Ö-1

370 33 11
                                    

ÖKÜZ ♣ 1. BÖLÜM

Memesi olan her varlıktan korkacaksın gardaş!


Telefonun o nefretlik zil sesi...

Bilirsiniz, okulun ilk gününde, 90 günlük tatilin bitiş habercisi o lanet telefon sesidir. Sabahın yedisinde sizi uyandırır, saatlerinizi bir binada geçirttirir, sonra zaten ölü bir şekilde eve dönüş vardır. Cehennemdeki üçüncü yılıma merhaba diyordum, 11. sınıf olmanın kötü yanı buydu işte. Daha önümde yaşanacak iki cehennem yılı vardı.

Telefonu elime aldığımda, ekranda YavvvşAlpay yazısını görünce bir küfür savurdum. Piç, her pazartesi erkenden kaldırmaya bayılırdı beni. Yeşil butonu sürükledim ve telefonu kulağıma götürdüm. "Boşuna adın YavvvşAlpay değil, yavşak. Ne var lan bırak azıcık uyuyayım!"

"Aa aşkım hiç öyle şey olur mu, 5 dakikaya sizin oradayım. Cicilerini giy ve apartmanın önüne çık, saçını yalamayı unutma. Hadi öptüm Memoli Gökçem." Homurdanıp telefonu kapattım ve ayaklarımı çarparak yataktan çıktım. Alpay ile 9. sınıfın ilk gününde tanışmıştık, o zaman annem 'hadi bak liseye başlıyorsun saçlarını daha düzgün yapmalısın' deyip saçımı Memoli tarzı yapmıştı. İnsaf be kadın, hiç mi oğlunu düşünmedin? Alpay da ilk gün aşırı dalga geçmişti ve beraber tuvalete gidip saçımı düzeltmiştik. O zamandan beri adım Memoli Gökçe kaldı, her dönem başında bu piçliği yapmaktan da zevk alıyor işte.

Benim adım da Asrın ise, Alpay'ı saatlerce kapının önünde bekletmeyi bilirdim. Sırıtarak, bir zombi yavaşlığında banyoya girdim ve normalde 3-4 dakikada aldığım duş oldu 20 dakika. Telefonu çamaşır makinesinin üstüne bırakmıştım, Alpay'ın her arayışında kahkaha patlatıyordum. Sonunda evin zilinin çalındığını duyduğumda hızla banyodan çıktım ve giyindim. Zaten daha Eylül ayındaydık, İzmir sıcaktı ve saçlarım hemen kuruyordu. Parfümümü üstüme boşalttım, dişlerimi de hızla fırçaladım ve yarım saat olmadan çıktım. Alpay ise annemle ağız dalaşına girmişti.

"Safiye teyzeciğim, Asrın denen yavş- yani canım arkadaşım iki saattir bekletiyor, bi girsem içeri de dürtsem şunu?"

"Aa Alpay, sen hiç böyle değildin ne kadar terbiyesiz olmuşsun? Gelir birazdan çocuğum okul kaçmıyor ya. Zaten sen neden bütün ev halkını sabahın köründe ayaklandırıyorsun ki? Daha 1,5 saat var okulun açılmasına." Bütün pişkinliğim ile annemin arkasına sinip, Alpay'a sırıtıyordum. O ise beni fark edince 'belanı siktim çocuk' bakışı attı ve piç gülüşünü yüzüne yerleştirdi. "Aa iyi insan lafın üstüne gelirmiş!"

"Kapıda beni beklediğini bilsem biraz daha gecikirdim bebeğim ya. Hatta dur içeride bir şeylerimi unuttum onları alıp geley-"

'Ben sana müsait bir yerlerini de unutturacağım' diye mırıldansa da annem olduğu için "Hiç gerek yok, gidelim biz artık." dedi. Kolumu tuttuğu gibi dışarı sürükledi beni, ayakkabılarımı bile zorlukla bağlamıştım o sırada. Anneme kısa bir veda öpücüğü verdikten sonra arkamızdan 'Allah zihin açıklığı versin yavrularım!' nidası eşliğinde sokağa çıktık. Kapının önünde durup Aytekin'i bekliyorduk, karşı apartmanda oturuyordu. Ama Alpay sinirden kıpkırmızıydı, bekletilmeyi sevmiyordu ama bu kadar da erken olmaz ki be kardeşim! Minik Asrın'a doğru uçan bir tekmeyi görüp son anda geri çekildim. Çocuk transformers olup birazdan arabaya dönüşecek ve üstümden geçecek gibiydi. "Lan götelek Gökçe, senin ben ağzına sıçayım e mi! Neredeyse yarım saat bekledim it!"

"Ne yapayım ya, sürekli erkenden kalkıyorsun beni de kaldırıyorsun! Uykum değerlidir benim."

"Sıçarım uykuna." Karı gibi omuz silktim ve kollarımı göğsümde kenetledim. Bizim okuldaki mahalle kızı Pelinsu gibiydim şerefsizim, kavga topuzu yapıp dalacak tipte duruyordum. Alpay da sanki zihnimi okumuş gibi, "Pelinsu gibisin lan." dedi ve kahkahayı bastı. Ne dengesiz herifti bu.

ÖKÜZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin