______
Yarım saattir tek başıma oturduğum masadan çantamı da alıp kalktım. Bu kadar bekletmesinin mantıklı bir açıklaması olsa iyi olurdu. Aksi halde gecemi mahvetmesinin bedelini en ağır şekilde ödeyecekti.
İçtiğim kahvenin parasını ödedikten sonra mekandan çıktım. Mekanın ne olduğunu ise hiç mi hiç bilmiyordum. Kafe desem değil, bar desem değil, lokanta desem hiç değil... Her neyse! Beni ilgilendirmiyordu.
Arabama atlayıp eve doğru sürdüm. Evin önüne geldiğimde kapılar açılmıştı. Arabayı garaja park edip eve girdim.
"Sema hanım, bir bardak soğuk su getir misiniz?" dedim hizmetçiye. Mutfağa girip geri geldiğinde elinde su vardı.
"Buyrun Azra hanım." diyerek elindeki suyu uzattı. Suyu içip bardağı geri hizmetçiye verdim. Kalkıp odama yürüdüm.
Kıyafetlerimi ayarlayıp banyoya girdim. Soğuk bir duş alıp çıktım. Sehpanın üzerindeki telefonumun çaldığını gördüm. Sessizde olmalıydı.
+Efendim!
-Selam nasılsın?
+İyi sen?
-Ben iyiyim ama sen değilsin. Beklettiğim için özür dilerim. İşim çıkmıştı.
+Umrumda değil. Bir daha aramazsan sevinirim.
-Özür di-
Telefonu yüzüne kapatıp numarasını kara listeye ekledim.
Adını unutmuştum. Eğer buluşmaya gelseydi bir bahane bulup ismini öğrenecektim. Ama bekletilmekten nefret ettiğimi bile bile beni bekletmişti. Gecemi tek başıma geçirmek zorunda da kalmıştım. Aslında bir bara gidip yeni birini bulabilirdim. Ama bu gün şirkette çok yoğun bir gün geçirmiştim. O yüzden evde kalacaktım.
Hafta da üç veya dört gün geceleri eğlenirdim. Bir erkek bulur günümü gün ederdim. Alışkanlık haline gelmişti bu. Bir yanım yanlış yaptığımı söylesede diğer yanım bunun normal olduğunu söylüyordu. Erkeklerin ihtiyacı varsa kızların da olmalıydı.
Telefonumu şarja takıp yatağa girdim. Uykumu almam şarttı. Çünkü yarın şirkette beş tane toplantım vardı.
______
"Günaydın Azra hanım. Kahvaltınız hazır." diyerek beni uyandıran Sema Hanıma baktım. Uyanamazsam o beni uyandırıyordu. Evimdeki diyolağa geçtiğim tek hizmetçiydi. Diğerlerini eve geldiğimde görmüyordum.
Kıyafetlerimi giyip odadan çıktım. Mutfakta kahvaltımı yaparken Sema Hanım da yanımdaydı.
"Akşam yemeğine gelecek misiniz Azra hanım?" diye sordu.
"Açıkçası bilmiyorum. Dün evdeydim ve canım baya sıkıldı. Bu gün içinse bir planım yok. Eğer gün içerisinde bir plan yaparsam size bildiririm." dedim. Olumlu anlamda kafasını salladı.
Kahvaltımı bitirdiğimde çantamı da alıp masadan kalktım. Kapının önündeki arabanın arka koltuğuna binip tabletimi elime aldım ve bu gün programını gözden geçirdim. O sırada şöför arabayı çalıştırıp şirkete sürmeye başladı.
Şirkete gelmiştim. Yine odama gidene kadar çalışanlar beni görünce telaşa düşüyordu. Hadi ama o kadar da ciddi bir patron değildim!
Çantamı masanın kenarına bırakıp koltuğa oturdum. Önümdeki dosyalarla ilgilenmeye başladım. Kapı çalınmadan içeri bir daldığında gözlerimi devirdim. Kim olduğunu tabi ki biliyordum.