FOTOĞRAFTA Kİ EMILY
Çok acı çektim. Çok kızdım, canımı acıtmaya çalışanlardan çok canımı acıtmaya çalıştım. Kendimi suçladım, şansıma küfrettim, Tanrıya sitem ettim. Şimdi gözlerimi kapatıyorum, yaşadıklarımı bir kenara koyuyorum. Ve yaşayacaklarıma hazırlanıyorum.
***********
Geçmişime gidiyorum tekrardan; Dört yaşında geçirdiğim rüya karışımı kabusa.... Geçirdiğim korku dolu ana. Ailemin ihanetine... Doğum günümde ki kötü geceye.
Odam ayrıydı her insanın olduğu gibi, gece iki veya üç civarları açmıştım gözlerimi. Garip bir huzursuzluk vardı içimde. Yağmurluydu ve fazlasıyla soğuktu. Titriyordum; hem korkudan hem üşümekten. Pencere açıktı ve dışarıdan odaya serin rüzgar giriyordu. Üzerimde ki örtüyü başıma kadar çektiğimde zorla da olsa gözlerimi kapatıyordum, gözlerimi sımsıkı kapatmaya devam ederken odamda birinin olduğunu fark etmiştim. Ama kıpırtıların olduğu yöne doğru bakmaya cesaretim yoktu. Plan yapıyordum artık kafamda, nasıl hızlı kalkarım da annemlerin odasına giderim diye. Kalkmaya hazır bir pozisyon da dururken omzumda bir el hissetmiştim. Eli hissetmemle çığlık atmam bir olmuştu zaten. Çocuktum işte; ne yapabilirdim ki başka? Korkudan ağlayacak duruma geldiğimde ise annemin sesini duyarak rahat bir nefes almıştım.
"Korkma, yanındayım." diyerek fısıldıyordu bana. Niye fısıldadığını anlayamamıştım, belki de babamı uyandırmak istemiyordu. Üzerimde ki örtüyü çekerek anneme döndüğümde şok olmuş bir biçimde ona bakıyordum. Yüzü kanlar içindeydi ve bana gülerek bakıyordu.
"Korkma benden, annenim ben senin." diyerek kıkırdadığın da ondan uzaklaşmaya çalışıyordum.
"Korkuyorum ama." demiştim kalbimin ritmini duyarak. "Senden korkuyorum anne." Annem gülerek bakmaya devam ettiğinde birden bire kaşlarını çatmıştı. Ve üstüme yürümeye devam etti.
"Ben senin annenim." diyerek sivri dişlerini gösterdikten sonra hiç bir şey hatırlayamıyordum. Sabah kalktığımda ise her şey normaldi kötü bir rüya görmüştüm sadece. Kötü bir kabus...
Ensemde garip bir iz taşıyorum, ailem bu izin doğum izi olduğunu söyler bana. Tuhaf olan şey ise her doğum günümde ensemde ki doğum izi garip bir ağrı ve acı hissettiriyor.
************************
Sabah annemin sesiyle açmıştım yorgun gözlerimi. Daha doğrusu açmaya çalışıyordum, hala kapalı gibiydi gözlerim.
"Kalkmayı düşünmüyor musun acaba?" diyerek sitem ediyordu annem. Ben ise yatış şeklimi değiştirerek ağzımdan kelimeleri zorla çıkarıyordum.
"Uykum var." annemin ayakkabı tıkırtısından yanıma geldiğini anlayabiliyordum. İyice yanıma sokulduğunda yastığımı hızla çekerek tek kaşını kaldırmış bir vaziyette bana bakıyordu.
"Ne yaptığını sanıyorsun, uyuyorum farkındaysan."diyerek sesimi yükseltiyordum anneme. Annem ise elinde ki yastığı bana fırlatarak kapıya doğru gidiyordu.
"Ayıldığını anlayabiliyorum, o yüzden aşağı iniyorum. Ve sende üzerini değiştirdikten sonra aşağı geliyorsun." dedikten sonra tam gidecekken kapının arasından tekrar konuşmaya başladı.
"Sanki bugün doğum günü çocuğu olan benim."
