0.2

273 36 21
                                    

Soobin şövalyelerin kaldığı odaya gelmişti. Burası sarayın öbür katlarına göre bayağı altta ve karanlık kalıyordu. Kimsenin içeride olmayışıyle rahatladı ve dolabına ilerledi.

Üzerini değiştirdikten sonra yatağına uzanmıştı ki kapının tıklatılmasıyla oturur pozisyona geçmişti.

"Gelebilirsiniz.",dediğinde açılan kapının ardından hizmetçilerden biri olan Hanjun elinde bir tepsiyle içeri girdi.

"Merhaba! Sizin için kek yapmıştım da."

Soobin kısa bir şaşkınlık ardından teşekkür etti.

"Birazcık sohbet ederiz diye düşündüm."

Soobin içten içe istemese de kırmamak için başıyla onayladı.

"Bu adı neydi...Yewon! Evet, Yewon! Bu kız sanırım Dae Won'u istemiyormuş doğru mu? Sen duymuşsundur sağ kolsun."

"Evet, istemiyor."

"Ay böylelerine de bir sinir oluyorum. Yapmacıklık ya! Kendi masalını yaratıyor kendince. Prens o yani istememesi o kadar saçma ki..."

Soobin göz devirdi.
"Yalnız Dae Won'un sevdiği nereden belli? Bir anda apar topar ben bu kızı istiyorum diyip bizi yolladı. Lütfen Bayan Hanjun bu tür ithamlarda bulunmayınız. Kızı tanımıyoruz ayrıca istememek gibi bir hakkı var ancak o hakkı kullanma tercihi yok."

Hanjun bozulduğunu belli eden bir surat ile bakarken gitmek için ayaklandı.
"Neyse ben gideyim o zaman size de afiyetler olsun. Umarım lezzet alırsınız kekimden."

Soobin kırdığı düşüncesiyle üzülürken mırıldandı.
"Tekrar teşekkürler."

Hanjun'un gidişinin ardından kaşlarını çattı.

Yewon'u düşündü. Ona yardım etmek istiyordu.

Kafasını geriye doğru atıp yatağına uzandı. Neler yapabileceğini kendi içinde tartışırken aklına şövalyelerin acil bir durumda kaçması için yapılmış olan çıkış geldi.

Daha önce hiç kullanılmamıştı hatta saraydaki hiçkimse hatırlamazdı bile.

Soobin kendi kendine fısıldadı,
'Kaçırsam?'

Moon ↪ arin + soobin ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin