordu, sonunda buraya girmek zorunda kaldık. Koruyun bizi!"
"Siktir lan, kelebeği mi var? Arrivederci kızlar, ölümü göze almıyorum kusura bakmayın." Kumral ve az önce adının Bilge olduğunu öğrendiğimiz kız, yeşil gözlerini kısıp pis bir şekilde Alpay'a baktı. "Nasıl erkeksin lan sen? Ben de seni bir bok sanmıştım."
"Şş bacım ne öyle bok mok, ağzını topla korumaya çalıştık ama kelebek yani, deşilmek istemiyorum." Gözlerini devirdi ve doğruldu Bilge. "Neyse, ortalığı da birbirine kattık, kusura bakmayın. O hanzo yorulup kalmıştır bir yerde. Gidelim Tilbe." Sarışın kızın koluna girdiği gibi çıktılar, sanki hiçbir şey olmamıştı. Üçümüz de mal gibi kalmıştık.
"Az önce ne oldu lan?"
"Yıldız Tilbe miydi o?"
"Senin zihniyetini sikeyim Asrın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖKÜZ
HumorKÜFÜR İÇERMEKTEDİR, RAHATSIZ OLANLAR VARSA GİRMEMESİ TAVSİYE EDİLİR. Asrın Gökçe, Alpay Bahadır ve Aytekin Vural. Okulun popüler olmasa da hafiften tanınan üç erkeği. Aynı kıza aşık olurlars... Şaka şaka, böyle bir şey yok. Zaten onların lügatları...