Doğruya, doğum günümdü bugün benim. On altı yaşıma giriyorum sonunda. Derin bir nefes alarak yataktan zar zor kalktığımda banyoda yüzümü yıkıyordum. Yıkadıktan sonra ise hazırlanarak aşağı indiğimde klasik ailemi görüyordum. Babam Henry masanın bir ucuna telefonunu koymuş bir eliyle içeceğini içiyor diğer eliyle ise serçe parmağıyla telefonuyla oyalanıyordu. Annem Mary ise dergileri karıştırarak kahvaltısını yapıyordu. Sandalyemi çekerek masaya oturduğumda tabağımda ki fıstık ezmeli sandviç ime bir süre baktığımda yememeye karar vererek su içiyordum. Boğazım kuru gibiydi ve canım bir şey istemiyordu. Suyu içtiğimde boğazımda ki kuruluğu azda olsa gidermeyi başarmıştım. Annem ise tedirgin bir şekilde bana bakıyordu.
"İyi misin?"
Kafamı onaylar bir şekilde sallamıştım.
"İyiyim, sadece boğazım kurudu." Annem derin bir nefes alarak babama baktığında babamda anneme o şekilde bakıyordu.
"Aç değilsen zorlama."demişti babam. Ben ise tabağımı benden uzaklaştırarak ittiğimde konuşmaya başladım.
"Galiba yemeyeceğim." diyerek masadan kalktığımda tekrar odama çıkacakken ensemde ki doğum lekesinin olduğu yerde büyük bir acı hissetmiştim. Bu her doğum günümde olan bir şeydi. Ensemi bir elimle tuttuğumda diğer elimle duvara tutunuyordum. Bir kaç saniye sonra ise acı geçtiğinde odama geçerek doğum günümde ne giyeceğimi kararlaştırdıktan sonra tabletime oyalanmaya çalışırken ensemde yine büyük bir acı hissetmiştim. Bir kaç saniye sonra ise geçmişti.
Bir kaç dakika sonra telefonuma bakarken Chole den mesaj geldiğini fark etmiştim.
"Doğum günü kızı evine geliyorum."diyerek gülücüklü bir mesaj göndermişti. Gülerek mesajı okuduğumda ise elimden bırakarak Chole yu bekliyordum. Yaklaşık on dakika sonra kapımı tıklatarak odama girmişti. Odaya girdiği anda boynuma yapışarak yanağıma bir öpücük kondurmuştu.
"Bak sana ne aldım."diyerek elinde ki hediye paketini gösteriyordu. Heyecanlı bir şekilde paketi açtığımda büyük bir sevinçli şok yaşamıştım.
"Sayın Emıly Miller on altı yaşınıza girdiğiniz için ehliyet kursu almaya hak kazandınız."diyerek notu sesli bir şekilde okumuştum. Sevinçle Chole nun boynuna sarıldığımda tebessümle konuşmaya başladım.
"Bunu ailemin alması gerekirdi ama, sen harikasın ya."dediğimde ikimizde kahkaha atıyorduk. Sonrada saate baktığımda zamanın geçtiğini fark ederek üstümü değiştirecekken saçımı yukarıdan topuz yapmıştım. Dolaptan ise kıyafetlerimi çıkarırken Chole tedirgin bir şekilde konuşuyordu.
"Hey! doğum lekende kahverengi bir sıvı var."
Elimi telaşlı bir şekilde enseme götürdüğümde değişik bir sıvı gelmişti elime. Hızla çekmecelerin birinden peçete çıkardığımda doğum izine koyuyordum.
"Her doğum günümde oluyor bu."
"Tuhaf." diyebilmişti tedirgin bir şekilde Chole.
"Alıştım."diyerek burun kıvırmıştım. Chole şaşırmış bir şekilde bana bakmaya devam ederken bende üzerimi değiştiriyordum. Hazırlandıktan sonra aşağı indiğimizde annem telaşlı bir şekilde babamla konuşuyordu.
"Nasıl söyleyeceğiz ona?" Babam tam bir şey söyleyecekken oturuşunu düzelterek konuşmaya başladı.
"Hadi kızlar hazırlıklara başlayalın artık." dediğimde kafamı onaylar şekilde sallamıştım. Benden bir şey saklıyorlardı, ama ne olduğunu bilmiyorum. Hazırlıklar bir saat içinde bittiğinde herkes teker teker gelmeye başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vampir Okulum #wattys2015
VampireOn altı yaşımda öldüm ben.Yaşarken adeta bir ölüye döndüm , hayallerim düştü yanaklarımdan.Düşünemedim hiç bir şeyi.Daha doğrusu düşünmeye gerek duymadım.Ve bir gece sabaha devrolurken öğrenmiştim ; Ben bir vampirdim. Kirli sayfalarım silinecekti ve...