five

15.8K 1.3K 376
                                    

Üzerime giydiğim somon rengi saten gömleğin düğmelerini iliklerken yatağımın üzerindeki telefonumdan gelen bildirim sesiyle oraya doğru ilerledim, mesaj gönderen kişi Taehyung'dan başkası değildi.

taehyung:

yemekler ne alemde

şirketten çıktım birazdan evde olacağım

jungkook:

et fırında onun dışında hazır her şey

taehyung:

tamam görüşürüz
(görüldü) (20.34)

Cevap vermeyip kalan iki düğmeyi hızlıca ilikledim ve gömleğin eteklerini siyah dar pantolonumun bel kısmından içeriye doğru ittirdim. Ardından yandaki masada dizili duran parfümlerimden hafif bir koku seçip sıktım ve aynanın karşısına geçtim.

Siyah, kaşlarımın hemen üzerinde biten saçlarımı elimle şöyle bir dağıtıp bıraktım ve odamdan çıktım. Aşağı kata indim ve salondaki uzun masanın üzerine kurduğum sofrayı son kez kontrol ederek mutfağa geçtim. Dakikası dolduğu için otomatik kapanan fırına bir bakış atıp buzdolabından çıkardığım cam sürahiyle tekrar salona döndüm.

O sırada içeriye giren Taehyung ile göz göze geldik. Bir anlığına ikimiz de durakladık fakat ben hemen sonra kendime gelip yürümeye devam ettim ve elimdeki sürahiyi masanın üzerine bıraktım.

Taehyung kapıyı ardından kapatıp gözlerini benden ayırmadan bana doğru yürüdü, hemen sonra karşımdaki sandalyeye yüzüklü elleriyle tutunup "Güzel görünüyorsun." diye mırıldandı. Kulaklarımın yandığını hissederken ifadesizliğimi korudum ve soğuk bir sesle "Teşekkürler." karşılığını verdim.

O, üzerini değiştireceğini söyleyip elindeki iş çantasıyla merdivenlere doğru yürürken bir süre sırtında takılı kaldı gözlerim; ardından bakışlarımı ondan ayırıp sızlayan ayaklarımla biraz dinlenmek için koltuğa doğru yürüdüm. Siyah deri koltuğa bedenimi yavaşça bırakıp kafamı koltuğun sırtına yasladım, gözlerim anında kapanırken yorgunluktan uyuyakalmamak için büyük bir savaş veriyordum.

Bugünlük ofiste işim olmadığından sabah erkenden kalkmış ve ilk olarak evi şöyle bir temizlemiştim. İşim bitince gecikmemek için dün akşamdan kafamda tasarladığım yemekleri yapmaya başlamış, nihayetinde hazırladığım domates soslu pirzolaları fırına verip sofrayı kurmuştum.

Hızlı bir duştan sonra biraz da olsa kendime gelmiş, toparlanmıştım ama şimdi koltuğa oturduğumda anlıyordum aslında ne kadar yorgun olduğumu. Aslında normalde haftalık olarak gelip temizliği ve ev işlerini yapan yardımcılarımız vardı ama bu sefer evi ben temizlemek istemiştim.

Ben böyle düşüncelerimle boğuşurken gelen adım sesleriyle koltukta dikleşip arkama döndüm. Taehyung üzerindeki lacivert Nike eşofman takımıyla hızla basamaklardan inerken bakışlarımı ondan ayırmadım, ayıramadım daha doğrusu. Her zamanki gibi yakışıklı görünüyordu ama bir aile yemeğinde eşofman giymesi tuhaf gelmişti.

Taehyung saniyeler içinde yanıma geldi ve bana hiç bakmadan koltuğun diğer ucuna oturup yayıldı. Bunun üzerine kendimi tutamayarak dudaklarımı araladım.

"Ailelerimizle olacağımız ve onlara boşanacağımızı açıklayacağımız bir gecede sence de eşofman biraz absürt kaçmaz mı?"

Taehyung gözlerini anında bana çevirip çatık kaşlarıyla cevap verdi.

"Takım elbise falan mı giymemi bekliyordun Jungkook? Alt tarafı bir yemek işte, bu kadar anlam yüklemeye gerek yok."

Cevap vermeden önüme dönüp bakışlarımı bacaklarıma indirdim, aklımdan geçeni dile getirdiğim için pişman olmuştum.

from the rough × taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin