~2~

200 161 45
                                    

Sabah ezanının sesi ile uyandı Asel. Sessizce banyoya gidip güzelce abdestini aldı. Üvey babasına yakalanmak ve bir kez daha pataklanmak istemiyordu.
Güzelce namazını kıldıktan sonra
Kuran-ı kerimi 'ni de okuyup okulu için hazırlanmaya başladı.
-.-.-.-.-.-.-

Okula geldiğinde ilerideki çardakta oturan Bade ve grubunu gördü. Tebessüm edip sınıfına girdi. Bu durum tabiki Badeleri şaşırttı. Kızla dalga geçip yapmadıklarını bırakmamış olmalarına rağmen kız hala onlara içtenlikle nasıl gülümsüyordu ki? Onun yerinde bir başkası olsa şuan onlara nefretle bakıyor olurdu. Onlar fark etmese bile ilk defa şuan Asel onların kalbine dokunmayı başarmış ve hepsinde merak uyandırmıştı.

Asel sınıfa girince gözler ona döndü ve bazıları acıma ile bazıları ise bunun burda hala ne işi var dercesine bakıyorlardı. Ama bilmiyorlardı ki Asel'in pes etmeye niyeti yoktu. Gülümseyip sırasına geçti. Liva hemen ona doğru dönerek nasıl olduğunu sordu.
Asel gülümseyerek Liva ile sohbet etmeye başladı.
-.-.-.-.-
Öğle arasına girdiklerinde Asel ve Liva kalkıp kantine indiler. Liva birkaç şey alırken Asel sadece açma almak ile yetindi. Masalarında yemeklerini yerken başlarına dikilen gölgelerin elbette kim olduklarını anlamak zor değildi.
Bartu:
- Ne o ezik paran mı yetmedi diğerlerine?
Diyince grupça kahkaha atmaya başladılar.
Asel sadece kafasını kaldırıp onlara baktı sonra yemeğine geri döndü. Asel'in onları takmaması üzerine Bade ve grubu susarak ona dik dik bakmaya başladılar. İlk defa bir insan onlara karşı kızarıp bozarmıyor ne derse desinler onları umursamıyordu. Bu duruma çok sinirlendiler. Bade birden atılıp Liva'nın içeceğini Asel'in üstüne dökmesiyle Asel donup kalmıştı. Herkes merakla neler olucağını izlerken içlerinden biri çıkıpta "Bu kızla niye bu kadar uğraşıyorsunuz? Ne de olsa o da sizin, bizim gibi. Allah'ın bir kulu, Allah katında tüm insanlar eşitken sizin ne haddinize birilerini aşağılayıp kendinizi üstün görmek" demiyordu , diyemiyordu. Asel içinden sabır çekip sakinleşmek için dua okurken kalktı ve Bade'nin gözlerinin içine bakarak sadece " Seni Rabbime havale ediyorum" diyerek lavaboya doğru ,üstünü temizlemek için, yürümeye başladı. Liva arkasından koşarak Asel'e yetişti ve ona yanında bulundurduğu ıslak mendili verdi. Asel, Liva 'ya gülümseyerek "Allah senden razı olsun"dedi. Liva bu arada Asel'in ne kadar imanına bağlı olduğunu fark etmişti. Asel'in yerinde kendisi olsaydı asla sakin kalamaz ve Asel'in kendisine içten gülümsediği gibi gülümseyemezdi.
Asel fark etmese bile çoktan Liva'nın içine merak tohumlarını bırakmıştı.
.-.-.-.-.-.
Asel eve geldiğinde ses çıkarmamaya çalışarak odasına girdi. Hala babasından korkuyordu lakin bu korkusu onu imanından vazgeçirecek büyüklükte değildi. Yatağına oturup kendi kendine "Bugün Rabbim için kendim için ne yaptım?"diye düşünmeye başladığında aslında çokta birşey yapmadığını fark etti. Bugün bir an bile olsa nefsine yenik düşmüş ve Bade hakkında kötü düşünmüştü. Yarın daha dikkatli olucağım dedi kendi kendine. Sonra da yarın oruç tutacağı aklına geldiğinde erken yatmak için hazırlandı ve uykuya daldı.

._._._._

Liva eve geldiğinde annesini öpüp odasına geçmişti ve şuan da laptopundan Müslümanlık hakkında daha fazla bilgi araştırıyordu. Öğrendikleri az olsa bile o bilgi ile bile insanların sadece sözde Müslüman olduklarını fark etti. Aslında "Elhamdülillah Müslümanım " diyenlerin çoğunun gerek ibadet gerekse düşünce olarak birşey yapmadıklarını sadece söyledikleri ile yetindiklerini fark etmişti. Liva bir kaç şey daha araştırdıktan sonra dehşete düştü çünkü kendiside neredeyse Müslümanlık uğruna birşey yapmamıştı o da sadece kelimeler ile yetinmişti. Liva o andan itibaren kendi kendine söz verdi bundan sonra daha dikkatli olucaktı. Mesela buna Asel'i örnek almak ve insanları görünüşlerine, giyinişlerine, konuşmalarına göre yargılamamak ile başlıyacaktı.
_._._._.

Asel sabah namazına yakın bir zamanda kalkıp sahurunu yaptı. Ezan sesini duyması ile beraber kalkıp abdestini aldı bu sırada ses çıkarmamaya çalışıyordu ta kii ayağını kapıya vurana kadar. Gereğinden fazla ses çıktığı için korku dolu gözleri ile etrafı taradı . Bir süre ses gelmeyince gidip babasının odasına baktığında boş olduğunu gördü muhtemelen eve gelmemişti.Başına bir şey gelmiş olabileceğinden korkup azarlasa bile babasını aradı.
Çaldı çaldı çaldı...
Açan olmayınca yine bir yerde uyuyakalmıştır inşallah birşey olmaz Allah'ım sen koru yarabbim diye düşündü.
Okul saatinin yaklaştığını görünce kalkıp hazırlandı.
._._._ ._._._._
Liva , sırasına bakınca Asel'in daha gelmediğini gördü ve yerlerine geçti.
Kafasını sıraya koyduğu an üzerinde bir gölgenin varlığı ile kafasını kaldırıp kim olduğuna baktı gelen kişi onu şaşırtmamıştı.
Bade'nin grubundan Yunus başında dikiliyordu.
- Ne oldu ?

Yunus:
- O ezik arkadaşını da alıp burdan gitmezseniz sizi asla rahat bırakmayız .
diyince Liva sinirle:
-Ya siz ne hakla kendinizi üstün görürsünüz. Biz Allah katında bile eşitken size mi düştü kendinizi büyük görmek?
Diye bağırıp sınıftan çıktı.
-.-.-.-.-.-.-.-.-.
Yusuf sınıfın ortasında kalakalmıştı. Dediklerini düşününce Liva'nın gayet haklı olduğunu bariz bir şekilde görebiliyordu görmesine ama o bunu hiç bu yönden düşünmemişti. Bu zamana kadar yaptıklarını düşündü. Ne kadar haklıydı Liva. Allah katında herkes eşitken kendisinin ve arkadaşlarının yaptığı hiç doğru değildi. Eve gidince bu konu hakkında araştırmayı aklının bir köşesine not etti.
_._._._.._.
Asel sınıfa girince hemen sırasında oturan Liva'nın yanına gitti. Gülümseyerek nasıl olduğunu sordu.
Liva gülümsemeye çalışarak "iyiyim" demişti lakin Asel , Liva'nın içten bir şekilde gülmediğini anlamıştı.
Merak edip :
- Ne oldu kardeşim?
Dedi
Liva:
- Ne olucak yahu Bade'nin grubundan Yunus gelip saçma sapan konuşup sinirlerimi bozdu.

Diye çıkışınca Asel sakince arkadaşının kolunu tutup:

-Ah be kardeşim sen buna mı sinirlendin bir şey oldu sandım. Bunların hepsi bizim bu dünyadaki imtihanımız. Bunlara aldanmayıp, sinirlenmezsek şeytana uymadığımız için hem bu imtihanları geçer hem de sevap kazanırız arkadaşım.

Liva ,Asel'in dedikledini dinledi sadece sonra Asel'in lafı bitincede ona sımsıkı sarıldı.
"İyi ki seninle karşılaşmışım Rabbim'e şükürler olsun ki "diye geçirdi içinden.
Zil çalınca öğretmenlerinin sınıfa girmesi ile birbirlerinden gülümseyerek ayrıldılar ve derse odaklandılar.

.-.--.--.-.-..---

- Ne demeye çalışıyorsun sen Yunus?
Diye bağırdı Bade.
- Ne demek çok mu ileri gidiyoruz. Onları sevmedim o yüzden burda durmaları için sebep yok.
Diye devam ettirdi lafını.
Yunus:
-Peki senin burdaki konuşma hakkın ne Allah katında hepimiz eşitken bizim kendimizi üstün görme sebebiniz ne?
Dedi hiddetle.

Bade sinirle saçlarını çekiştirdi ve:
- Sana bunları onlar söyledi dimi sende gittin salak gibi inandın. Peki iyi sen bilirsin tüm popülerliğin gitsin istiyorsan git onlara katıl.

Yunus derin bir nefes alıp kantine gitti ordan Bade'ye çikolata alıp tekrar Bade'nin yanına geldi ve çikolatayı Bade'ye verip özür diledi.

.-.-.-.-.-.-..-.-.-
Çıkış zili çalınca Liva, Asel'e dönerek "bir yerde otursak olur mu?" diye sordu. Asel babasının ona kızıp kızmayacağını düşündü. Sonra Liva'nın teklifini kabul etti. Ne de olsa babası eve gelmemişti.

Yazım hataları varsa özür dilerim.

UMUTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin