"Biraz alır mıydınız? İyi gelir." Samgu'nun bana uzattığı fincana ters bir bakış attım.
"İstemez." Sakince kendi sandalyesine geçti ve bana uzattığı fincanı masanın diğer tarafına koydu. "Birazdan gelir, endişelenmeyin."
"Endişelendiğim falan yok." diye terslendim. Hep aynı saatlerde geliyordu zaten, beni rahatsız eden başka bir şey vardı. Ori neredeyse bir haftadan uzun süredir daha az konuşuyor ve daha az soru soruyordu. Hiçbir söylediğime itiraz etmiyordu. Tabi ki itiraz etmemesi lazımdı ama sanki... "Ori hasta mı?" diye sordum Samgu'ya. Belki insan olduğu için benim bilmediğim türden bir sorunu olabilirdi.
"Gördüğüm kadarıyla gayet sağlıklı,efendim." dedi sakince. Kaşlarım çatıldı.
"O zaman neden böyle?"
"Nasıl?" Uygun kelimeyi aradım.
"Uysal."
"İstediğiniz şey bu değil miydi zaten?" Çayına biraz üfleyip küçük bir yudum aldı. "Duyduğum kadarıyla bu hale gelmesi için iyi bir ders vermişsiniz ona."
"Bunu sana Ori mi söyledi?"
"Hayır, Hlaen söyledi." Hayretle baktım ona.
"İkiniz bir olup beni mi eleştiriyorsunuz?"
"Cüret dahi edemeyiz efendim." diye karşılık verdi sakince. "Sadece ona lezzetli bir ara öğün verdiğinizden, yemek sırasında da Rae ile kendisine eşlik ettiğinizden bahsetti."
"Ağzından çıkan kelimelere dikkat etmesi gerektiğini başka türlü anlamıyordu." dedim kollarımı göğsümde birleştirerek. Uzun süre bir şey söylemeyince dönüp Samgu'ya baktım. Sinir bozucu bir sakinlikle gözlerini bana dikmişti. "Ne var?"
"Artık anladı."
"Evet."
"Neden daha çok sinirlisiniz o halde?" Karşısındaki sandalyeye oturup benim için bıraktığı çaydan bir yudum aldım.
"Sinirli değilim." Uzun başka bir sessizlik oldu. Bacak bacak üstüne atıp ayağımı sallamaya başladım.
"Sizi rahatsız eden şeyleri dışarı vurmanız, rahatlamınıza yardımcı olur Ai Susano." Kaşlarımı çatarak dirseğimi masanın üzerine koydum ve elimi çene yasladım. Beni bu kadar rahatsız eden şey neydi gerçekten? Ori'nin mühürlerimi fark etmiş olması mı?
Hayır, eninde sonunda birileri görecekti zaten. Görülmesinden hoşlanmamıştım ama fazladan bir çaba da harcamamıştım gizlemek için. Kısıtlanmış halimle bile bana karşı zayıf ve çaresizlerdi. Tamam, Ori'nin durumu bu kadar hızlı bir şekilde çözeceğini de düşünmemiştim. Biraz şaşırdığımı kabul etmeliydim fakat kadın Samgu'lara bile büyü öğretebilecek kadar bilgiliydi. İşaretlere bakınca ne tür bir büyü olduğunu aşağı yukarı tahmin etmesi normaldi.
Ağacın altında söyledikleri miydi asıl sorun?
Kısmen. Saygısızca, yerini bilmeden sarf ettiği cümlelerin sorumluluğunu almalıydı. Kim olduğunu, benim kim olduğumu hatırlaması gerekiyordu. Ancak...
"Onu bu kadar korkutmayı planlamamıştım." Ağzımdan dökülen cümleyi fark ettiğimde donakaldım. Göz ucuyla Samgu'ya baktım fakat yüzünde hiçbir ifade yoktu. Sakince çayını içmeye devam ediyordu.
"Çok uzun süredir insanların arasında değildiniz. Öfkeli olduğunuz için muhtemelen kendinizi kontrol edemediniz." Bacaklarımı hışımla indirip hafifçe ona doğru eğildim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARANİL (TAMAMLANDI)
Romance**TheWattys2021 Yarı Finalist** **WattpadFantastTR Okuma Listesinde** "Ona yaklaştıkça kalbimin atışı daha da hızlanıyordu. Her kulaçta, beni hapseden zincirlerden biraz daha kurtuluyordum sanki. Hayatımda bir kez olsun kendim için bir şey yapıyordu...