Mono No Aware | Taekook

| Tanıtım

Bu hayatta, bir insanın 'keşke'lerinin başrolü olmak kadar kötü bir şey daha yoktu. Üstelik bu insan bir zamanlar, sizin 'iyi ki' dediğiniz insanın ta kendisi ise... Hayatın sizi değişmeye zorlamasının ya da zamanla nasıl değiştirdiğinin, en açık ve güzel örneği olabilirdi bu durum.

Eğer Jungkook'u tanımlaması gerekirse, tam da bu cümlelerle tanımlardı Taehyung. Jungkook, hayatından umudunu kesmiş olduğu bir zamanda karşısına çıkmış ve en çok sahip olmak istediği şeyi, ona vermişti.

Fakat en sonunda, ondan nefret edecek duruma geleceğini nereden bilebilirdi?

Jungkook karşısına çıkmadan önce Taehyung, hayata tutunabilmek için kendi kendine tek bir sebep arıyordu. Elinde avucunda hiçbir şeyi kalmamışken, bir şeylerin varlığına sığınmak istemişti. Onu bu denli aciz hissettiren hayatından koparacak bir şeye sahip olmayı dilemişti. Tüm sevgisini verebileceği ve kendisinin içini yaşama sevinciyle dolduracak bir şeye...

Oldu olası, çocukları seven biri olmuştu genç adam. Fakat hiçbir zaman bir kardeşe sahip olamamış, ailesini de genç yaşında kaybetmişti. Tek başına kaldığında ne yapacağını bilememiş, hayatla yalnız başına yüzleşmenin ağırlığı onu korkutmuştu.

Reşit olana kadar teyzesi ona sahip çıkmış ve Taehyung 18 yaşına bastığı gün, binbir zorlukla biriktirdiği parasıyla beraber evden gitmişti. Hem de çok uzaklara... Jungkook ile tanıştığı dönem ise, tam olarak bundan birkaç ay sonrasına tekabül ediyordu.

Üniversiteden mezun olmasının üzerinden çok geçmeden ailesi genç adama, artık bir torun sahibi olmak istediklerini söylemişlerdi. Fakat Jungkook'un evlilik gibi bir düşüncesi yoktu, hatta o dönemlerde ilgisini çeken veya görüştüğü birisi bile bulunmuyordu hayatında. Eh, vurdumduymaz tavırları yüzünden kimseyi yanına yanaştırmadığı da söylenebilirdi. 

Bir çocuğu olması düşüncesi hoşuna gitse bile, sırf çocuk yapmak adına evlenip hayatını mahvedecek kadar aptal değildi. Bu yüzden, çocuk sahibi olmak adına başka bir yola başvurmuştu. Tabii bu yolun, onu Taehyung'a götüreceğinden bihaberdi. 

*****

Karşısındaki adamın yüzünü incelemeye devam ederken, duyduklarıyla kaşlarını çatmış ve hayıflanır bir sesle söylemişti genç çocuk. Elleri titriyor, dolan gözleri görüşünü bulanıklaştırıyordu.

"Vedalardan oldum olası nefret etmişimdir Jungkook... Şimdi, senden de nefret ediyorum. Hayatımı terk et ve bir daha asla geri dönme"