Yemeklerini yedikten sonra hafifçe esnemeye başladı hepsi. Saat epey geç olmuştu ve yaptıkları şey hem bedenen hem de ruhen yormuştu hepsini.
Sofradan ilk kalkan Ali olmuştu ve içeri de ki koltuğa atmıştı kendini. Diğerleri anca kalkıyordu sofradan. Bulut ve Ağca bulaşıkları yıkadıkları sırada içeriden Deniz'in bağrışı ile ikisi de salona koştu. “Bulut.”
Hızla salona girdiklerinde Deniz'i Ali'nin başında buldular. “Ne oldu?”diye endişe ile Bulut sokuldu yanlarına. “Bilmiyorum, çok ateşi var.”dedi Deniz korkuyla. Bulut, Ağca’ya Deniz'i almasını için işaret etti. Deniz'i kolundan tutup köşeye aldı Ağca. Bulut mesleğini yaparcasına dikkatli bir şekilde kontrol etmeye başladı Ali'yi. Ateşi çok yüksekti ve nabzı düzensizdi. “Soğuk havlu getirin, buz çabuk.”diye bağırdı ardından. Ağca koşarak dediklerini getirmeye gitti.
“Ne oluyor?”diye sordu Deniz. “Havala geçiriyor. Beyin kanaması olabilir.”dedi Bulut korku ile. Ne olduğunu tam anlayamıyordu, bilmiyordu. “Nefes almakla zorlanacak.”dedi Bulut endişe ile eli telefonuna giderken. Ağca “Ne yapıyorsun?”diye sordu.
“Benim hastaneye götürelim. Kimse bizi fark etmez bizimkilere söylersem.”dedi telefonun da arkadaşlarının numarasını ararken. “Saçmalamayın.”dedi Deniz, hayretle gözleri açıldı. “Balıkesir merkeze gidelim ya da en yakında ki hastaneye falan.”dedi. “Yakalanırsın, yakalanırız Deniz.”dedi Bulut. “Ali'nin canından daha mı önemli Bulut?”diye sordu korkudan titremeye başlarken. Ali ilk kez kızgın gözlerle baktı Deniz'e.
“Ağca arabaya getir arkadan abi.”dedi ve hızla Ali'nin ateşine yeniden baktı. Biliyordu bir süre daha dayanabilirdi arkadaşı. Yanına aldığı ilk yardım eşyalarının lazım olacağını tahmin etmişti, içine doğmuştu. Sekiz saat arkadaşını onlarla tutması lazımdı o eşyaların. Eğer ateşini düşürebilirse her şey düzelirdi.
Deniz korku ile Bulut'un kolundan tuttu. “Bulut yalvarırım o kadar dayanamaz.”dedi. Bulut elleriyle saçlarını arkaya yatırdı ve derin bir nefes aldı. “Gereken şeyleri yaptım Deniz sadece biraz dayanmak zorunda tamam mı? Korkma.” Deniz ne derse desin işe yarayamayacağını biliyordu. Sustu.
Bulut kolunda ki Deniz'in elini tuttu ve avuç içine aldı. “Sen endişe yapma olur mu canımın içi?”dedi ve elini bırakarak Ali'ye döndü. Halsiz bir şekilde yatan dostunu kaldırdı ve yavaşça evden çıkardı.
Ağca arabayı evin önüne getirdiğinde hızla çıktı ve arka kapıyı açtı. Ali'yi arkaya koyduklarında Deniz de girdi ve Ali'nin başını dizlerine aldı. Ağca ve Bulut da öne binip hızla yola koyuldular. “O kadar dayanabilecek mi?”diye sordu Ağca sessizce. Bulut kafa salladı.
“Nefes alabiliyor artık sadece iç kanaması varsa çok kötü ama olmadığını düşünüyorum. Bizim hastaneye girince her şeyine bakarız.”dedi. Ağca hızla kemerini taktı. Normalde sekiz saat kadar süren yolu bu hızla daha erken gidebilirlerdi. Çevirmeye yakalanmamalarını umarak daha da hızlandı.
Bulut en büyük hayalini yeni yeni gerçekleştirdiğinde dostum dediği insana böyle çaresizce bir şey yapamaması koymuştu. Oysa o burada ki en akıllı ve soğukkanlı insandı. Konu bu üç insana gelince tüm aklı gidiyordu. Tamamen duyguları ile hareket eder bir hale geliyordu. Bu üç insan onun kalbinin kapılarını açıyordu. Onu o yapan bu üç insandan birine bile ufacık zarar gelse yüreği yanıyordu. Derin bir nefes aldı ve yanan gözlerini hafifçe kapattı.
Deniz kucağında yatan Ali'nin saçlarıyla oynuyordu. “Gamze’nin sana yaptığını bize yapma olur mu?”dedi sessizce. Gözyaşı Ali'nin yanağına düştü. Eliyle yavaşça sildi. Silerken buz gibi tenini hissedince kanı daha da dondu.
Ölümü sıcak tatmıştı Deniz. Annesi babası yangında can verirken ki o sıcaklık aklından çıkmazdı. Şimdi ise anne babası gibi sevdiği çocuğun böyle soğuk olması.. “Ağlama.”dedi Bulut. “O bizi bırakmaz.” Yaklaşık beş saat sonra İstanbul’a giriş yaptılar. Ve Bulut'un çalıştığı hastaneye doğru ilerlediler.
Şuan hepsi bir mayına bastığının farkındaydı ve ölmemek için ayaklarını çekemiyorlardı. Bir gün yorulup çekmek zorunda kalacaklarının da farkında değillerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CENNETİN ÇOCUKLARI
Teen Fiction"Betimlemelerin çoğunu kaldırdığım ve ağlayarak bitirdiğim hayatımda hep kelimeleriyle var olacak dört çocuk;" ------- Cehennemde kaybolan cennetin çocukları. "İnsan hayatı kalp ritmine benzer. Monitörde görünen düz çizgi senin öldüğünün işaretidir...