Gaye'den:
Gülenay ve Hilal'in arkamızdan gelmeleri gerekiyordu ama gelmemişlerdi. Arabanın yanına da bakmıştık. Arabada da değillerdi.
Çıldıracaktık hiçbir yerde bulamıyorduk. Saat 04.00 olmuştu biz hala onları arıyorduk. Heryeri aramıştık. Sanki yer ayrılmıştı da içine girmişlerdi.
"Çıldıracağım abi nerede bu!" diye bağırıp eşyalara vurdu Eren. Kafayı yemek üzereydik. Merve ve Sena artık sarılıp ağlamaya başlamışlardı. Uraz bir köşede oturmuş boş boş bakıyordu. Eren herşeyi tekmeliyor bağırıp çağırıyordu. Ben de yıkılmak üzereydim ama onlar bu kadar kendilerini kaybetmişken birinin ayakta durması gerekiyordu.
"Senaaaağ, - hık - Gülenay benim çocukluktan arkadaşııım, herşeyiim, ahahaha - hık - on - hık- onsuz ne yyaparıım bi-hık- bilmiyoruuuum. Oonu bbulmak zzorunddayızzzz - hık" (Sena, Gülenay benim çocukluktan arkadaşım, her şeyim, onsuz ne yaparım bilmiyorum. Onu bulmak zorundayız.) dedi Sena'ya sarılmış vaziyette Merve.
Sena ise ağlayarak sadece başını salladı. Uraz boş boş bakıyor. Eren daire çizip sağa sola tekme atıyordu. Bu şekilde bulmamız imkansızdı!
"Ya abi siz mal mısınız?! Böyle ağlayarak sağa sola bağırarak Gülenay'ı bulabileceğimizi mi sanıyorsunuz?!! Gülenaya böyle bir faydanızın dokunacağını mı sanıyorsunuz?!!!! Daha şimdiden böyle karalar bağlamanız ne kadar saçma! Belki de bu kadar büyütecek bir şey yok. Aylarca bulamayıp ümidini kaybetmeyenler var. Siz bir gecede böyle ümidinizi kaybederek, baştan kaybetmişsiniz demektir."
Kalkıp bağırarak bunları söylemiştim. Üzgün ve suçlu bakışlarla beni dinlemişlerdi. Bana hak verdiklerinin farkındaydım.
"Ne oluyor?! Bu saatte ne bu gürültü böyle?!" Yarbay Samet Amca camdan başını çıkarmış uykulu gözlerle bize bakarak bunları söyledi.
"Gülenay'ı bulamıyoruz. Heryere baktık ama yok. Yer yarıldı içine girdi sanki" diyerek olayı özetledi Merve.
"Gülenay zaten bordo bereliler eğitim için gelecek de olsa kardeşi için şehirde değilmiydi. 3 gündür eğitimlerde de yok zaten." dedi Yarbay Merve'ye cevap olarak.
"Bu gün gelmiştik beraber arabadan inip eşyaları aldık. Biz eşyalarla önden gittik. Gülenay da kardeşini alıp arkadan gelecekti. Böyle bir şey olacağını nerden bilebilirdik ki?" diyerek lafı ben aldım.
"Gülenay'ın kardeşini kurtardınız mı?" dedi şaşkın bir ifade ile yarbay.
"Evet kurtardık ama Gülenay'ı bulamadığımız için buna sevinemedik bile." dedi Sena
"Anladım çocuklar, bekleyin geleyim beraber düşünelim bir şeyler." dedi yarbay ve içeri girdi.
Yarbay Samet amca bizi severdi. Tek bizi değil buradakilerin tamamına karşı böyleydi. Başımız sıkışınca yardım isteyebileceğimiz bir bok yiyince kızmasından korktuğumuz, buradaki babamızdı.
Biraz sonra Yarbay Samet Amca aşağıya gelmişti. Şafak sökene kadar heryeri karış karış aramış. Ne olabilir, ne yapabiliriz tarzında düşünmüştük.
"Çocuklar bu günlük bu kadar yeter. Uyuyun uyanın yarın devam ederiz. Uykulu bir şekilde mantıklı düşünmemeyiz. Hadi yavrum." diyerek bu günlük adamlarımız son vermişti Samet Amca.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bordo SarmAşık
Fiction généraleSadece eğlenmek ve bordo bereli olma hayalini gerçekleştirmek için yaşayan Gülenay, bir anda kendini çok karmaşık bir olay zincirinin içerisinde bulur. Hayatına yakışıklı bir bordo bereli girmesi, olayların tuzu biberi olur... ...