1.BÖLÜM ''İLK GÜN''

64 2 0
                                    

Bugün okullar başlayacaktı ve liseye gidecektim.Ben bu duruma hala alışık değilken, o okula gitmek istemiyorken bugün okul vardı.

Heyecanlandım zannedebilirsiniz ama hiçbir şey hissetmiyorum.Zaten önceki hayatımda böyleydi.Bir köşeye oturup,müziğimi dinlerdim.Çünkü insanlar çok gariplerdi.Bazıları kendini bir şey zannedip,diğerlerine hava atarlardı.Bazıları da her dakika biriyle tartışıp dururdu.

Ben böyle değildim.Ne bileyim kimseye karışmazdım,insanlar istediğini yapmakta özgürlerdi ne diye onlara karışayım ki ? Belkide bu yüzden çok az  arkadaşım vardı.Bunları düşünürken yeni müdür konuşmaya başlamıştı bile.Anlamıyordum her yıl aynı şeyleri söylemekten çok mu hoşlanıyorlardı?

Neyseki bu sefer kısa sürmüştü ve sınıflarımızı açıklamaya başlamıştı.İsmimi duyduğum an merdivenlerden isteksizce çıkmaya başlamıştım bile.

Bu yılın en eziyetli tarafı hergün en üst kata çıkıp inmekti sanırım.Sonunda sınıfa ulaşmıştım ve beklemeden hemen içeri girip en arka köşeye oturdum.Yeni yıldaki sıramda her zaman ki gibi en arka olacaktı.Bu okulun en sevdiğim tarafıda bu olmalı.

Bunları düşünürken herkes bir yere oturmuş, gözleriyle etrafı süzüyorlardı.Belki de kızlar erkekleri, erkekler de kızları.Neyse ki içeri bir hoca girdi.İlk günden ders işleyeceğini söylediğinde sınıfta ses çıkmadı ama ben herkesin ''aaaa'' diye bağıracağını sanmıştım.Bütün bir yıl böyle geçecekse sıkılmaktan öleceğimiz garantiydi.

Bunları düşünmeye bile zaman tanımayan hocamız bir şeyler anlatıyordu ama gerçekten dinlemeyecek kadar sıkıcı olduğu için hiçbir dediğini dinlemedim.

Telefonumu cebimden çıkarıp oyun oynamaya başladım.Oyunum bittiğinde zil çalmıştı ve herkes yerinde oturmaya devam ediyordu.Bazıları telefonunu çıkarmış anne babasıyla konuşuyor, bazıları da birbirinin yüzüne bakıp tanışalım mı bakışı atıyorlardı.

Bense koridora çıkıp kendime bu yıl ki yerimi belirlemeye çalışıyordum.Her gittiğim yerde kendime bir yer arardım.Bu artık geleneğim haline gelmişti.Gözüme bir yer iliştiğinde hemen oraya gitmek için adımlarımı hızlandırdım.Sonunda yerime gelmiştim.

Pencere kenarı ve yanında sıcacık bir kalorifer olan bir yer seçmiştim.Burada bir yıl vakit geçirebilirdim.Hem rahat,hem de bütün koridoru görebilecek bir yer.Burası gerçekten bana göre bir yer.Yerimi seçtiğim için içim çok rahattı.Çünkü bu benim için gerçekten önemli bir durumdu.Nedenini bende bilmiyorum ama öyleydi.

Bunları düşünürken zil çoktan çalmıştı.ilk günden sorun çıkarmak istemediğim için sınıfa doğru ilerledim ve sırama oturdum.Peşimden hocada sınıfa girdi ve ikinci derste başladı.

Bugün gerçekten ders dinlemiyecektim.İlk günden böyleyse bu dönemi hatta bu seneyi düşünemiyordum.Bu yüzden kendime bugünlük izin verdim.Bütün ders oyun oynadım ve hoca hiçbir şey farketmedi.Ya görmezden geliyorlardı ya da çok saftılar.

Neyse ki sonunda zil çaldı.Oyun oynamaktan bile sıkılmıştım.Sıramdan kalkıp yerime giderken aklımdan orası için güzel şeyler düşünüyordum.Orayı kendime göre yapmam gerekiyordu.

Ben bunları düşünürken arkamdan büyük bir ses geldi.Dönüp baktığımda iki kişi kavga ediyordu.İlk günden böyle bir şey olacağını biliyordum zaten.Bu yüzden umursamadan yerime ulaştım.

Herkes kavga edenlerin etrafında toplanmış onları izliyorlardı.Ama aradan biri çıkıp onları ayırdı.Tüm kavgada böyle şeyler olurdu ama dikkatimi çeken bir şey vardı.Burada hepimiz yeniydik ve hiçbirimiz birbirimizi tanımıyorken kim ilk günden böyle bir işe karışırdı ki.

O çocuk çok dikkatimi çekmişti.Nedenini gerçekten bilmiyorum okulda, okul çıkışında kavga olurdu ama hiçbir zaman böyle bir şeye dikkat etmemiştim.Neyse ki kavga daha çok büyümeden hocalar ayırdı ve herkes sınıfına geri döndü.

Ben hala çocuğu düşünüyordum.Çok saçmaydı yani benim için öyleydi.Hiç bir zaman böyle bir şeye takılmamışken acaba aşık mı... Ne diyordum ki yine her zaman ki gibi saçmalayan bir günümdeydim.Ders çoktan başlamıştı hatta dersin sonuna bile gelmiştik.Ben bir ders boyunca onu düşünmüştüm.Bu okul beni değiştirmeye başlamıştı.Neler oluyordu ki bana?

Çocuğun her bir ayrıntısını hatırlıyordum.Gözleri kahve,saçları siyah ama havalı ve en çok da hoşuma giden mavi kapişonu.Uzaktan çok havalı gözüküyordu.Tamam buna bir son vermeliyim gerçekten çok saçmalıyordum.

Düşüncelerimi sınıfın kapısını açan çocuk bölmüştü.Gelen oydu... Bir an anlamasamda yanaklarım alev almaya başlamıştı.Çok heyecanlanmıştım.Kendimi hiç olmadığım kadar tuhaf hissediyordum.Hiç böyle olmamıştım.

Bütün gözler çocuğun üzerindeydi.Kızlar aralarında fısıldaşıyorlardı ve bu beni şu an anlam veremedeğim kadar sinirlendirmişti.Bir an hepsini dövmeyi düşünmedim değil.Bunu aklımın bir köşesine yazmıştım.

Sonunda sınıftan çıkabilmişti.Herkes arasında konuşmaya devam ediyordu.Önümdeki kız  ''Yakışıklıydı dimi?'' diyerek yüzüme baktıktan sonra kıza nasıl baktıysam hemen önüne döndü.Gerçekten dövülmeyi hak ediyorlardı.

Sonunda hoca bize dönerek öksürdü.Sınıf sessizliğe bürünmüştü.Hoca bugün okulun yarım gün olacağını kitapları alarak eve gidebileceğimizi söyledi.Ama şu an kimse bunu aldırmıyordu.Çünkü akılları mavide kalmıştı.

Mavi nerden çıkmıştı bilmiyorum ama bir an hoşuma gitmedi değil.Kararımı vermiştim bile.Artık ona mavi diyecektim.Nedensizce bir an sırıttım.Herkes bana bakıyordu.Ne olduğunu anlamaya çalışırken önümdeki kız ''Neye gülüyorsun'' dediğinde gerçekten burda olmak istemiyordum.

Ne diyecektim ki ''Ben içimden gülüyordum ama aslında dışımdan gülmüşüm'' mü? Cidden şuan başkası olsam yüzde yüz deli olduğumu düşünürdüm.Bakışlardan kurtulmam gerekiyordu ve kitaplar imdadıma yetişmişti.Okul görevlileri kitapları içeri taşımaya başladılar.Herkes liste sırasına göre kitapları aldıktan sonra çıktı.

Hemen eve gidip odama kapanıp şarkılarımla uyumayı düşünüyordum.Ama bir an onu görmem beni allak bullak etmişti.Yanında bir kız vardı ve gülerek kızın saçlarıyla oynuyordu.Nedensizce gözlerim bir an dolmaya başladı.Gerçekten ağlayamazdım.Hayatta yapacağım en son şeyi şuan yapıyordum.

Anlamasamda bir an adımlarımı hızlandırdım ve okuldan çıktım.Şu an ayaklarım beni istediği yere götürüyordu ve ben buna engel olamıyordum.Sinirlerim gerçekten bozulmuştu.O çocuğun hayatıma girmesine izin veremezdim.Ben bu değildim.Kendimi onun yüzünden üzemezdim.O gülerken ben ağlayamazdım.

Duygularımla cebelleşirken eve gelmiştim bile.Onu düşünmem zamanımı çok çalıyordu.Ben eve gelirken sıkıntıdan patlayan kız şimdi kendimi ışınlanmış gibi hissediyordum.Hemen uyumaya ihtiyacım vardı.Kapıyı açar açmaz odama fırladım ve kendimi yatağa attım.Gerçekten bana en iyi gelen şey yatağımdı.Kendimi tek iyi hissettiğim yer.Huzur bulduğum yatağımda uykum gelmişti bile.Belki de bugün için en doğru şey uykuya teslim olmamdı.

MAVİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin